Alevi Haber Ajansi

Dr. Ali İhsan Ökten: Aşı karşıtlığı bireysel özgürlük kapsamında ele alınmamalı

PİRHA- Türk Tabipler Birliği 2. Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten pandemiyle mücadelede gelinen noktaya ve aşı konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, “Sağlık Bakanlığı süreci sadece seyrediyor. Aşı konusunda da şeffaf davranmadığı için aşı tereddütlüğüne yol açtı. Aşı karşıtlığı artık toplum sağlığını tehdit eder hale gelmiştir. Devlet ilgili yasaları çıkararak herkese eşit şekilde aşı olma gerekliliğine zorlamalıdır” dedi.

Koronavirüsü dünyada ve ülkemizde can almaya devam ediyor. Aşının bulunmuş olmasına rağmen hala pandemiyle mücadelede yeterli yol kat edilemedi.

Türk Tabipler Birliği (TTB) 2. Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten pandemiyle mücadelede gelinen noktayı ve aşı konusunu PİRHA’ya değerlendirdi.

Ökten, pandemiyle mücadelede sürecin iyi yönetilmediğini vurgulayarak Sağlık Bakanlığı’nın süreci sadece izlemekle yetindiğini ve aşı konusunda şeffaf olmadığı için bu durumun yurttaşlarda tereddüt yarattığını belirtti.

“SAĞLIK BAKANLIĞI PANDEMİNİN BAŞINDAN İTİBAREN RAKAMLARLA OYNUYOR”

Bugün itibariyle korona virüsle mücadelede istenilen noktada olunmadığını bunun nedeninin de sürecin iyi yönetilmemesinden kaynaklandığını ifade eden Ökten şunları dile getirdi:

“Koronavirüsle mücadele hem pandemi süreci hem de aşı süreci iyi yönetilemediği için kötü bir tablo ile karşı karşıyayız. Günlük vaka sayısı 30 binlere, günlük vefat sayısı 250’lerin üzerinde seyrediyor. Önümüzdeki günlerde havaların soğuyacağını hesaplarsak bu durum kapalı ortamlarda daha fazla kalma,  havalandırmada yetersizlikler ve özellikle maske ve mesafeye uymama gibi tedbirsizlikler ve aşılama hız ve oranlarımızın düşük olması nedeniyle şu an ki verilerin daha da kötüleşeceğini tahmin edebiliriz.

Sağlık Bakanlığı süreci sadece seyrediyor. Salgını tweetlerle, sosyal medya paylaşımları ile veya genelgelerle yönettiğini zannediyor. Pandeminin başından itibaren rakamlarla oynuyor. Vaka ve vefat sayılarını düşük gösterip, aşı oranlarını yüksek göstermeye çalışıyor. Bu şekilde davrandığı içinde pandemiyle baş edemiyor. Salgını değil algıyı yönetmeye çalışıyor.  Zamanında etkili önlemler alamıyor. Normalleşme sürecine henüz çok adım varken zamansız ve yeterli önlemler alınmadan normalleşmeye geçiyor. Pandemi gerçek verilerle ve epidemiyoloji biliminin gereklerini yerine getirerek halledilebilir. Aşı konusunda da şeffaf davranmadığı için aşı tereddütlüğüne yol açması ayrı bir başarısızlık örneğidir. Aşılamada gerekli hız ve oranı sağlamak için gerekli çabayı göstermiyor.”

“BİRÇOK HASTALIKTAN BİZİ AŞILAR KURTARMIŞTIR”

Aşının önemine değinen Ökten sözlerine şu şekilde devam etti:

“Aşı pandemide bizi koruyacak olan en önemli bilimsel araç. Şu an aşının yerine koyabileceğimiz herhangi bir başka şey yok. Bu nedenle önemli. Aşılar bizi sadece Covid-19 hastalığından değil, birçok hastalıktan korumuştur. Kızıl, kızamık,  çocuk felci, kabakulak, boğmaca, difteri, kuduz gibi birçok hastalıktan bizi aşılar kurtarmıştır. Hastalanmamızı ve ölmemizi engellemiştir. Daha sağlıklı bir toplum olmamızı sağlamıştır. Pandemiye genel olarak baktığımızda dünyada 4 milyon 700 binden fazla, ülkemizde 60 binden fazla insan ölmüştür. Aşıdan ölen ise bildirilmemiştir. Aradaki farka baktığımızda aşının ne kadar koruyucu ve etkili olduğunu görebiliriz. Bu nedenle aşı karşıtlığını veya aşı tereddütünü anlamak zordur.

Şu an yoğun bakımlara yaran beta ölen vatandaşlarımıza baktığımızda  %90’dan fazlasının aşısız veya aşılarını tamamlamayalar olduğunu görüyoruz. Bu oranlara bakmak bile bize aşının ne kadar önemli olduğunu anlatıyor.”

