PİRHA- Sivas Katliamında yaşamını yitirenleri anan Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) İzmir Gençlik Meclisi, Alevilere yönelik inkar ve asimilasyon politikalarına karşı ortak mücadele çağrısı yaptı.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) İzmir Gençlik Meclisi, Sivas’ta bulunan Madımak Oteli’nde 33 aydın, yazar ve 2 otel çalışanının yakılarak katledildiği Sivas Katliamının 29’ncu yıl dönümünde yaşamını yitirenleri andı.
DAD İzmir Şube binasında gerçekleşen anmada katliamda yaşamını yitirenler anısına yapılan 1 dakikalık saygı duruşu ve katliama dair sinevizyon gösterimi ardından müzik dinletisi yapıldı.
“KATLİAMLAR İLE DEMOGRAFİK DEĞİŞİM HEDEFLENDİ”
Katliamda yaşamını yitirenleri anarak sözlerine başlayan Demokratik Alevi Dernekleri İzmir Gençlik Meclisi üyesi Fırat Dikmen, Alevi coğrafyasında yaşanan katliamlarla aynı zamanda demografik değişimin hedeflendiğini belirterek, “Sivas, katliamından sonra Alevisizleştirildi, toplu şekilde göç ettirildi. Aynı göç, katliamla birlikte Maraş’ta yaşandı. Kendi coğrafyamızdan koparılarak metropollere getirildik. Buralarda inancımızı, kültürümüzü yaşatmamız zorlaştı. Kurumlarımıza sahip çıkmalı, basın yayın organlarımızı takip etmeliyiz. Alevi gençleri olarak özel savaş politikalarının hedefi haline gelerek, bu tuzağa çekilmek isteniyoruz. Bunlara alternatif yaratabilmek için mücadeleyi büyütmemiz gerekiyor. Mücadeleyi büyütürken de dostlarımızla, yoldaşlarımızla beraber olmalıyız. Bugün altılı masa denilenlerin hepsinin elinde Alevilerin kanı var. Biz Alevilerde bunlara mecbur değiliz. Kendi öz gücümüz, hakikatimiz ile yeniden buluşup mücadeleyi yükseltebiliriz. Ortak vatanda yeni bir yaşam kurmalıyız. Yoksa gün geçtikçe eriyip yok olmaya yüz tutacağız” dedi.
“MADIMAK’IN IŞIĞI YOLUMUZU AYDINLATIYOR”
Demokratik Alevi Dernekleri İzmir Gençlik Meclisi üyesi Asil Benler de, katliamcı zihniyetin Alevi toplumuna yeni acılar yaşattığını ifade etti.
Benler, güncel hali ile Alevi dedelerinin Kerbala’ya gönderilmesi çalışmaları, Alevi gençlerine yönelik kamp programı ile hedeflenmek istenenin ‘kültürel soykırım’ olduğunu belirterek, “Bu toplumun entellektüelleri, sanatçıları, aydınları Madımak’ta yakılarak yok edilmek istendi. Bununla hedeflenen Aleviliğin içerisindeki ‘ışık felsefesinin’ karanlığa boğulması, Alevilerin özgürlük temelinde kendisini yeniden üretmesinin önüne geçilmesiydi. Madımak’ın ışığı sadece bizi yakmadı, aynı zamanda yolumuzu aydınlattı. Entelektüel ve ahlaki-politik yapısı itibariyle bütün bu gerçekliğine bağlı gençleri tekrardan özgürlük mücadelesi içerisinde bir araya gelerek katliamların hesabını sorma ve örgütlü güç haliyle buna bir engel olma çabasına sevk etmek gerekiyor. Aynı zihniyet kendini tekerrür edercesine bizlerin acısına yeni acılar katıyor. Asimilasyon politikaları, fiziki soykırımlar her zaman tepemizde bir sopa olarak kullanılıyor. Cemevlerimizi tanımayarak ticarethane statüsünde gören zihniyet şimdi de 300 dedeyi Kerbala’ya götüreceğini söylüyor. Yine birkaç bakanlıkla birlikte Hacı Bektaş’ta Alevi gençlik kampı düzenleneceği söyleniyor. Bu ışığı gerektiğinde yakıp katlederek, gerektiğinde kültürel asimilasyon politikalarıyla söndürmek istiyorlar. Bizim aydınlarımızın bu topraklarda demokrasi kültürünün oluşmasında hem bedel ödeyen hem de fikirsel üretimde bulunan bir gerçekliği var. Buradaki arkadaşların müzik dinletisi de bize göstermektedir ki; toplumumuzun gençliği yoluna sahip çıkarak sanatçısını, aydınını, entellektüelini yaratmaya devam edecektir” diye konuştu.
Anma, katliamda yaşamını yitirenlere ait müzik dinletisi ile son buldu.
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.