PİRHA-Dersim’de Munzur Press ve Türkiye Gazeteciler Sendikası(TGS) ortaklığında ‘Türkiye’de gazetecilik ve basın özgürlüğü konferansı’ düzenlendi. Yakın zamanda 25 gazetecinin tutuklandığını söyleyen Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, “Gerçeğin kendini ifade edeceği bir basın özgürlüğüne ihtiyaç var o yüzden muhalefete önemli görevler düşüyor” dedi.
Kamuoyunda ‘Sansür Yasası’ olarak tanınan Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
DFG, ekim ayı raporunda 14 gazetecinin kötü muameleye maruz kaldığını ve 10 gazetecinin daha tutuklanmasıyla birlikte tutuklu sayısının 87’ye çıktığını paylaştı.
Dersim’de Munzur Press ve Türkiye Gazeteciler Sendikası(TGS) ortaklığında ‘Türkiye’de gazetecilik ve basın özgürlüğü konferansı’ düzenlendi. Konferansa gazeteciler, Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu ve CHP Dersim Milletvekili Polat Şaroğlu katıldı.
“GAZETECİLERE SAHİP ÇIKMALIYIZ”
Geçmişten günümüze baskı ve sansürün sürdüğünü ifade eden Evrensel yazarı Ceren Sözeri, “Ulusal ve yerel basının yaşadığı ekonomik ve siyasal baskılar devam edecek. Cumhuriyet kurulduktan sonra neden bazı gazeteciler iyi gazeteci bazıları kötü gazeteci olageldi. Buradan nasıl çıkılır? Basın ilan kurumunu ve RTÜK’ü daha fazla tartışmalıyız. Gazetecilere sahip çıkmalıyız ve esas desteğin yerele verilmesi gerekiyor” diye belirtti.
Sağlıklı çalışmayan medya sistemini sağlıklı hale getirmeleri gerektiğini dile getiren gazeteci Can Ertuna, “Ana akımın ortadan kalkmasıyla kutuplaşma yaşandı buda siyasi kutuplaşmanın yansıması oldu. Gazeteci olmayan patronların varlığı çarpık ilişkileri de beraberinde getiriyor. Ana akımın kırılması Roboski Katliamıdır açık olanı vermeyen ama akımın teslim olduğu gündür. Bir şekilde birbiriyle konuşamayan dağınık bir medya söz konusu haber merkezlerinden haber yapma yetisi yitirildi” dedi.
“İKTİDARIN DEZENFORMASYON YASASINA İHTİYACI VARDI”
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise şunları ifade etti:
“Dezenformasyon yasası herkes için uygulanacak mi? Amasra’da yapılan açıklamalarından dolayı enerji bakanı yargılanacak mı? Burada bir eşitsizlik söz konusu. Kirli işlerinin gündeme gelecek iktidarın dezenformasyon yasasına ihtiyacı var. Türkiye gazetecilere peşinen ceza uygulanıyor. Dezenformasyon yasası gazetecileri cezaevinde tutmanın yasal dayanağı olacak. Bu kadar boş ve dayanakları olmayan bir yasa çıkarıldı. Bu yasa aynı zamanda sosyal medya kullanıcılarını ilgilendiren bir yasa. Tutuklu gazetecilerin en fazla olduğu dönemler dönüşümün olduğu zamanlardır. Seçim dönemine girdiğimiz bu aylarda artıyor. Gazetecilere böyle bir muamele reva görülüyor. Gazetecilerle dayanışma güçlü olduğu zaman gazetecilerin cezaevinde kalma sürelerini kısaltıyor. Bugün bu dayanışma ne yazık ki zayıf. Mücadele edersek Türkiye’de basın özgürlüğünün olduğu bir dönem yaratırız.”
Gazetecilerin zor bir işi yaptığını belirten gazeteci Faruk Bildirici, “Bu yasa dezenformasyon yasası değil siyasal iktidarın kendine özgü bir yasa çıkardı. Türkiye’de iyi doğru bir gazetecilik yapılacaksa kendi yanlışlarımızı düzeltmeliyiz” diye konuştu.
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE İHTİYAÇ VAR”
Türkiye’de toplumsal cinsiyet meselesini 20 yıldır konuştuklarını ancak tehditlerin devam ettiğini vurgulayan gazeteci Rengin Arslan, “Haber merkezlerinde ne kadar kadın, LGBTİ var ona bakmak lazım. Kadın bakış açısıyla haberlere bakmak ve dilini kurmak gerekiyor. Bu sorun sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde aynı” diye ifade etti.
Yakın zamanda 25 gazetecinin tutuklandığını söyleyen Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, “Gazeteciliğin bu kadar baskılandığı bir ortamın olması siyasetten gelen bir şey, o yüzden siyaseten çözülebilecek bir şey. Sansüre karşı Türkiye tarihinde çeşitli yol ve yöntemler ile aşıldı. Gerçeğin kendini ifade edeceği bir basın özgürlüğüne ihtiyaç var o yüzden muhalefete önemli görevler düşüyor” dedi.
“SÖYLEMİN DIŞINDA OMUZ OMUZA OLABİLMEMİZ GEREKİYOR”
Gazetecilerin yaşadığı sorunların demokrasi sorunuyla doğrudan bağlantısı olduğunu söyleyen Aidan White, “Türkiye’de basının yaşadığı sorunlara karşı uluslararası kuruluşlar yeterli duyarlılığı göstermiyor. Gazetecilerin hapse atılması bunun bir örneği. İktidar bulunduğu jeopolitik konumdan kaynaklı kendisine karşı baskı oluşmayacağını biliyor. Gazeteci örgütlerinin daha fazla dayanışma göstermesi gerekir, seçimler yaklaşırken gazetecilik önemli bir noktada duruyor. Her kim seçimi kazanırsa kazansın basın özgürlüğünü geliştirmeli” dedi.
Yereldeki gazetecilerin geçmişteki gibi haber yapamadığını belirten gazeteci Diren Keser, “Aslında dezonformasyon yasası yerelde birkaç yıldır karşılığını buluyor. Yereldeki bazı gazeteler iktidarla ilişkili bu yüzden valinin basın bülteni dışında bir bülten yayınlamıyorlar ve onların istemediği haberlere kulaklarını kapatmış durumdalar. Yereldeki gazetecilerin sorunlarına dair sendikalar bu konuda oldukça yetersizler. Bundan sonraki süreçte dayanışmayı sadece söylemde değil somut anlamda göstermemiz gerekiyor. Mezopotamya Ajansı ve Jinnews çalışanlarına yönelik yaklaşık son 6 ayda 50 gazeteci gözaltına alındı ve yaklaşık 30’a yakın tutuklu var. Gazeteciler tutuklanıyor ancak ne kadar tutuklanan gazetecilerle söylemin dışında ne kadar omuz omuza olabiliyoruz” diye konuştu.
Konferans Munzur Press Gazetecilik Atölyesi’ne katılana gazetecilere sertifikalarının verilmesinin ardından sona erdi.
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.