PİRHA – Milletvekili Nazır Cihangir İslam, cemevleri ile ilgili yasaya tepki göstererek, “Alevi vatandaşlarımız hem bu kadro meselesini hem bu aydınlatma, su giderleri meselesini ve yapım, onarım konularını, bunları bir ihtiyacın karşılanması olarak görmüyor ve onların böyle bir talepleri yok, sizden böyle bir istekleri yok” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Nazır Cihangir İslam, Cemevleri hakkında çıkarılan yasaya ilişkin Meclis Genel Kurulu’nda konuştu.
Prof. Dr. İslam, cemevleri ile ilgili yasanın Alevi sorununu çözmekten ziyade ilave sorunlar yarattığını ifade etti. Milletvekili İslam, talep edilenin aydınlatma, su giderleri olmadığının altını çizerek şunları söyledi:
“Yirmi yılın icraat özetine geldiğimizde şöyle bir durum karşımıza çıkıyor: Ne Sünni vatandaşların ne Kürt vatandaşlarımızın ne Alevi vatandaşlarımızın sorunları çözüldü. Şöyle bir tasnif yaptınız: Size koşulsuz itaat edenlere her türlü nimeti sundunuz ama size muhalefet edenlerin haklarını dahi kısıtladınız. Bu son yasa teklifiniz yani şu önerdiğiniz mevzuat değişikliği Alevi sorununu çözmediği gibi bu soruna ilave sorunlar ekliyor.
Geçen hafta İstanbul’a, seçim bölgemize gittim; Avcılar, Bağcılar, Esenyurt, Çatalca bölgelerinde Alevi vatandaşlarımızla yüz yüze görüştüm, cemevi ziyaretleri yaptım. Şimdi inanın şu aklıma geldi, La Fontaine’den, hatırlarsınız: Tilki leyleği yemeğe çağırır teşbihte hata olmaz ama ona sunduğu çorba tepsi gibi dümdüz bir tas içindedir. Bütün vatandaşlarımız, Alevi vatandaşlarımız hem bu kadro meselesini hem bu aydınlatma, su giderleri meselesini ve yapım, onarım konularını, bunları bir ihtiyacın karşılanması olarak görmüyor ve onların böyle bir talepleri yok, sizden böyle bir istekleri yok.”
“ÇÖZÜM, SİVİL TOPLUMUN TALEPLERİNİ DİKKATE ALMAK”
Nazır Cihangir İslam, cemevleri inşasının vali ve kaymakam iznine bağlanması meselesinde Alevilerin ciddi tedirginlik yaşadığını belirterek, konuşmasını şu cümlelerle sürdürdü:
“Bu konuyu ‘engellemeye açık’ olarak değerlendiriyorlar. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kurulmasını ise bir kimlik dayatması; bunun yanında, inancın, bir inanç mevzusunun âdeta folklorik bir düzeyde değerlendirilmesini Alevilik inancını küçümseme, aşağılama ve önemsizleştirme girişimi olarak ele almaktalar. Bu dairenin Başkanlığını da Alevilik inancı üzerinde bir kayyum ataması olarak görüyorlar.
Değerli arkadaşlarım, bu Başkanlığın onayladığı cemevlerini meşru olarak kabul ettiğinizde diğerlerinin yani onaylanmayanların bir anlamda meşruiyet alanı dışına itileceğinden endişeliler. Sayın Cumhurbaşkanı bu haberi verirken bakın ne dedi: ‘Dergâhlarımızda ilim ve ahlak birlikte yol alır.’ Evet, bu sözü doğrudur, bu dergâhlar bunun için vardır. Bir şey daha ekledi, dedi ki: ‘Medeniyetimize hayırlı insan yetiştirirler.’ Bu sözü de doğrudur, bu sözü de doğrudur ama bir medeniyetin yeşermesi için mutlaka 5 temel hakkın bir toplum içinde olması ve sağlam, tahkim edilmiş bir şekilde yaşatılması lazımdır. Sadece İslam geleneğinin değil, bütün dinlerin, bütün kadim geleneklerin, hatta önemli çağdaş felsefe okullarının önemli bir kısmının ittifak üzerinde olduğu işte bu 5 temel haktan biri öncelikle can ve mal güvenliğidir ki bu, kişinin, toplumun hayata tutunmasını sağlar. Bunun arkasından, din, inanç, vicdan ve akıl fikir üretme hakkı gelir ki bu da insanın ve toplumun insan gibi ve bir insan topluluğu gibi yaşamasını garanti altına alır. Ve beşinci hak da şu kabul edilir: Nesil güvencesi yani sadece benim, şu zaman diliminde yaşayıp, topluluğumla birlikte yaşayıp hayatımı yitirmem değil kendimden sonraki nesilleri de yani savunduğum bu geleneğin, bu inancın daha sonraki nesillere de aktarılması meselesi.
Evet, bunların hepsi tarih boyunca çok farklı kesimlerden insan tarafından savunulmuştur ve tarihteki saltanat yönetimlerini, otokratik ve totaliter yönetimleri de frenleyebilmiştir bir nebze de olsa.
“KAMUSAL ALANDA SİVİL TOPLUMA HERHANGİ BİR YER BIRAKMIYORSUNUZ”
Çok değerli arkadaşlarım, burada yaptığınız mesele şu: Kamusal alanı devletle dolduruyorsunuz ve kamusal alanda sivil topluma herhangi bir yer bırakmıyorsunuz. Şu yaptığınız iş, halka bunu âdeta bir İslam geleneği olarak anlatıyorsunuz ama aslında Bizans’tan, Bizans’ın otoriter yönetiminden tarih içerisinde tevarüs ettiğimiz bir anlayışın, saltanatla devam ettirilen bir anlayışın geleneklerine tutunuyorsunuz. Bakınız, Diyanette bırakın Alevileri, Alevi vatandaşlarımızı, Hanefilik dışında Şafii geleneğe bile herhangi bir yer açmıyorsunuz.
Çok değerli arkadaşlarım, çözüm basittir. Çözüm, sivil toplumun taleplerini dikkate almak ve sivil toplumun öngördüğü bir anayasayı birlikte hazırlamaktan geçer.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.