PİRHA- Çorum’da Karakaya, Narlı ve Küçükkeşlik Köyleri sakinleri köylerine yapılacak taş ocağını protesto etmek için eylem düzenledi. Köylüler, 350 dönümlük bir alanı kapsayacak projenin doğrudan mal ve can tehlikesi oluşturacağını kaydederek, su kaynaklarının kuruyacağını belirtti.
Tarım arazileri ve su kaynaklarını tehdit eden projeye karşı seslerini duyurmak isteyen köylülere CHP İl Başkanı Dinçer Solmaz, Emek Partisi İl Başkanı Muharrem Özünel, SOL Parti Merkez İlçe Başkanı Arif Başaran, DEM Parti PM Üyesi Ümit Küçükbayatlı ile Çorum Emek ve Demokrasi Platformu‘nun bileşenleri de destek verdi.
Köylüler planlanan taş ocağı ile ilgili Çorum Kadeş Barış Meydanı’nda bir basın açıklaması düzenlendi.
“Yaşam hakkı kutsaldır, taş ocağı mezardır”, “Talancı şirket, köyümüzü terk et” sloganlarının atıldığı basın açıklamasında konuşan Karakaya, Küçükkeşlik ve Narlık köylüleri adına bir konuşma yapan Servet Demirkaya, “Köylerimizi yok edecek taş ocağı hızlı tren hattı projesi kapsamında ihaleyi kazanan Çelikler Holding tarafından açılmak isteniyor. Şirket burada 350 dönüm alanda taş ocağı ve kırma eleme tesisi planlamaktadır” dedi.
Demirkaya, Samsun-Ankara hızlı tren hattı projesi kapsamında Çelikler Holding tarafından yapılması planlanan taş ocağının 350 dönümlük bir alanı kapsayacağını belirterek, taş ocağında yılda 191 patlatma ve 3,5 milyon ton taş çıkarılmasının planlandığını aktardı. Bu durumun Karakaya Köyü sakinleri için doğrudan can ve mal tehlikesi oluşturacağını, ayrıca patlamalar nedeniyle su kaynaklarının kuruyacağını vurguladı.
“TAŞ OCAĞI CİNAYETE DAVET NİTELİĞİ TAŞIMAKTADIR”
Taş ocağı projesine onay vermenin ‘cinayate davet’ niteliği taşıdığınu söyleyen Demirkaya, “Köylerimizi yok edecek taş ocağı Samsun Ankara hızlı tren hattı projesi kapsamında ihaleyi kazanan Çelikler Holding tarafından açılmak isteniyor. Şirket burada 350 dönüm alanda taş ocağı ve kırma eleme tesisi planlanmaktadır. Açılacak ocağın Karakaya Köyünün hemen dibinde, kırma eleme tesisinin ise Küçükkeşlik köyü ve Narlık köyüne yakın mesafesinde görülmektedir. Karakaya Köyü açılmak istenen taş ocağının bulunduğu tepenin yamacında kurulmuş bir köydür. Dolayısıyla burada yapılacak patlatmalar nedeniyle köylüler doğrudan can ve mal tehlikesiyle karşı karşıyadır. Burada bu kadar yakında bir taş ocağı kurulması akla, bilime ve vicdana aykırıdır. Bu projeye onay vermek doğrudan cinayete davet niteliği taşımaktadır. Şirket yılda 191 kere patlatma yapılacağını ve yılda 3,5 milyon ton taş çıkarılacağını ve kırma eleme tesisinde işleneceğini ifade ediyor. Bu kadar büyük bir ocaktan çıkacak tozun kilometrelerce sahada zararlı etkileri olacağı aşikardır” diye konuştu.
“SU KAYNAKLARI ÇEKİLECEK”
Köylülerin su sorunu yaşadığın dile getiren Demirkaya, patlamalarla birlikte suyun tamamen yok olacağını kaydederek, “Her üç köyde hem tarım hem hayvancılık yapılmakta, köylüler yıllardır susuzluk çekilen bu bölgede kıt kanaat üretim yapmaya çalışmaktayken bu taş ocağından yıllar boyunca çıkacak binlerce ton toz bulutu tüm ürünlerin üstüne kabus gibi çökecek, bitkisel hayatı söndürecek, hayvanların yaşamasını imkansız kılacaktır. Kafasına, evinin üstüne taş düşmeyen şanslı köylüler ise yoğun toz bulutu nedeniyle hastalıklara yakalanacaklardır. Patlamalardan dolayı köylerin su kaynaklarının çekileceği muhakkaktır ve zaten susuzluk sorunu yaşanan köylerimiz bu nedenle tamamen yok edilecektir. Suyun olmadığı bir yerde yaşamdan, üretimden, insandan bahsetmek mümkün değildir. Ocaktan çıkarılacak 3,5 milyon ton taşın kamyonlarla Sungurlu karayolu üzerinden taşınacağı görülüyor” diye belirtti.
“100 BİN KAMYON VERİMLİ TOPRAKLARIMIZI DÜMDÜZ EDECEK”
Demirkaya yılda yaklaşık 100 bin kamyonun verimli topraklar üzerinden geçerek trafik kazalarına ve çevreye zarar vereceğini söyleyerek, “Taş ocağı ile karayolu arasında, kamyonların üstünden geçeceği noktada bölgenin yegane akan suyu olan Gelincik Deresi ve bununla sulanan bahçeler mevcut. Yolun hemen yanında köylünün büyük paralar harcayarak yaptığı 40 dönümden fazla armut ve ceviz bahçeleri ve yüzlerce arı kovanı mevcut. Yılda yaklaşık 100 bin kamyonun verimli topraklarımızı dümdüz edeceğini görüyoruz. Bölge trafiğinin bu yüz bin kamyonla aşırı yoğunlaşacağını ve üzücü can ve mal kaybına yol açacak trafik kazalarına neden olacağını tahmin etmek zor değil” ifadelerini kullandı.
“VALİLİKLE YAĞTIĞIMIZ GÖRÜŞMEDEN SONRA PROJEYE ONAY VERİLDİĞİNİ ÖĞRENDİK”
Vali ile yaptıkları görüşmeden sonra projenin onaylandığını öğrendiklerini söyleyen Demirkaya, şirketin projeyi hazırlarken insan, doğa, tarım ve tarih gibi hiçbir konuyu dikkate almadığını ifade etti. Demirkaya devamında şunları söyledi:
“Bölgedeki en az üç köyümüz doğrudan, onlarca köy ise dolaylı şekilde etkilenecek; binlerce dönümlük tarım arazisi binlerce besi hayvanı olan köylerimiz şantiyeye dönecektir. Bizler bu cehennemde yaşam savaşı vermek istemiyoruz. Öte taraftan köylerimiz antik Hitit uygarlığının yaşadığı bölge içindedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın antik Hitit Yolu Projesinin de taş ocağı tarafından doğrudan zarar görecek olması, dünyaca ünlü Alacahöyük antik kentinin sadece 5 kilometre mesafede olması tamamen sorumsuzluk örneğidir. Sayın valimizle yaptığımız görüşme sonucunda ne yazık ki projeye onay verdiklerini öğrendik. Şirketin projeyi insan, tarım, tarih, doğa, dahil hiçbir konuyu ele alınmadan masa başında alelacele hazırlandığını görmekteyiz. Onay verenlerin de benzer şekilde davranmaması bizleri çok üzmektedir. ”
PİRHA/ÇORUM
Yoruma kapalı.