Alevi Haber Ajansi

DAD: İnsanlık suçlarının zaman aşımı olamaz! Mücadelemiz ve adalet talebimiz bakidir

PİRHA- DAD Genel Merkezi, Sivas Katliamı’nın 31. yıl dönümü dolayısıyla ile ilgili bir basın açıklaması yayınladı. “İnsanlık suçlarının zaman aşımı olamaz! Mücadelemiz ve adalet talebimiz bakidir” denilen açıklamada, Madımak anmasına katılma çağrısı yapıldı.

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Genel Merkezi Sivas Katliamı’nın 31. yıl dönümü dolayısıyla ile ilgili bir basın açıklaması yayınladı. “İnsanlık suçlarının zaman aşımı olamaz! Mücadelemiz ve adalet talebimiz bakidir” denilen açıklamada, “Yolu, toplumsal varlığı kabul ve saygı görmeyen, hedefe konulan bir halk gerçekliği olarak, Yolun hakikati üzerinden bir, iri ve diri olmaktan başkaca seçeneğimiz yoktur değerlendirmesi yapıldı Madımak anmasına katılma çağrı yapıldı.

“HALKIMIZ YAŞADIĞI HER YERDE ALANLARDA OLACAK”

Alevilere yönelik katliamlar silsilesine 2 Temmuz 1993’de Sivas’ta bir yenisinin eklendiği, otuz üç canımız ve iki otel çalışanının tüm dünyanın gözleri önünde yakılarak katledildiği hatırlatılarak, “Canlarımızı anmak, katilleri ve efendilerini lanetlemek ve direnişi büyütmek için halkımız yaşadığı her yerde bir kez daha alanlarda olacak” denildi.

Aleviliğin, bu toprakların kadim kültürlerinden biri, cümle insanlık ve varlıkla rızalı-ikrarlı bir yaşam biçimini esas alan barışçı bir öğreti olduğu belirtilen açıklamada, Aleviler de bu Yolun talipleridir. Fakat tahakkümü, gasp ve sömürüyü esas alan hegamonik merkezler, Aleviliği tarih boyunca hedef almış, sayısız katliamlar gerçekleştirerek bu Yolu, Yolumuz üzerinden vücuda gelen toplumsallığı yok etmek istemişlerdir. Rıza ve ikrarı esas alan Yolumuz ve halk gerçekliğimiz tüm tarihi boyunca hak duruşu esas almış, Yolunu ve toplumsal varlığını hedefe koyan kesintisiz ve sistematik soykırım politikalarına Yol ulularımızın rehberliğinde direnmiş ve direnmektedir” değerlendirmesi yapıldı.

“MUKTEDİRLER PEK ÇOK İNSANLIK SUÇUNA İMZA ATMIŞTIR”

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

“Katliam, asimilasyon ve göçertme politikalarının daha da derinleştirildiği 12 Eylül faşist darbesiyle Alevi halklar tarihsel yaşam alanlarından göçertilmiş, toplumsal kurumları daha da darbelenerek halk gerçekliğimiz bir kriz içerisine sürüklenmişti. Halkımızın bu süreçte kendi hakikatini yaşayabilme ve sürdürebilme, koparıldığımız tarihsel yaşam alanlarımızla, toplumsal hafızamızla bağımızı koruyabilme arayışlarının sonucu olarak, kadim yurtlarımızdan olan Sivas’ta yol ulularımızdan Pir Sultan pirimizi anma vesilesiyle kültürel etkinlikler gündemleşmişti.

Türkiye muktedirleri, resmi ideoloji ve siyaset biçimleriyle en başından beri azami tahakküm ve sömürü için tek tip iktidar alanı ve homojen toplum yaratmaya odaklanmış, tarihsel-toplumsal Türklüğün hakikatine saldırmış, ona yeni bir don biçmiş ve tüm farlılıkları da bu kalıba sokmayı esas almış, pek çok insanlık suçuna imza atmıştır.

“TARTIŞMA LAİK-ANTİ LAİK İKİLEMİNE BİLİNÇLİ OLARAK HAPSEDİLMEK İSTENMİŞTİR”

Sivas-Madımak vahşeti insanlık suçlarından biri olarak derin devletin karanlık dehlizlerinde planlanmış ve gerçekleştirilmiştir. Faili ve hedeflerini perdelemek içinse tartışma “laik-anti laik” ikilemine bilinçli olarak hapsedilmek istenmiştir. Bu katliamın bir ayağı genel olarak Alevi Yolu ve halk gerçekliğini, diğer ayağı ise demokratik Kürt muhalefetini ve genel devrimci-demokratik muhalefeti hedeflemiştir. Dahası, Koçgiri katliamı bağlamında geliştirilen ve Alevisizleştirmeyi, Kürtsüzleştirmeyi esas alan demografik değişim politikalarından bağımsız düşünülmemelidir.

Katliam canlı yayınla tüm dünyaya izletilmiş, kısa sürede binlerce kolluk kuvveti harekete geçirilebilecekken; tıpkı Maraş, Çorum ve diğer örneklerde de yaşandığı gibi meydan gözü dönmüş canilere terk edilmiş, canlarımız yakılarak katledilmiştir. Sonrası, bilindiği üzere göstermelik bir yargı süreci yaşanmış, “zaman aşımı” gerekçesiyle dava hasıraltı edilmek istenmiştir. Fail ve katiller, etkin biçimde soruşturulmamış, takibata uğramamış, özel aflar çıkarılmış, faillerin avukatları AKP bünyesinde bakan, milletvekili ve belediye başkanı yapılmış ve bir halkın, acılı ailelerin adalet talebi karşılık bulamamıştır.

“BİR, İRİ VE DİRİ OLMAKTAN BAŞKA SEÇENEĞİMİZ YOKTUR”

Alevi Yolu, Rıza ve İkrar üzerine kurulu bir Yoldur. Yolu, toplumsal varlığı kabul ve saygı görmeyen, hedefe konulan bir halk gerçekliği olarak, Yolun hakikati üzerinden bir, iri ve diri olmaktan başkaca seçeneğimiz yoktur. Hak mücadelemizin başarısı “birlik makamında” buluşmaktan, mücadeleyi büyütmekten geçmektedir.

31. yıl dönümü vesilesiyle Sivas-Madımak şehitlerimizi bir kez daha saygıyla anıyor, huzurlarında dara duruyor ve mücadele sözümüzü yineliyoruz. Tüm halkımızı Sivas şehitlerini anma ve adalet talebimizi büyütmek için Sivas anmasında buluşmaya davet ediyoruz.

Zaman Sahipsiz, Mekân Rızasız, Mazlum Çaresiz Değildir!”

(HABER MERKEZİ)

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak