Alevi Haber Ajansi

Dersimli Sanatçı Deniz Deman’ın Rê albümü geliyor-VİDEO

PİRHA- Dersimli sanatçı Deniz Deman’ın yeni albümü Rê yolda. Deman, “Albüm isimlerinin hep bir hikayesi vardır. Ben iyi bir yorumcu olmak istiyorum. Dolayısıyla albümler benim için bir mihenk taşı gibi. Birer yol” vurgusunu yapıyor.  Deman, “Tabi yolu özgürlükle bağdaştırabiliriz, direnişle bağdaştırabiliriz. Çünkü albümün içinde de direniş üzerine, özgürlük üzerine, kadın üzerine bir çok stran ve klam var. Rê böyle oluştu” diyor. 

Sanatçı Deniz Deman yeni albümü Rê’yi dinleyicilerin beğenisine sunmaya hazırlanıyor. 14 eserden oluşan albümün kayıt hazırlıkları tamamlandı.

Dersimli sanatçı Deniz Deman ile yeni çıkacak olan albümü Rê’yi ve albüme yansıyan acılı bir coğrafyanın kadınlarını konuştuk.

Deniz Deman küçük yaşlardan bu yana müzikle uğraşıyor. Profesyonel olarak ise 15 yıldan beri uğraştığı müzik hayatına 4 albüm sığdırmış. Müziğe nasıl başladığını ise şöyle anlatıyor Deman:

“Alevi bir aileden geliyorum. Alevi ailesinde saz çalınır, evde deyişler okunur, ya da herhangi bir müzik enstrümanını çalan insanlar mutlaka vardır. Müziğin içerisinde büyüdüm. Ailemde de müzik yapan bireyler oldukça fazla. Dayım, teyzem, abilerim, amcalarım müzikle ilgileniyor. Müziğe sevdam da böyle başladı. Daha sonra da profesyonel olarak devam ettim. Koro çalışmaları yaptım, sanatçılara vokal yaptım. O zaman arkadaşlar ‘profesyonel çalışmalısın’ derdi.”

” ALBÜMLER BENİM İÇİN BİRER YOL”

Mir Müzik’ten çıkan Re albümü Newroz’da müzik dünyasındaki yerini alacak. Albümün isminin Re olmasının bir çok nedeni olduğunu söyleyen Deman, şöyle devam ediyor:

“Albüm isimlerinin hep bir hikayesi vardır. Ben iyi bir yorumcu olmak istiyorum. Dolayısıyla albümler benim için bir mihenk taşı gibi. Birer yol. En son albüm yine kat etmek istediğim yolda önemli bir mihenk taşı. Tabii yolu özgürlükle bağdaştırabiliriz, direnişle bağdaştırabiliriz. Çünkü albümün içinde de direniş üzerine, özgürlük üzerine, kadın üzerine bir çok stran ve klam var. Rê böyle oluştu. Toplam 14 eser var. Halk ezgileri, farklı sanatçı dostlarımdan besteler var. Dil olarak ben daha çok Kurmanci ve Zazaki yapıyorum. 9 eser Kurmanci, 5 eseri ise Zazaki olarak okudum.”

Albümün hazırlık çalışmalarının yaklaşık 5 ay sürdüğünü belirten Deman, hazırlık çalışmalarını şöyle anlatıyor:

“Öncelikle şunu söylemem gerekiyor. Artık albümler çok fazla satılmıyor. Bu anlamda sanatçı veya albümde birlikte çalıştığınız, emek veren insanlar bunun karşılığını çok fazla alamıyorlar. Fakat albüm yapmak bir sanatçı için çok önemli. Çünkü sanatçı için hem bir referans, hem bir arşiv niteliği taşıyor. Yoğun bir çalışma içerisine giriyorsunuz. Ben bu albüm için yaklaşık 5 aydır çalışıyorum. Ama maalesef kötü bir şansım vardı. Eserleri okurken hastalandım. Çok kötü bir grip salgını vardı. Albüme güzel duygular katmak istiyorsunuz. Stüdyoda çok yoğun çalıştım. Evde de çok çalıştım. Stüdyoda okuyamadığımda eve giderken ağlamıştım. Çünkü bu kadar heyecanla beklediğim bir zaman diliminde hasta olmak beni çok üzmüştü. Kortizonlarla ayakta durdum. Stüdyo çalışması esnasında bazı arkadaşları da zorladım.”

“SOYKIRIMDAN GEÇMİŞ BİR HALKIN ÇOCUKLARI OLARAK AĞITLARLA BÜYÜDÜK”

Re albümünde Deman, Mazlum Adıbelli ve Yaşar Başözdeş  olmak üzere 2 aranjörle çalıştığını belirtiyor. Müzik yaparken geleneksel Kürt Motiflerinden beslendiğini söyleyen Deman, “Hem şarkıların içeriği, hem de kullandığım enstrümanlar geleneksel müziğe dayalı. Önceki albümlerde Dersim’deki yaşlılardan aldığım eserler vardı. Bu çok önemli. Eskiden Kürtler’de yazılı edebiyat olmadığı için, daha çok sözlü edebiyat vardı. Bu sözlerde o halkın kodları gizli aynı zamanda. Tarihi bir bellek var. Biz genç sanatçılara da onları derlemek ve araştırmak düşüyor. Dersim’e gittiğim zaman orada her şey bir şey anlatıyor. Gittiğim her ziyaret, her ağaç, bir bellek var orada. O toprakların üzerinde bir halkın belleğini görmek mümkün.

Yaşlılar hepsi mutlaka 38’i anlatır. Bir sürü anıları hikayeleri vardır. Dolayısıyla ağıtlar çok. Nenemden, anneannemden o kadar çok şey duyduk ki. Biz böyle büyüdük. Soykırımdan geçmiş bir halkın çocukları olarak ağıtlarla büyüdük” diyor.

FİDE’NİN HİKAYESİ…

Albümde kendisi için özel yeri olan eseri soruyoruz. Fide diye cevap veriyor. Zira Fide Dersim’de çocuk yaşta evlendirilen bir kadının ağıtı. Böylelikle günümüzde de aktüel tartışılan çocuk yaşta evliliklere parmak basıyoruz.

“Albümde her parçanın muhakkak bir hikayesi vardır. Özellikle, Geleri, halk ezgilerinde bunu görmek çok mümkün. Albümde bütün eserler bana göre güzel ama Fide benim için çok daha özel. Bir halk ezgisi. Dersim’e ait. Küçük bir kızın yaşlı bir adama gelin edilişinin hikayesi. Hem hikayesi, hem de melodisi çok güzel. Çocuk gelinler meselesi bugün de çok gündemimizde olan bir durum. Fide çoluk çocuk sahibi yaşlı bir adama veriliyor. Okurken onu hissetmeye çalışıyorsun. Haberlerde küçük çocukların zorla evlendirilmesini dinlediğimizde neler hissediyorsak, bu eseri dinlediğiniz de de onu hissediyorsunuz. Bir kadın olarak özellikle çok daha farklı hissediyorsunuz. Annelerimiz de böyle çocuk yaşta evlendirildi. Ne hissettiği, ne düşündüğü, ne istediği sorulmadan evlendirilmiş annelerin kızlarıyız bizler. Bu anlamda daha yakın bir duyguya sahipsiniz.”

“KADINA ŞİDDE TOPLULUMUZDA NORMALLEŞTİRİLİYOR”

Tam da burada her geçen gün artan kadına yönelik şiddet hakkında düşüncelerini soruyoruz Deman’ın. Zira bütün kadınların muhakkak söyleyecek bir sözü vardır.

“Çocukların hamile bırakılmasını, kadın katliamlarını gazetelerin 3. sayfalarından, değeri olmayan bir haber gibi okuyoruz. Bu topluma artık bir itaat kültürü ve itaat ettirme kültürü sinsi bir şekilde empoze edilmiş. Mesela en son Ocak ayında 29 kadın katledilmiş. Sistematik olarak her gün bir kadının katledilmesi demek oluyor. Bu bir skandal. Bizim yaşadığımız toplumda, masum bir gelenek gibi algılanıyor. Ayrıca kadın katliamlarının nedeni soruluyor. Kadını katletmenin bir nedeni varmış gibi. Kadına dayatılan çirkin vasıflar vardır. Kadın kıskanmıştır, gülmüştür, erkeğin istemediği gibi giyinmiştir. Kadın katliamları da toplum içerisinde meşrulaştırılmış ve normal bir hale gelmiştir.”

KADINLARIN MÜCADELESİ…

Kadından konuşurken sadece kadına yönelik şiddetten değil, başarılarından da konuşmak gerekir diyoruz. Zira kadınlar bir çok alanda artan bir eğri ile başarılarını kanıtlıyorlar.

“Kadınlar başarılar için çok büyük bedeller verdi” diyor Deman ve devam ediyor:

“ Savaşlarda bir toplumu sindirmek, köleleştirmek için önce kadını tahakküm altına alırlar. Buna direnen kadınlar var. Bunun örneğini Kobane de gördük. Cizre’de gördük. Biz kadınlar yaşamın her alanında cinsiyetçi, ayrılıkçı sözlerle ve yaklaşımlarla mutlaka karşılaşıyoruz. Bu sanat alanında da böyle. Şimdi eskiye nazaran daha az belki. Bu kadın mücadelesi ile aşıldı. Mesela bir programda erkek sanatçıların sayısı kadın sanatçılardan fazladır. Hatta belki bir kadın vardır sadece. Bu bile bana göre cinsiyetçi bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımın yıllar önce de mücadelesi verilmiş. Ayşe Şan hem toplumu, hem ailesini karşısına almış. Her şeye rağmen müziğini yapmış ve sahnesini almış. Stranlarını söylemiş. Çok sürgün hayatı yaşamış. Kendi topraklarından uzak sanatını yapmış, ama direnmiş. Bugün Ayşe Şan’ın belki o zaman çok örgütlü bir yapı yoktu ama inanılmaz bir mücadele var.”

Elif SONZAMANCI/KÖLN

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak