Alevi Haber Ajansi

Dede Sezer: Yavuz’un bıraktığı mirasın devamı, hükümetin politikalarına sıcak bakmıyoruz

PİRHA – Hubyar Ocağı dedelerinden Erdoğan Sezer, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulacak Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı projesine tepki göstererek, “Bu devlet Yavuz’un bıraktığı mirasın devamı bir devlettir. Hükümetin yapmış olduğu açıklamalara dair biz bu açılıma arkamızı dönüyoruz” eleştirisinde bulundu.

Hükümetin, Alevilere yönelik son açıklamış olduğu ‘Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’ projesine tepkiler sürüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı oluşumun Alevilerin taleplerine karşılık vermeyeceğini dile getiren Dede Erdoğan Sezer, “Aleviler her zaman katledilerek zulme ve haksızlığa uğramıştır. Türkiye’nin ‘yerli zencileri’ Aleviler” eleştirisini yaptı.

BİZ TURİST DEĞİLİZ”

Hubyar Ocağına mensup Dede Erdoğan Sezer, “Alevilerin bu kadar turist ve kültürlü insanlar olduğunu bilmiyorlarmış!” diyerek şöyle devam etti:

“Hükümetin yapmış olduğu açıklamalara, bu açılıma arkamızı dönüyoruz. Sıcak bakmıyoruz. Biz bir inancız. Eğer biz bir inanç isek cemimizi ibadethanemizde yaparız. Bizim inancımız sadece ‘kültür’ değildir. Alevilerin çok kültürlü olduklarını yeni mi fark etmişler! Bugün sizi Turizm Bakanlığı’na bağlar, yarın da size vize uygular ve engeller. Yani biz turist değiliz. Kültür de değil, inancız. Kültürsüz inanç zaten olmaz. Her inancın kendine göre bir kültürü, kuralları, yaşam koşulları vardır.”

“LOKMA VERDİĞİMİZ HER ŞEY DÖRT KİTAPTAN ÜSTÜNDÜR”

Dede Erdoğan Sezer, Aleviliğin kendine özgü bir inanç olduğunu belirterek “İbadet yerimiz cemevidir. Fakat bizim için Hakk ile Hakk olmaya yer aranmaz. Önemli olan özünü bozmamaktır” dedi.

Dede Sezer, “Biz cemevinde, camide, kilisede, sinagogda Hakk ile Hakk olmaya hazırız, ya siz hazır mısınız?” sorusunu yönelterek Erdoğan’ın, Şahkulu Sultan Dergahına Kur’an ile gitmesini şu sözlerle değerlendirdi:

“Bizim için 4 kitap Hakk’tır. Sofra bizim için velinimet, lokma verdiğimiz her şey dört kitaptan üstündür. Yani bizi Kur’an, Tevrat, İncil, Zebur bağlamaz. Bizi bağlayan Hakk’ın kendi özüdür. Erdoğan’ın cemevine Kur’an götürmesini değişik bir boyutta görmek gerekiyor. Mesela ben Avrupa’da yaşarken dinler arası diyalog olduğunda insanların örneğin Almanca kendi inancına göre broşür hazırlamışsa ‘Sen de benim dinimi tanı’ anlamında materyal sunduklarını biliyorum. Her şakanın altında bir ciddiyet her ciddiyetin altında da bir şaka vardır, bunu unutmayalım. Şimdi bu durumu şöyle yorumlayabilirsiniz; ‘Beni asimile etmiyor, Kur’an’a bağlıyız’ diyebilirsiniz ya da ‘Siz Alevisiniz, ben de Sünniyim. Bu da benim inancım. Benim inancımı da okuyup tanımanızı tavsiye ederim’ anlamına da gelebilir. Yani iki yönlü yorumlayabilirsiniz. Ben dinler arası diyaloglara katıldığımda onlara da kendi inancımın ne anlama geldiğini ne ifade ettiğini anlatabilmek için broşür ve kitaplar veririm. Ama tabii bu iyi niyetle düşünülürse… Ama bizler biliyoruz ki bu devlet Yavuz’un bıraktığı mirasın devamı bir devlettir.”

Eren GÜVEN/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak