PİRHA-HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un annesi, Hatun Tuğluk’un cenazesinin Ankara’da siyasal islamcı ırkçılar tarafından saldırıya uğramasına dönük , PİRHA’ya değerlendirmede bulunan Dicle Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Aziz Yağan, “Sadece cenazemize ve defnedenlere saldıranlara değil, aynı zamanda saldırının ardından medyada saldırıyı savunan kişilerin de belirlenmesi ve yargılanması gerekmiyor mu?” dedi.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesinin Ankara’da defin işlemi sırasında ırkçıların saldırısına uğramasının ardından cenaze Dersim’de toprağa verildi.
“BU SADECE BİZ ALEVİ KÜRTLERİN DEĞİL, TÜM ÜLKENİN SORUNUDUR”
Yapılan saldırıya tepki gösteren Doç. Dr. Aziz Yağan, şunları ifade etti;
“78 yaşında Alevi Kürt kadının cenazesi Ankara’da defnedildi ve tekbir çeken saldırgan bir grubun diretmesi yüzünden mezarından çıkarıldı. Cenazemiz Dersim’e götürülüp defnedildi. Bu bir vahşettir ve bu, sadece biz Alevi Kürtlerin değil, tüm ülkenin ve tüm dünyanın sorunudur. Böyle bir sonucu yaratan ve yaşatan zihniyet kınanmalı, bu zihniyetin ne kadar tehlikeli, yıkıcı olduğu eğitim, basın yayın yoluyla ve yetkili ağızlardan anlatılmalı, bu zihniyetle mücadele edilmelidir. Sadece cenazemize ve defnedenlere saldıranlara değil, aynı zamanda saldırının ardından medyada saldırıyı savunan kişilerin de belirlenmesi ve yargılanması gerekmiyor mu? Yapılanın alarm durumu yaratması gerekmiyor mu?”
“ALEVİ TOPLUMU OLARAK MEZARLIKLARIMIZIN AYRILMASINI TARTIŞMAK ZORUNDA KALABİLİRİZ”
“Alevilikte farklı dinlerden olan insanların mezarlıkta yan yana yatmasında bir engel yoktur” diyen Yağan, şunları belirtti;
“Alevilik 72 millete aynı nazardan bakar. Eğer bu tür saldırılara hızlı ve etkili hukuki yanıt verilmezse önü alınamayabilir. Bizler dini ibadetlerimizi ve cenazelerimize son görevimizi cemevlerimizde yerine getiriyoruz. Eğer bu tür saldırılar artmaya devam ederse Alevilerin mezarlığının ayrılmasını da talep etmek zorunda kalabiliriz. Alevi Kürt toplumu böyle saldırılara, ayrıştırıcı ve saldırgan zihniyete izin verilmeyeceğini yetkili ağızlardan duymak ve sadece kendilerinin değil, cenazelerinin de güvende olduğunu bilmek isteyecektir. Saldırılar devam eder ve artarsa Alevi toplumu cemevlerimizle camilerden nasıl ayrıldıysa, mezarlıklarımızın da ayrılmasını tartışmak zorunda kalabiliriz. Devlet ve toplum Alevi Kürtlerin yaşadığı bu vahşete kayıtsız kalmamalı ve bu ayrıştırıcı gelişmelere karşı ciddi, etkili ve uzun vadeli önlem almalıdır.”
Diren Keser/MERSİN
Yoruma kapalı.