“AŞI VAR OLAN EŞİTSİZLİKLERİN DAHA DA BELİRGİNLEŞMESİNE NEDEN OLDU”

Aşının dünyaya dağılış sürecine bakıldığında adaletsizliğin göze çarptığını belirten Ökten; “Pandemi zaten ülkemizde ve dünyada var olan eşitsizliklerin daha da belirgin olarak ortaya çıkmasını sağlamıştır. Covid-19 hastalığı, işsizlerin, işçilerin, dar gelirlilerin, yoksulların, emeklilerin hastalığı olmuştur. Aşı da aynı şekilde zengin ülkeler ile fakir ülkeler veya Avrupa ve Amerika ile Afrika arasındaki eşitsizlikleri çok belirgin olarak dile getirmiştir. Bazı ülkeler nüfusunun 2-3 katı aşı almış ve uygulamışken, bazı ülkelerde aşılama oranı henüz %5’lere kadar ulaşmamıştır. Bu durum ancak aşının tüm insanlara bir armağan olarak düşünüldüğünde, patent hakkının olmadığı ve tüm ülkelere parasız olarak dağıtılmaya başlandığında aşılabilir” şeklinde konuştu.

“AŞI KARŞITLIĞI BİREYSEL ÖZGÜRLÜK KAPSAMINDA ELE ALINAMAZ”

Son süreçte gündeme gelen aşı karşıtlığına da değinen Ökten, bu durumun toplum sağlığını tehdit ettiğini söyleyerek şunları kaydetti:

“Aşı karşıtlığını anlamak çok zor. Çünkü bunun altında cehalet var, biat kültüründen gelme var, cemaat veya tarikat baskısı var, bilime güvenmemek var, dini inanışlar var, bir kısmında ise komplo teorilerine inanma var. Bunları anlatarak çözmemiz çok zor. Aşı karşıtlığı artık toplum sağlığını tehdit eder hale gelmiştir. Bu durumu bireysel özgürlük kapsamında ele almamak gerekir. Kişi eğer bunu özgürlük kapsamında ele alıyorsa o zaman hepimizin özgürlüğünün başladığı yerde kendi özgürlüğünün bittiğini düşünmesi veya bizlerin veya toplumun sağlığı tehdit edecek veya sağlık hakkımızı gasp edecek noktaya gelmemesi gerekir. Bunun için devlet ilgili yasaları çıkararak herkese eşit şekilde aşı olma gerekliliğini zorlamalıdır.”

“AŞI KARŞITI SÖYLEMLER DOĞRU DEĞİL”

Kartelleşen ilaç sektörü içinde yurttaşların bilimsel verilere bakarak karar vermesi gerektiğini ifade eden Ökten; “Halk bilimsel verilere bakacak, Türk Tabipleri Birliği veya tabip odaları gibi sağlık örgütlerine bakacak, sağlık meslek alanında olan sendikalara bakarak görecek. Bilim insanlarının söylediklerine inanacak ve onların dediklerini uygulayacak. Aşı karşıtlarının söylemlerinin doğru olmadığına inanacak. Sosyal medyadaki bilgi kirliliğine itibar etmeyecek” dedi.

“TTB BİLİMSELLİKTEN ŞAŞMADAN YOLUNA DEVAM EDECEKTİR”

Pandemi sürecinde TTB’nin elinden geleni yaparak şeffaf veriler paylaştığını dile getiren Ökten son olarak şunları aktardı:

TTB bu süreçte elinden gelenin fazlasını yapmaya çalışmıştır. Süreci sahadan aldığı verilerle şeffaflıkla paylaşmıştır. Bakanlığın verdiği rakamların gerçeklikle bağdaşmadığını söylemiştir. Bu nedenle bakanlığı gerçek rakamları vermeye zorlamıştır. Bakanlığın yalan söylediğini kabul ettirmiştir. Bu nedenle kamuoyunda en güvenilir kurumların başında gelmektedir. Pandeminin ortak akılla çözülmesi gereken bir durum olduğunu söyleyerek Sağlık Bakanlığına ortak çalışma yapmak için zorlamıştır. Ancak bu karşılık bulmamıştır. Ayrıca kurduğu bilimsel kurullarla süreci sürekli kontrol etmiş, güncel literatürü takip etmiş, kamuoyuna ve medyaya aydınlatıcı en doğru bilgileri vermiş, tüm bu süreçlerin sonunda her zaman haklı olduğu da ortaya çıkmıştır. TTB bundan sonra da gideceği yol bellidir. Bilimsellikten şaşmadan, gerekli önlemlerin önemini anlatarak, aşının önemini anlatarak yoluna devam edecektir.”

Melis CİDDİOĞLU/ANKARA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak