PİRHA – Malatya Çevre Platformu tarafından ‘Vahşi Madencilik, İnsan ve Çevre Sorunları’ konuları ile alakalı panel yapıldı. Panelde, doğanın adım adım yok edildiği konuları işlendi.
Malatya Çevre Platformu Koordinasyonu ve Arguvan Temsilciliği işbirliğince Arguvan’da vahşi madencilik ve doğa katliamlarını içeren konular masaya yatırıldı.
“DESTEĞE İHTİYAÇ VAR”
Panelin moderatörlüğünü üstlenen Malatya Çağdaş Hukukçular Derneği Üyesi Avukat Ercan Kısacık, “Çevre hareketi hiçbir siyasi partinin arka bahçesi değildir” diyerek çevrenin bağımsızlığının altını çizdi. Kısacık, “Her türlü partinin desteğine ihtiyacımız var. Bu çevre hepimizin, doğayla savaşamayız ama koruyabiliriz” dedi.
“SANATIN BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜNÜ KULLANMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Doğa İçin Sanat Derneği adına katılım gösteren Göksen Ezeltürk ise; “Sanatın birleştirici gücünü kullanarak çevreyi korumaya çalışıyoruz. Sanatın iyileştirici gücünü doğaya taşımak istiyoruz” dedi.
“MÜCADELE İÇİN YEREL ŞART”
Diğer bir konuşmacı Ekolojist İlknur Başer de konuşmasına iklim krizine dikkat çekerek başladı. Çevre sorunlarında halkın örgütlü mücadelesinin önemine dikkat çeken Başer, yerel halka değindi. Yerelden gelen gücün, sermaye grubu şirketlerinin önüne geçeceğini belirten Başer, Türkiye’den örneklerle maden faaliyetlerinin doğayı sömürdüğünü söyledi. Maden şirketlerinin zararlı atıklarını tarım arazilerine, derelerine bırakmasıyla doğanın zehirlendiğini söyleyen Başer, herkesi mücadeleye davet etti.
“PARİS ANLAŞMASI SAMİMİ DEĞİL”
Paris İklim Anlaşmasını samimi bulmayan ekolojist Başer; “Eğer samimiyseniz Malatya’daki ve Türkiye’deki maden arama faaliyetlerini durdurun. Havayı kirleten biz değil sizin fabrikalarınız. Tarım ve gıda yok ediliyorsa bize düşen bu yok oluşa dur demek ve mücadeleyi büyütmektir.” dedi.
“KÜLTÜR FESTİVALİ YAPAN TEK İLÇE YOK OLACAK”
Mühendis Doğan Halis ise; Türkiye’de araştırma yapılırken maden şirketlerinin tek taraflı bir çalışma yürüttüğünü kaydetti. Şirketlerin bölge halkını yok saydığını söyledi. Arguvan’ın kültür festivali yapan Türkiye’de tek ilçe olduğunu söyleyen Halis, maden aramalarının Arguvan’ı ve dolayısıyla buradaki kültürü yok edeceğini vurguladı. Bölgede tarım, yeşil, hayvancılık bittiğinde insanın da yaşayamayacağını ifade etti ve Halis, giderek bölgenin yok olacağını bildirdi.
ALTIN ARAMANIN EN UCUZ YOLU: SİYANÜR
Arguvan’da altın aramanın en ucuz arama metodu seçilen siyanürle yapıldığını söyleyen Halis, halk sağlığının büyük tehdit altında olduğunu kaydetti.
Halis şunları kaydetti:
“Eğer sütün zehirli, toprağın çoraksa ben ne yapayım altını? Arguvan, maden şirketlerinden kurtarmak için halkın bir araya gelip mücadele etmesi lazım. Madenler bizim zenginliğimizdir. Bunlara karşı değiliz. Biz madenin yanlış şekilde işletilmesi ve doğayı talan etmesine karşıyız. Aklı başında bir insan siyanürle aramaya nasıl evet der? Arguvan’ın kurtuluşu et, süt ve tarım üzerine kurulacak kooperatifleşme ile mümkün olabilir. Güneşi bol, havası temiz ve suları ise talan nedeniyle yok olmuş. Halk kendi kaderini eline almalı ve kooperatifler üzerinden burada kalkınmalıdır.”
Halis sözlerini “Gıda çok önemli ve burada araziler boş. Bu toprakları madencilere teslim etmeyelim. İlerde topraklarımızda sözleşmeli çiftçi olmamak için Arguvan’ı neden şirketlerden koruyun. Malatya’nın maden mücadelesi halkın gücüyle mümkündür” diyerek sonlandırdı.
Mehmet YALMAN/ MALATYA
Yoruma kapalı.