Alevi Haber Ajansi

‘Diktatörlerin yönetim tarzına halklar karşı çıkacaktır’

PİRHA – Alevilik üzerine, Arap Aleviliği / Nusayrilik, Tartışmalı Kurum Diyanet, Ehl-i Hak / Baba Tahir Uryan – Zerdüşt gibi birçok araştırma-inceleme kitabı olan Dr. Ömer Uluçay güncel gelişmeleri PİRHA’ya değerlendirdi.

“DEVLET DİN GÜCÜNÜ TOPLUMLAR ÜZERİNDE BASKI ARACI OLARAK KULLANMIŞTIR”

Alevilik sorunu bugünün ve sadece Türkiye’nin sorunu değildir diyen Uluçay “ devlet din gücünü ve bir bütün olarak söylemlerini toplumlar üzerinde baskı aracı olarak kullanmıştır. Böylesine kendisine siper yaptığı bir inancı, kendisi gibi düşünmeyene terk etmek istemiyor. Dolayısıyla bir çatışma nedeni oluyor. Oysaki farklı inanç, dünyada coğrafya tip olmadığına, iklim tek şekilde seyretmediğine, insanların şekil ve yapıları tek tip olmadığına göre, buna bağlı olarak inançlar, görüşler, lisanlar da farklı olacaktır. Bu farklılık, bu çeşitlilik zaten rabbin tecellisine, hikmetine işarettir” dedi.

“AYAĞA KALKMAK, UYANMAK VE MÜCADELE ETMEK LAZIM”

Dr. Ömer Uluçay “ Cemiyette saygı uyandırmak, görmek isteyen insanlar kendi yararlarına uygun dini şekillendirmek ve kullanmak istiyorlar” diyerek şu mesajları verdi:

“Krallar, Sultanlar da buna dâhildir. Dolayısıyla bir dini ancak o dinin önderiyim diyerek kendi menfaatlerine göre kullanmak istemektedirler. Mevcut baskı, uyuşturucu düzenden, töreden sıyrılıp buna karşı durmak lazım. Yani ayağa kalkmak lazım, uyanmak lazım, hatta gerekirse fikren, bedenen, can ile, mal ile de doğruyu bulmak ve insanlar arasında barışı ve eşitliği temin amacıyla da mücadele etmek lazım.”

“BİLİNÇLİ VE ÖRGÜTLÜ OLAN, ZORBALIĞA TESLİM OLMAYACAKTIR”

Devletin eğitim politikasına da değinen Uluçay  şunlara dikkat çekti:

“Devletler eğitim sistemlerini kendi varlıklarını sürdürmek ve kendi ideolojilerini gerçekleştirmek için düzenlemektedirler. Buna muhalif gördükleri her çeşit uygulamayı, kurumu dışlamak veya içini boşaltmak ve kendi bildikleri, istedikleri şekilde bir eğitimi öncelikli görmektedirler. Bunu da uyguluyorlar. Bu ne kadar olacak, bu şüphesiz insanlık tarihinde hak talebinde insanların mücadelesidir. Bilinçli, haklı, doğru ve örgütlü olan hakkını savunacak, haksızlığa, zorbalığa teslim olmayacaktır. Elbette ki kendi inandıkları gibi yaşamaya, kendi dillerini konuşmaya, kendi inançlarının kutsallarını tanımaya, eğitim ve öğretimini yapmaya hakları vardır. Bu bir barış ve huzur ve birlikte yaşamak için, ki dinin de, demokrasinin de gereği budur. Kim istemeyecektir bunu; bencil ve zorba yere batsın diyelim, geçsin bu sevda.”

“BİZ DANIŞMAN MECLİS DEĞİL, KARAR VEREN MECLİS İSTİYORUZ”

Referandumda oylanacak anayasa değişiklik teklifine de dikkat çeken Uluçay şöyle konuştu:

“ Tek yönlü, benim dediğim olacak diye toplumun tümüne bir fikriyatı dayamanın mümkün ve doğru olmadığını görüyorum. Hak bilinen, birlikte karar verilecek bazı konularda bunu eşit, demokratik ortamda kabul veya ret etme hakkı şeklinde olması lazım. Biz danışman meclis değil, karar veren meclis istiyoruz. Egemenliğin tecellisi bu noktadadır. Öbürü bir başkasına bir muktedirin daha iyi iktidar sürmesi, daha iyi saltanatını yaygınlaştırması ve kökleştirmesine hizmet eder. Bunlar tarihte olagelmiştir. Kralların, sultanların ve diktatörlerin yönetim tarzıdır. Bugünkü Türkiye’mizde toplumumuz demokratik hakların bilincine ve birlikte karar vermenin mutluluğunu, sevincini yaşamıştır, tatmıştır. Bundan bir geriye dönüşün olacağını düşünmüyorum, istemiyorum ve karşı duruyorum.”

Diren Keser/MERSİN

Video için: https://youtu.be/pPV0k9GK_Dc

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak