Alevi Haber Ajansi

Efsane İşportacı: Sistem çöktü, bütün dünyada değişim şart-VİDEO

PİRHA – Ankara’da ‘Efsane İşportacı’ olarak tanınan Ramazan Ak, satışların artık rağbet görmediğini belirterek, “Sistem çöktü. Değişim bütün dünyada şart. Çok sayıda işsiz, atanamayan insan var. Bir yerlerde adamın varsa haksızlıkla her şey yapılabiliyor. Artık bu duruma bir ‘dur’ denilmesi lazım” dedi. Ramazan Ak ekledi: Zengini daha zengin yaptılar, fakirin borcu katlandı. 

1988 yılında Haymana ilçesinden Ankara’ya gelen Ramazan Ak, yaklaşık 30 yıldır sokaklarda işportacılık yapıyor. İlk işportacılığına selpak mendil, balon satarak başlayan Ak, şimdilerde ise Ulus semtinde meyve-sebze soyacağı satarak geçimini sağlamaya çalışıyor.

Ramazan Ak, geçmiş yıllarda işportacılığın daha çok gelir sağladığını belirterek “Eskilerden bu işi yapan pek kalmadı” dedi. Ak, Türkiye’nin hemen hemen her ilinde işportacılık yaptığını belirterek “Tüm semt pazarlarında, sosyete pazarlarında, festivallerde tezgahımızı açarız. Tabii güneşi de çektik, ayazı da… Bazen yolda arabada da kaldık. Yeri geldi lüks otellerde, parklarda da yattık. Yani işportacı, emekçi insanların hali bu. İşportacılık serbest piyasadır. Tabii bunun cezası da var. Belediyeye 3-5 ödediğin zaman serbest oluyor” ifadelerini kullandı.

“ZENGİNİ DAHA ÇOK ZENGİN YAPTILAR, FAKİRİN BORCU KATLANDI”

Ramazan Ak gelinen süreçte artık hiçbir ürüne rağbet olmadığını da sözlerine ekledi. Halkın bir tek gıda ihtiyaçları için bütçe ayırabildiğini söyleyen Ak, halkın ekonomisini şu sözlerle yorumladı:

“Ernesto Che Guevara’nın bir sözü vardır; ‘Gecekonduda oturanlar, sarayda oturanları alkışlayanlardır. Halinden memnun olanlar en büyük kölelerdir’. Şimdiki durum bu. Ülkenin %50’si fakir durumda. Zengini zaten zengin yaptılar. Zavallı fakirin 2 lira borcu varsa şimdi oldu 20 bin lira.
1980 yılından beri sokaklardayım. Hayatımda yaşadığım en güzel yıllar 1990’lı yıllardaydı. Yaklaşık 10 arkadaş burada işportacıydık. Şu anda bir tek ben kaldım. Eski yıllarda kazandığımız parayı yerdik, içerdik ama yine de bitmezdi. Çünkü paramızın bir değeri vardı. Bir gün çalıştığımızda kiramızı, yememizi, içmemizi; hepsini çıkarırdık ama şimdi ne yazık ki bir ay çalışsan bir kiraya yetmez. Ve üstelik şimdi bir sosyal güvencem de yok.”

“ARTIK BU DURUMA BİR DUR DENİLMESİ LAZIM”

Toplumun artık sokak satıcılarından çok AVM’leri tercih ettiğini belirten Ramazan Ak, yaşadığı zorlukları da anlattı. Ülke halkının işsizlik sorunuyla mücadele ettiğini anlatan Ramazan Ak şunları anlattı:

“Artık kredi kartları var. İnsanların zaten alım gücü de azaldı. Örneğin benim sattığım ürünleri lüks mağazalara gidip almaya çalıştığınızda orada iki güzel satıcı yanınıza gelir, içeride klima sistemleri o esnada çalışır olur. Ürünü alıp dışarı çıktığınızda ise buz gibi soyulduğunuzu anlarsınız. Onun için her daim dışarıda emekçi tezgahlarından alışveriş yapılmasını tavsiye ederim. Sokakta satılan bir ürün daha kalitelidir.
Tabii bu işin zorluğu da var. Meyve sebze soymaktan ellerimizin hali ortada. Yaşam mücadelesi veriyoruz. Emekçi insanlarız, kimseden de bir beklentimiz yok. Burada emeğimizi alır 3 lira 5 lira neyse çekip evimize gideriz. Ama tabii aile geçindirmek artık çok güç hale geldi. Yarını dahi düşünemez hale geldik. Gerçekten çok sıkıntılı bir durumdayız. Ama örneğin yanıma biri geldi, diyor ki ‘Avrupa’da bizi kıskanıyorlar’. Öyle anlattı ki benim bile inanasım geldi!
Avrupa’dan gelen bir insan bugün iki emekli maaşıyla Türkiye’yi komple gezebiliyor. Buradaki bir zavallı emekli ise alıyor 4.000 lira, hadi şuradan Edirne’ye kadar gitsin bakalım.
Evet burada bir işporta özgürlüğümüz var. O nedenle de seviyorum işimi. Bu da bir yetenek işi, mesela herhangi bir ürünü alıp satabilirim. Ama her insan işportacılığı yapamaz. Şimdi çok sayıda işsiz, atanamayan insan var. Ülkemizde bir yerlerde adamın varsa haksızlıkla her şey yapılabiliyor. Artık bu duruma bir dur denilmesi lazım.”

‘EFSANE İŞPORTACI’ İSMİNİN HİKAYESİ

Ramazan Ak ‘Efsane işportacı’ lakabının halk tarafından konulduğunu da anlattı. Yaz, kış demeden işportacılık yaptığını belirten Ak, şöyle devam etti:

“İnsanları güldürdüm, kötü mal satmadım. Şu süreçte zamlanan her ürüne karşılık kârımı çok düşük tutarak satış yaptım. Çünkü insanlara kıyamıyorum. Aslında insanların kafasına göre zam yapma gibi bir durumu da yok. Örneğin dükkanların vergisi, elektrik, doğalgaz ve birçok ödemesi var. Akaryakıta, daha doğrusu her şeye zam geldi, otomatikman işletmeler de kâr amacını belirliyor.
Havalar soğudu ancak yılmak yok. Zaten ben soğuğa da alışığım güneşin 45 derecesine de… Emekçiyiz ve soğuk bize işlemez. Hayatımı hep bu geçim mücadelesine verdim. İşimi severek yaparım. Ama tabii bu işler eskidendi. İlyas Salman’ın da bir filminde denirdi ki ‘git hıyar sat memurluktan iyidir’. Ama artık kimse kalmadı sokakta. Son nesil olarak bir ben kaldım.”

İŞPORTADA ZABITA ENGELİ!

Zabıtalarla yaşadığı husumetlere de değinen Ramazan Ak, gülerek “Zabıtalar bizim abilerimiz. Türkiye’nin 81 vilayetinde ne kadar zabıta varsa çoğu beni tanır” diye ekledi. Her belediyede bir kaydının olduğunu söyleyen Ak, “Zabıtalar sağ olsunlar yerine göre iki gün idare ediyorlar. Yerine göre göz yumuyorlar, bazen gelip ‘şikayet oldu’ deyip malı alıp gidiyorlar ama ben de belediyeye gidiyor ufak cezamı verip malımı alıp başka yere geçiyorum. Örneğin Afyon’dayım, sıkıntı oldu Uşak’a, Uşak’tan İzmir’e geçiyorum” dedi.

“DEĞİŞİM ŞART”

Yeni yıl dileklerini de paylaşan Ramazan Ak, ” Tüm emekçi halklara, esnaf kardeşlerime, herkese güzel, savaşsız, kavgasız bir yıl gelmesini dilerim” dedi. Ramazan Ak, asgari ücrete yapılacak zam oranı hakkında da görüşlerini paylaşarak şunları kaydetti:

“Şu anda asgari ücret 5500 lira. Eğer bunu 8.000 lira yaparlarsa elimizdeki herhangi bir ürün 10 lirayken 20 lira olduysa çok daha kötü bir durum oluşur. Bir kira bedeli 4.000 lirayken 8000 lira olursa zammın hiçbir anlamı kalmaz. Önceden 2500 lira asgari ücret alan bir kişinin ev kirası 400 liraydı. Köşede parası artıyordu. Onunla da krediye girip kafasını sokacak mezar gibi de olsa bir ev alıyordu. Ama artık yazık bu insanlara. Böyle bir durum da kalmadı, sistem çöktü. Yani ortalık bozuk. Değişim bütün dünyada şart. Karl Marx’ın bir sözü var; ‘Dünyayı anlatmak yetmez değiştirmek lazım’”

Eren GÜVEN/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak