PİRHA- Dersim coğrafyasının maden projeleri ile işgal edilme durumu yaşadığını söyleyen İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Aslan Sultan, “Dersim’in dört bir yanı madenlerle işgal edilmiş durumda. Bununla birlikte bölgenin insansızlaştırılması amaçlanıyor, bölge yok edilmek isteniyor” dedi.
Türkiye’de yer altı kaynakları bakımından en fazla çeşitliğe ve zenginliğe sahip olan Dersim’de her geçen gün yeni maden sahaları açılıyor. 145 maden projesinin bulunduğu Dersim’de, 60 kilometre uzunluğundaki Munzur Dağları’nın tamamı maden sahası ilan edildi. 2019 yılında Dersim’de 43 bin 500 hektar alanda maden ruhsatı verilmişti.
Son olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, aralarında Dersim’in Pülümür İlçesindeki üç bölgenin de yer aldığı 285 maden sahası için ihale açacağını duyurdu.
2019 yılında Dersim’de 43 bin 500 hektar alanda maden ruhsatı verilmişti. Buna göre Cevizlidere Köyü birinci, Karayonca Köyü ikinci, Karaoğlan Köyü üçüncü, Doludibek köyü dördüncü ve merkeze bağlı Geyiksuyu Köyü Sin Mezrası ise beşinci ruhsat sahası olarak belirlenmişti.
İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Aslan Sultan, Dersim’de devam eden maden projelerine ilişkin PİRHA‘ya konuştu.
“AMAÇ DERSİM’İN İNSANSIZLAŞTIRILMASI”
Devletin, maden projeleri ile Dersim’e yönelik kapsamlı planlarından biri olan insansızlaştırma politikasını hızlandırdığını belirten Sultan, “2000’li yılların başında Dersim’in maden sahası ilan edilmesi söylentisi başlamıştı. Maden sahası çalışmalarının artması ise 2014 yılında daha da hız kazandı. 120 maden sahası projesinin açılmasıyla Dersim coğrafyası diye bir şey kalmayacak. Bunun da önünü açan devletin kendisidir. Ali Boğazı’ndan Munzur’a oradan İliç’e kadar birçok yer maden sahası ilan edilmiş durumda. Birçok köyde bu maden çalışmaları başlatılmış. Madenlere ulaşmak için yol çalışmaları başlamış durumda. Dertleri bir tek maden değil; bununla o toprakların insansızlaştırılması amaçlanıyor. Osmanlı’dan bu yana Dersim üzerinde birçok ciddi planlar var. Kimliğinin Kürt-Alevi ve itirazcı olması bu sistemin işine gelmiyor. Biat eden toplum yaratmak istiyorlar ama Dersimliler de bunu kabul etmezler” diye konuştu.
“COĞRAFYA RESMEN İŞGAL EDİLMEK İSTENİYOR”
Aslan Sultan, yüksek dağlarda yapılan çalışmaların Dersim’in bütün yeraltı sularını zehirlemesinin gündemde olduğunu söyleyerek, “Bunun yanında Dersim’in her dağında bir kalekol var. Bu da ciddi psikolojik bir baskı. Köylüler, ‘Yere vurulan her kazma atalarımızın mezarına vurulmuş, kesilen her orman bizden kesilmiş gibi hissediyoruz’ diyorlar. Dersim kuşatma altında ve yıpranmış durumda. Psikolojik olarak halk bitirilmek isteniyor. Bir sabah uyanıyorsunuz; sizin kutsal saydığınız vadi, ağaç, ziyaretler yanıyor. Bütün maden çalışmaları yüksek dağlarda yapılıyor. Buralarda yapılan çalışma yer altı sularını zehirleyerek sadece Dersim’i değil çevre illeri de etkileyecek. Coğrafya resmen işgal edilmek isteniyor” dedi.
“DERSİMLİLERE YASAK, AĞAÇ KESENLERE SERBEST”
Güvenlik gerekçesiyle köylerini, mezarlarını ziyaret edemeyen Dersimlileri hatırlatan Sultan, aynı güvenlik bölgesinde ise dışarıdan getirilenlerin ağaç kıyımı yapmasına izin verilmesine tepki göstererek şöyle devam etti:
“İnsanlar köylerine gidemiyor. Mezarlarına bile gidemiyorlar. Gerekçe olarak da güvenlik sorunu önlerine sunuluyor. Palu’dan 60 aile getirilerek bu yasaklı bölgede ağaç kesimi yapılıyor. Güvenlik sorunu var ise bu 60 ailenin burada ne işi var? Mesele güvenlik sorunu değil. Ağaçlar kesilerek kömür yapılıyor. Bölge kömür yapımından kaynaklı, duman altında. Oradaki börtü böcek bu kar hırsı ve politikalardan kaynaklı kendi yerini terk etmek durumunda kalıyor. Bu, Dersimlilerin kaderi ile aynı.”
KURUMLARA, ÇEVRE ÖRGÜTLERİNE ÇAĞRI
Dersim’in ismi konulmamış bir işgal durumu yaşadığına işaret eden Aslan Sultan, “Dersimli kurumların tepkisi bunu geriletecek, geri adım attıracak yerde değil. Yıllardır siyaset üzerinden Dersim’in kaybedilişini seyrettik. Bütün bunları bir yerde bırakıp Dersim üzerinde birleşmemiz gerekiyor. Başka bir şansımız yok. Dersim’in işgal altında olduğunu ilk defa bu kadar kemiklerime kadar hissettim. Dersim kurumları bu konuda yetersiz, Dersimliler bu konuda sessiz. Evet Dersim halkı çok yoruldu. Bir birlikteliği sağlayıp yüzümüzü Dersim’e dönmemiz gerekiyor. Dersim’i yok etmeye dair ciddi çalışma var. Bunun farkında olarak bir araya gelmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Ersin ÖZGÜL/İZMİR
Yoruma kapalı.