PİRHA – Ana Fatma Cemevi/Demokratik Alevi Derneği Ankara Şubesi, zorunlu din derslerinin kaldırılması talebiyle basın açıklaması yaptı. “Devletin Alevisi olmayacağız” denilen açıklamada, “Anadilinde konuşmak, eğitim görmek zulme tabi, zorunlu din dersi ile inanca yasak devam ediyor” ifadeleri kullanıldı.
Ana Fatma Cemevi Demokratik/Alevi Derneği (DAD) Ankara Şubesi, yeni eğitim yılının başlamasıyla birlikte zorunlu din dersi sorununa dikkat çekti. Okullardan din derslerinin kaldırılması talebini dile getiren DAD Ankara Şubesine Alınteri, BDSP, HDP Ankara İl, HDP Mamak ilçe, Mamak Halkevleri, Anka, Tüm Emekli Sen Mamak Şube ve 78’liler girişimi de destek verdi.
“SİZ BİZİM İNANÇ ÖNDERİMİZ DEĞİLSİNİZ”
Ana Fatma Cemevinde yapılan basın açıklamasını DAD Ankara Şube Eş Başkanı Mustafa Karabudak okudu. Okunan metinde öncelikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Alevi inancına yönelik yorumları eleştirildi. “Siz bizim inanç önderimiz değilsiniz” ifadelerinin kullanıldığı açıklamada şunlar dile getirildi:
“Eğitim, öğrenileni davranışa dönüştürme eylemidir demek yanlış olmaz.
Bu eğitim ve öğretim yılında Alevi çocukları ve din eğitimi talebi olmayan çocukların artık zorla başkalarının inançlarının davranışını edinmekten kurtulacağını umut etmiştik, öyle olmalıydı. AİHM zorunlu din dersi Anayasaya aykırıdır diye karar vermişti. Bu kararın uygulanmasını, bununla ilgili düzenleme programı beklerken Cumhurbaşkanın açıklamasına bakalım. ‘Allah’sız, Muhammet’siz, Ali’siz Alevilik olmaz. Sapkın zevklerin üzerine inşa edilenlerle insanlık olmaz. Milli, manevi değerlerimize, kırmızı çizgilerimize tecavüz eden herkes ayağını denk almalıdır.’ dedi.
Bu ülkenin cumhurbaşkanına 1982 Anayasası bile insanlara neye nasıl inanacakları konusunda çerçeve çizme hakkı tanımamıştır. Ayrıca kendinden farklı inanca sahip olan insanlara ve inancın içeriğine sapkın tanımlaması yapma hakkı da tanımaz. Ayrıca Aleviler inanç çerçevelerini belirleme konusunda size yetkide vermediler. Siz bizim inanç önderimiz değilsiniz.
Sapkınlık konusunda herkes kendi inanç alanını gözden geçirsin. İnsaf diyoruz. Milli ve manevi değerler derken, herkesin maneviyatı kendine, senin inancın neden benim maneviyatımız oluyor. Nasılda aşikar ediyorsunuz bize reva gördüğünüzü. ‘Bizim çizdiğimiz çerçevenin dışına çıkarsanız ayağınızı denk alın’ diyorsunuz. Ayağımız oldukça denk. Bu tehdidin altında yatan tarihte çok tanık olduğumuz katliamlar hatırlatmasıdır. Merak etmeyin unutmamıza pek fırsat vermiyorsunuz. Aklımızda.
Açıkçası siz ne söylediğinizi çok iyi biliyorsunuz. Bizde sizi o düzeyde anladık. Önlemimizi de öyle alıyoruz.”
“DİYANET 4 BAKANLIK BÜTÇESİNDE SEFA SÜRÜYOR”
Mustafa Karabudak, son 100 yıllık süreçte Alevilerin uğradığı asimilasyon ve katliamlara da işaret ederek “Asimile etmek için her yolu mübah saydınız” dedi. Karabudak, zorunlu din dersi ile Aleviliğe olan yasağın sürdüğünü ifade ederek şöyle devam etti:
12 Eylül Faşist rejimi binlerce evladımızın canına kıydı. Asimilasyon kırımı görevini tamamlamak için. Bugün 12 Eylül’’ü aratan istibdat rejimi ile Sarayımda keyfimi bozmayın. Bu ülkede eğitimin bir tek amacı olmalı. Sarayıma biat edecek insana ihtiyacım var, onun dışında başka bir sonuç ortaya çıkmamalı. Zaten biat edemeyenler de kaçacak yer arayışında.
Bu tavrınız, bu beklentiniz ülkede hak, hukuk, adalet bırakmadı. Yalan, talan, savaş, zulüm ürettiniz. Yoksulluk, yoksunluk ürettiniz. Manevi değer diyorsunuz da, Urfa adliyesi önünde Emine Şenyaşar diye bir kadın var. Her gün ‘Adalet’ diye ellerini Allah’a açıyor, hasta tutsak anneleri var onlar da ellerini Allah’a açıyor. Zulme ortak olanların kulakları sağır. Maneviyatınız sarayın dışına çıkamıyor. Onlara ulaşamıyor.
Sizin inanmak, maneviyat diye bir derdiniz yok. Ahlaki değerleri güçlü barındıran maneviyat toplumsal meşru alandır. Lakin maneviyata iktidar ve çıkarcı yaklaşım meşruluğunuzu da sorgulatan bir yerdedir. Kurduğunuz saray rejiminin devamını sağlayacak, sorgulamayan, düşünmeyen, körü körüne inanan insan yetiştirmek. Bir zamanlar tarif etmiştiniz. Uzaya yol yaptık desek taraftarlarımız inanır diye.
Büyük emek veriyorsunuz. Birkaç bakanlığın bütçesini kullanan diyanet, zorunlu din dersleri ile okullar. Yetmedi Alevi inancının yaşatıldığını gördüğünüz her yere müdahale edip, manevi değer tanımlaması, tehdit, ayak denkleştirme, kırmızı çizgiler.
Sonuç ortada. Ülkede yüzü gülen, yarına umutla bakan insan kızı, insan oğlu bırakmadınız. Anadilinde konuşmak, eğitim görmek zulme tabi, zorunlu din dersi ile inanca yasak devam ediyor.
Sınıflar 40 kişilik, öğretmenler atanmamış. İmama yatırım yapan güya laik bir eğitim hedefinizde. İlk sınıflarda kitabı parasız yapmış ama sırayı, kalemi, tahtayı, bilgisayarı velinin sırtına yüklediniz. Diyanet 4 bakanlık bütçesinde sefa sürüyor. Halk aç, halkın evlatları okuduğu meslekte iş bulamıyor. İş çok deyip yalan ile kağıt toplayıcısı ol nerden iş yok diyor sefa sürenler.
Durmadan paralı üniversite açıp, ebeveynin üniversiteli iş sahibi olsa bile ömür boyu eğitimine yatırılan parayı karşılayamayacak bir sistem kurdunuz.
Biz Aleviler, Kürtler ve ötekiler için yeniden bir anayasa ve bu seçimde seçimli kurucu meclis olmadan her çözüm tali olacaktır. Eski akılla ve dikta rejimi benzerleri yokluğumuz üzerine plan yapmaya devam etmektedir. Alevi halklarımızı tekrar oyalayan asimilasyon cenderisinden uzak durarak, demokratik bir gelecek için Yeni Anayasa, Seçimli Kurucu Meclis ve Kurucu Yurttaşlık fikrinde birleşmeye çağırıyoruz. Başka türlü Eşit Yurttaşlık fikirleri de altı boş yaklaşımlar olacaktır.”
“DEVLETİN ALEVİSİ OLMAYACAĞIZ”
Basın açıklamasında söz alan HDP Ankara İl Eş Başkanı Pakize Sinemillioğlu ise, AKP iktidarının Alevi politikasını eleştirerek şunları söyledi:
“Bu dernek kısa süre önce faşistlerin saldırısına uğramıştı. Bu ülkede 1924’te tekke ve zaviyeler cumhuriyet ilanından sonra kapatılmıştı. O günden bugüne tekçi zihniyet mantığı devam ediyor. AKP, Sünni geleneği dayatıyor. Bütün inanç ve haklar yok hükmünde sayılıyor. Biz, Diyanet İşlerinin kapatılmasını istiyoruz. Cemevi Dairesi kurulması hesapları var. Bu hesapların nedenini biliyoruz. Yakında bir seçim yapılacak. Alevileri oy deposu olarak görüyorlar. Kendi Alevilerini yaratmak istiyorlar. Kimsenin, devlete bağlı olarak inancını hayata geçirmesini istemiyoruz. Devletin Alevisi olmayacağız. Din dersinin zorunlu olarak kabul edildiği bir ülkede çocuklarımızın daha özgür olması için mücadele edeceğiz. Devletin Alevisi olmayacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.