PİRHA- Cumartesi Anneleri, koronavirüs salgını nedeniyle sosyal medyadan yayınladıkları 788. hafta açıklamasında 12 Eylül darbecilerinin gözaltında kaybettiği Zeki Altunbaş’ın akıbetini sordu.
Haberin Videosu
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilenlerin akıbetini sormak amacıyla her cumartesi günü yaptıkları açıklamayı, 788. haftada yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını tedbirleri kapsamında internetten yayınladı. 788. hafta açıklamasında, 12 Eylül darbecilerinin gözaltında kaybettiği Zeki Altunbaş’ın akıbeti soruldu.
“KAYIPLARIMIZI İSTİYORUZ, ZEKİ ALTUNBAŞ’I İSTİYORUZ”
Cumartesi Anneleri, 788. haftasında 12 Eylül darbecilerinin gözaltında kaybettiği Zeki Altunbaş’ın akıbetini sordu.Üniversite öğrencisi olan Zeki Altunbaş’ın Yalova’da gençlik hareketinin içerisinde yer aldığı ve Sosyalist Gençlik Birliği Derneği’nin kurucularından biri olduğu belirtilen açıklamada, Altunbaş’ın 12 Eylül darbesinin ardından gözaltına alındığı ve Yalova’da zorunlu ikametgaha tabi tutulduğu kaydedildi.
Zorunlu askerliğini yapmak üzere Çanakkale’ye giden Altunbaş’ın Yalova’da süren bir operasyonda yakalanan bazı kişilerin onun adını vermesi üzerine, 18 Nisan 1981 tarihinde askerlik yaptığı Çanakkale Er Eğitim Alayı’ndan gözaltına alınıp Yalova’ya getirildiği kaydedilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Yalova Emniyet Müdürlüğü’nde işkenceyle sorgulandı. 25 Nisan 1981 tarihinde eski bir davası olduğu gerekçesiyle Yalova Emniyetinden İstanbul SelimiyeKışlası’ndaki Sıkıyönetim Mahkemesi’ne götürüldü. Aynı gün mahkeme dönüşünde Yalova-Kartal arabalı vapurunda elleri kelepçeli bir haldeyken kendisine eşlik eden 2 asker ve 2 polisin arasından kaybolduğu iddia edildi. Tutulan kayıp tutanağında Zeki Altunbaş’ın arabalı vapurdaki tuvalete girdiği ve bir daha çıkmadığı yazıldı.
Bu iddia karşısında aile arabalı vapurda incelemede bulundu, görevlilerle ve aynı seferde seyahat eden bazı yolcularla konuştu. Zeki’nin asker ve polis eşliğinde vapurda olduğunu görenler vardı ama onun denize atladığına tanık olan yoktu.
İnceleme sonrasında aile, 188 cm boyu ve 80 kilo ağırlığı olan Zeki Altunbaş’ın yaklaşık 30 cm’lik tuvalet penceresinden üstelik elleri kelepçeli halde denize atlamasının imkansız olduğunu açıkladı.
Baba Tahsin Altunbaş Çanakkale ve İstanbul Sıkıyönetim komutanlıkları başta olmak üzere tüm ilgili makamlara başvurdu. Ancak ailenin tüm girişimleri sonuçsuz kaldı; dosya 2011 yılında Yalova Cumhuriyet Savcılığı tarafından zamanaşımı gerekçesiyle takipsizlikle sonuçlandırıldı.
Baba Tahsin Altunbaş 11 yıl boyunca oğlundan bir iz bulmak umuduyla Marmara Denizi’nden çıkma ihtimali olan tüm cesetleri teşhis etmek üzere Türkiye’nin her yerine gitti. 1992 yılında şehir dışındaki bir ceset teşhisinden dönüşü sırasında trafik kazasında hayatını kaybetti.
“Tek isteğim ölmeden oğlumun mezarına çiçek bırakmak” diyen anne Cevriye Altunbaş da bu isteğine ulaşamadan 31 Mart 2015 tarihinde aramızdan ayrıldı.”
“DEVLET CEZASIZLIK POLİTİKASINA SON VERMELİ”
Gözaltına kaybedilişinin 39. yılında adli ve siyasi makamların göreve çağrıldığı açıklamada, “Kayıplarımızın faillerinin cezasız kalmaması için devlet cezasızlık politikasına son vermelidir. Kaç yıl geçerse geçsin Zeki Altunbaş için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz. 89 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” denildi.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.