Alevi Haber Ajansi

Devlet, Diyarbakır Cezaevi’nde yaşanan vahşetle yüzleşmeli, özür dilemeli

PİRHA- AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır’da yaptığı mitingde cezaevinin boşaltıldığını belirterek buranın müze yapılabileceğini söyledi. 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can ve 1981-1983 yılları arasında Diyarbakır Cezaevi’nde kalan Ali Haydar Aşkın, cezaevinin dönüştürülmek istenmesine ilişkin, “O dönem orada yaşanan vahşetle devlet yüzleşmelidir. Konunun tüm muhatapları ile bu müze inşası gerçekleştirilmelidir” dediler. 

Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi, 1980 askeri darbesiyle birlikte işkenceler, insanlık dışı uygulamalar ve direnişlerle hafızlara kazındı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta Diyarbakır’da yaptığı mitingde cezaevinin boşaltıldığını belirterek buranın kültür merkezi, müze ve bir kısmının da hafıza merkezi yapılabileceğini söyledi. Erdoğan sözlerine, “Böylece Diyarbakır’ın hafızasındaki bir kötü anıyı ortadan kaldırmış oluyoruz” cümlesini de ekledi. Ancak başta o ‘kötü anıları’ yaşayanlar olmak üzere cezaevinin müze olmasını isteyenlerin talepleri başka.

Onlar, cezaevinde olup bitenlerin belgeleriyle ortaya çıkarılmasını, cezaevi gerçeği ve faillerle yüzleşmeyi istiyorlar. Kısacası adalet istiyorlar. Kendilerine o ‘kötü anıları’ yaşatanların hem mahkemelerde hem de toplum vicdanında mahkum olmalarını sağlamak istiyorlar. Diyarbakır Cezaevi’nde uygulanan insanlık dışı uygulamaların ve işkencelerin amaç ve nedenlerini ortaya çıkarmak, bir hafıza müzesi oluşturmak istiyorlar.

O dönemin tanıklarından ve mağdurlarından 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can ve 1981-1983 yılları arasında Diyarbakır Cezaevi’nde kalan Ali Haydar Aşkın, cezaevinin dönüştürülmek istenmesine ilişkin PİRHA’ya konuştu.

“CEZAEVİNİN KÜLTÜR MERKEZİNE DÖNÜŞTÜRÜLMESİNE KESİNLİKLE KARŞIYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cezaevini müze değil kültür merkezi yapmak istediğini belirterek sözlerine başlayan 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, başlangıçta orayı yıkmayı düşündüklerini söyledi.

Can, sözlerine şöyle devam etti:

“’Kötü dönemlerin izi silinsin, bu acılar unutulsun’ diyerek orayı önce yıkmak istediler. Bu tartışıldı ve kamuoyu buna itiraz etti. Daha sonra kültür merkezine dönüştürelim önerisi geldi. Sonrasında biz bunu araştırdık. Dönüştüreceğini söylediği kültür merkezi, bir kıraathane perspektifindeydi. Biraz İslamcı kültüre yakın bir yer oluşturmak istedi. Ne olursa olsun kültür merkezine dönüştürülmesine biz kesinlikle karşıyız. Bunu dile getirdik her platformda. Erdoğan Diyarbakır’a gelmeden önce güçlü bir basın açıklaması yaptık. ‘Diyarbakır Cezaevi müze olmalıdır’ dedik. Kültür merkezine dönüştürülmesine kesinlikle karşı olduğumuzu vurguladık.

“ERDOĞAN CEZAEVİNİN NE YAPILACAĞINI NET OLARAK AÇIKLAMADI”

Daha sonra ben Erdoğan’a kamuoyu önünde bir mektup yazdım. Bu mektup kamuoyunda da çokça yer aldı. Taleplerimizi, eleştirilerimizi bu mektubumuz da dile getirdik. Sonrasında ise Erdoğan bizim mektubumuzdan mı etkilendi, uyarıldı mı ya da ne düşündü bilmiyoruz ama Diyarbakır’a gelirken Diyarbakır Cezaevi’nin müze olacağını söyledi. Konuşmasının devamında bir kısmının müze, bir kısmının hafıza merkezi, bir kısmının kültür merkezi olabileceğini de söyledi. Yani net olarak ne yapılacağını açıklamadı aslında. Gelen tepkilerden dolayı baştan sağma söylemlerde bulundu gitti. Eleştirilere karşı orta bir dil tutturdu.”

“BİR GÜNDE BOŞALTTILAR CEZAEVİNİ, NE OLACAK, NASIL OLACAK HİÇBİR ŞEY BELLİ DEĞİL”

Erdoğan’ın Diyarbakır’a gelmeden önce yaptıkları basın açıklamasında haftanın belirli günlerinde ‘Adalet’ çağrısında bulunacakları açıklamalar yapacaklarını da ifade eden Can, “Biz müze yapılması konusunda bir imza kampanyası düzenlemiştik. Bununla ilgili 100.000 imza toplamıştık ve Meclis’e iletmiştik. Bu imza kampanyamızı da tekrar devam ettireceğimizi açıkladık. Bütün partilere gideceğiz ve uluslararası kamuoyunda da daha çok gündeme getireceğiz bu konuyu. Bizim bu çalışmalarımız sonrasında Erdoğan Diyarbakır’a geldiğinde, ‘müze olabilir’ diye bir açıklama yaptı. Müze olması konusunda ciddiyete binmiş somut hiçbir adım yok. Bir günde boşalttılar cezaevini. Ne olacak, nasıl olacak hiçbir şey belli değil” dedi.

 “KONUNUN TÜM MUHATAPLARI İLE BU MÜZE İNŞASI GERÇEKLEŞTİRİLMELİ”

Celalettin Can şunları kaydetti:

“Biz adalet ve vicdan çağrısı yapmaya devam edeceğiz. Hükümeti ve diğer partileri bu konuda zorlayacağız. Bir seçim sürecine de girdik. Seçimlerde hangi parti bizim taleplerimizi gündemine alırsa, Diyarbakır Cezaevi’ni gerçek anlamda bir müze haline getirirse biz onu destekleyeceğiz. Belki bu açıklamamızın da Erdoğan’ın söylemlerinde etkisi olmuştur. Hükümet orayı nasıl bir müze yapacak? Bunu kimse bilmiyor ve kimse bizi muhatap almadı. Hiç kimseyle görüşmeden bu iş olmaz. Biz Diyarbakır Cezaevi’nin müze yapılmasını istiyoruz. Bununla ilgili Almanya’da, Fransa’da vs. yaşanmış katliamlara karşı yapılmış müzeler var. Aynı şekilde Latin Amerika’da böyle müzeler var. Müze konusundaki uzman insanlarla çalışılmalı. Biz bu konuda çalıştık. 10.000 sayfalık bir doküman hazırladık, bir tasarımız var. Bu tasarları da kamuoyuna sunacağız. Bu sadece bir partinin, bir kişinin yapabileceği bir şey değil. Tüm kesimlerin bu konuda muhatap alınması lazım. Uzmanlardan görüş alınması lazım. Konunun tüm muhatapları ile bu müze inşası gerçekleştirilmeli.”

“DEVLETİN ORADA İŞKENCE GÖRENLERE KARŞI BİR ÖZÜR BORCU VAR”

Diyarbakır Cezaevi’nin saldırı, işkence ve katliamların yaşandığı bir yer olmasının yanı sıra Kürt halkının güçlü bir direnişine de şahitlik eden bir yer olduğunu aktaran Ali Haydar Aşkın, 1981 ile 1983 yılları arasında cezaevinde kaldığını belirtti.

Aşkın şunları dile getirdi:

“Diyarbakır Cezaevi’nde kalan herkes kitaplarda yazılan veya yazılmayan cehennemi yaşadılar. Eğer Diyarbakır Cezaevi’ni müze yapmak istiyorlarsa orada yaşanan vahşeti açıklamaları lazım. Diyarbakır Cezaevi’nde işkence görenlerden özür dilemeleri gerekiyor. Müze yapılmak istenmesiyle orada yaşanan vahşet unutturulmak isteniyor. Devletin orada işkence görenlere karşı bir özür borcu var. Hafızayı silmek istiyorlar. Nasıl ki Dersim’de kışlayı boşaltıp müze yaparak bir hafızayı silmek istedilerse Diyarbakır Cezaevi’nin de aynı olmasını istemiyoruz. Biz o dönemde yaşanan vahşetin devlet tarafından açıklanmasını istiyoruz.”

Melis CİDDİOĞLU-Cihan BERK/ PİRHA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak