PİRHA- Demokratik Alevi Kadınlar Birliği, cemevlerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlanması kararına karşı yazılı bir açıklama yaparak, “Hakikatin yolu ve yol sürenleri büyük hile ve yalanlarla torbalara konularak ağzı bağlanıp bir daha açamayalım diye devlet mührüyle İslam içi, devletli, eril aklın inancına dönüştürülmek isteniyor. İnanca, doğaya, canlıya, cansıza sahip çıkmak ortak mücadele alanlarını çoğaltmak ve aynı çatıda buluşmayı sağlamak acil görevimizdir” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde ‘Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kurulmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yoplumun tüm tepkisine rağmen Resmi Gazete’de yayımlandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan kararnameyle Kültür Bakanlığı bünyesinde Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kuruldu. Alevi toplumunun, söz konusu oluşuma dair eylem ve itirazları sürüyor.
Demokratik Alevi Kadınlar Birliği, cemevlerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlanması kararına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
“HINZIR PAŞALARDAN HESABI KADINLAR SORACAK”
‘Çanlar bizim için çaldı’ başlıklı yazıda şu ifadelere yer verildi:
“Yüzyıllardır yaşadığımız doğal olan inancımızı yıkmaya, bozmaya dağıtmaya ve unutturmaya çalışıyorlar. Uygarlık, medeniyet ve laiklik kavramsallığı adı altında bir soykırım yaşatılıyor ve dayatılıyor. Hakikatin yolu ve yol sürenleri büyük hile ve yalanlarla torbalara konularak ağzı bağlanıp bir daha açamayalım diye devlet mührüyle İslam içi, devletli, eril aklın inancına dönüştürülmek isteniyor. Ne yazık ki tarih bir kez daha tekerrür etti ve çağımızın hınzır paşaları Muaviye zihniyetinin yanında rol aldılar. Ama bu hınzırlara bir sözümüz var. Nasıl ki geçmiş tarihin hak sahipleri hınzırlardan hesap sorup, tarihte hak ettikleri yeri vermişse bizde ant ederiz ki bu Hınzırlardanda hesabı Raya Haq savunucusu kadınlar soracaktır.
“DEVLETİN TANIMINA RAZI MI GELMELİYİZ?”
Şimdi durup Aleviliğin, Kızılbaşlığın Raya Haq inancının yol yürüten öncülerine, Analara, Pirlere, Dedelere ve bu hakikat yolunda yürüyen her cana yüksek sesle sormak isteriz; Devletin tanımına razı mı gelmeliyiz?
İnancımızı, sahte dinci, gerici, darbeci faşist AKP – MHP’ye teslim edeceklere ve bu yoldan çıkıp Yezidin sofrasına meyledene de, meylettirene de cevabımız olmayacak mı? Her canımız rızalığını kendine vermeli. Yüzünü gerçek erenlerin, evliyaların, jiyarların diyarına çevirmeli ve ikrarlaşmalıdır. Kadıncık Anayı, Elif Anayı, Hüsniye Bacının, Zarifelerin, Beselerin, Sakinelerin yolunu yol eyleyenleriz ve bu yola ikrar vermişiz.
“CAN, İNANÇ, ÖZGÜRLÜK İÇİN DİRENME ZAMANIDIR”
8 Kasım günü bizler için inancımız adına söz söyleyen eylemde cemal cemale ceme duran cesur yürekli tüm canlarımızın Hakk emeklerini boşa yazmasın. Tüm yaralı canlarımıza sağlık diliyoruz. Ama bir kez daha söylemek gerekli inancımız bir kadın inancıdır ve hiç bir inançta görülmeyen taşıyıcılığı, doğal anlatıcılığı ve yol yürüyen çoğaltanı taşıyanı toprak ananın bağrına yüreğini koymuş Analarımızın ve kadın canlarımızın bu yezide bu Muaviye zihniyetine ve şarlatanlarına karşı direnmeyi de birlikte durarak aşabileceğimizi birbirimize hatırlatmalıyız. Birlikte direnmeyi örgütlenmeyi de erkek aklından ayrı ele almamızın zorunluluğunu da hatırlatmak isteriz. Son olarak vurgulamak isteriz ki, inanca, doğaya, canlıya, cansıza sahip çıkmak ortak mücadele alanlarını çoğaltmak ve aynı çatıda buluşmayı sağlamak acil görevimizdir.
Kürt şair Cigerxwin’in sözünü bir de Aleviler düşünsün derim. ‘Gele Elevi hun neben yek hu ne bıçın yek u yek.’ Can, inanç, özgürlük için direnme zamanıdır. Her gün bir gün daha kaybetmeden eksilmesen gecikmeden aşk -ı niyaz ederiz.”
HABER MERKEZİ
Yoruma kapalı.