Alevi Haber Ajansi

Dedeyazı köylüleri yaşam alanları için direniyor-VİDEO

PİRHA-Malatya Doğanşehir ilçesine bağlı Dedeyazı köyünde yaşayan yurttaşlar, köylerinde bulunan maden ocaklarına karşı yıllardır mücadele ediyorlar. Doğasına ve yaşam alanlarına sahip çıkmak için eylemler yapan köylüler, maden ocağı yetkilileri tarafından tehdit edilmesine ve davalar açılmasına rağmen verdikleri mücadelelerinden geri adım atmayacaklarını belirtiyorlar.

Malatya Doğanşehir ilçesine bağlı Alevilerin yaşadığı Dedeyazı köyünde bulunan maden ocaklarından dolayı yurttaşlar büyük sıkıntılar yaşıyor. Yüzlerce dönümlük bağları sökülen ve can damarı olan suları elinden alınan köylüler yaptıkları eylemlerle maden ocaklarına karşı yıllardır büyük bir mücadele veriyor.

Köylülerin, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin desteği ile 2012 yılında durdurdukları maden ocaklarında çalışmaların yeniden gündeme gelmesi ile birlikte Malatya İdare Mahkemesi’ne dava açıldı. Davada, doğaları ve yaşam alanları tahrip edildiği gerekçesi ile köylüler lehine karar verildi. Köyde yaşayan yurttaşlar yaşadığı süreci PİRHA’ya anlattı.

“MADEN OCAKLARI İLE KÖYDE BÜYÜK SORUNLAR ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLADI”

Dede yazı köyünde dünyaya gelen 6 çocuk annesi Makbule Akdağ, maden ocaklarından önce köylerinin çok güzel ve yemyeşil bir doğası olduğunu belirterek, “Ekinlerimizi ekiyor, ektiğimiz sebzeleri bu dağdan gelen su ile suluyorduk. Ama maden ocağının işlemesi ile birlikte köyde büyük sıkıntılar yaşadık. Daldaki meyveler tozdan yenilmiyor çürüyüp yere düşüyor” dedi.

 Akdağ, şöyle devam etti:

“Bu maden ocaklarının işlemesi ile birlikte köyümüzün yaşamı, huzuru ve güzelliği de gitti. Maden yatağının olduğu yerde köyümüzün hem içme suyu hem de sulama suyu vardı. Bununla birlikte bütün suyumuz gitti. Dağdan gelen içme suyu içilemez duruma geldi. Hazır su alıp içiyoruz. Tozdan kapımızın önüne çıkamıyoruz. Köyümüze büyük bir zarar veriyorlar. Köyde yaşayan insanlar çok zor durumda. Madenci doğamızı tahrip edip madenini alacak bizler de burada mağdur olacağız. Buna müsaade etmeyeceğiz. Yetkililer bu köye sahiplik etsin ve köylünün zarar görmemesi için çalışmalar yapsın.”

“MADEN OCAKLARI SUYUMUZU KURUTUYOR”

Köy azası olan 2 çocuk babası Mahsuni Atasoy da, “Benim 200 dönüm arazim var. O araziyi bu dağdan gelen su ile suluyoruz. Benim gibi 120 aile var bu durumda olan. Bu ailelerin geçim kaynağı bu suya bağlı. Böyle devam ederse maden ocakları bütün suyumuzu kurutacak, hepimiz aç kalacağız” diye konuştu.

Atasoy, şunları ekledi:

“Bir maden şirket sahibinin cebine para girecek diye 120 ailenin rızkı ile oynamak ne kadar doğrudur. Biz buna karşıyız. Köylüler olarak doğamıza sahip çıkacağız. Amacımız olay çıkarıp kavga etmek değil. Biz yasal ve hukuki yollarda tüm hakkımızı kullanıp mücadele edeceğiz. Köyün karşısında kırıcılar çalıştığı zaman gürültüden çocuklar uyuyamıyor, telefonla konuşamıyoruz. Köydeki kadınlar tozdan dolayı dışarıya yıkadığı çamaşırları seremiyor. Bu dağda yüzlerce dönüm bağ vardı. Maden ocakları ile birlikte bütün bağlarımız söküldü. Birkaç tane bağ kaldı. Böyle devam ederse onları da sökecekler.”

“ŞİRKET YETKİLİLERİ BİZLERİ TEHDİT ETTİ”

Dedeyazı dayanışma derneği üyesi Recep Çakır ise, “Maden sektörü 2002’de çalışmalara başladı. Mir Martut maden şirketi başlamış ama biz 2008’e kadar bununla ilgili hiçbir belgeye rastlamadık. Kaçak mı çalışmışlar, nasıl çalışmışlar her hangi bir resmi belgeye rastlamadık. 2008 yılında üç ilçeyi kapsayacak bir alan kadar ÇET raporu alıyorlar. Lokal küçük alanlarda çalışmalara başlıyorlar. Biz bu belgeleri inceledikten sonra hak ihlallerinin olduğunu gördük” ifadelerini kullandı.

Recep Çakır ayrıca şunlara değindi:

“Yüz metreden daha yakın evlerin olduğu alanlarda ve ÇET raporunun alınmadığı alanlarda çalışmaya başladıkları tespit edildi. Bununla ilgili çevre şehircilik müdürlüğü çalışma yürüten şirkete para cezaları kesti. Bu sürecin ardından 2012 yılında yapılan eylem ve etkinliklerle maden şirketinin çalışmalarını durdurdu. Üç yıl boyunca bir çalışma yapılmadı. 2015 yılından sonra şirket tekrar çalışmak için başvuru yapmış. Bu yıl Eylül ayında maden şirketinin tekrar çalışmalara başlayacağı gündeme geldi. Yaşam alanlarımızı tehdit ettikleri için maden şirketi ile görüşüp çalışmamalarını söyledik. Maden şirketi yetkilileri görüşmeler sırasında yapıcı bir dil kullanmadı sürekli bizi tehdit ettiler. Madene karşı mücadele eden gençlerden şikayetçi oldular. Ama bununla ilgili sonuç alamadılar. Açılan bu davalarda bütün arkadaşlar hakkında takipsizlik kararı alındı. ÇET raporlarına karşı iki dava açtık ve köylünün lehine karar verildi”

“DOĞAMIZA SAHİP ÇIKMAK İÇİN DERNEK KURDUK”

Dedeyazı köyü dayanışma derneği yönetim kurulu üyesi Yunus Emre Erkan da,“Maden ocaklarında çalışmaların başlamasının ardından eylemlerimize başladık. Çalışmalar yaşam alanlarımıza kadar inince genç arkadaşlarımızla birlikte maden ocaklarına karşı mücadele etmek için dernek kurma kararı aldık” dedi.

“2012 yıllında buradaki çalışmaları gençlerin öncülüğünde köylülerle birlikte verdiğimiz mücadele sunucu çalışmaların durdurulmasına sebep olduk” diyen Erkan, şunları kaydetti:

“Örgütlü bir yapımız yoktu. Bir dernek kurmaya karar verdik. Dedeyazı köyü dayanışma derneğini kurduk. Sonraki süreci dernek üzerinden yürüttük. Yasal yollarda verdiğimiz mücadele sonucu açtığımız davayı kazandık. OHAL sürecinde olduğumuz için tehdit edildik ama buna rağmen mücadelemizden geri adım atmadık. Doğamıza köyümüze ve yaşam alanlarımıza sahip çıkmak için mücadele etmeye devam edeceğiz.”

Mustafa YÜKSEL/Suay ABAK
MALATYA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak