PİRHA-Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın da aralarında olduğu 21 kişinin yargılandığı ÇHD davasının yargılamasına devam ediliyor. Duruşmada savunma yapan Kozağaçlı, adaletin sağlanması için devletin tarafsız olması gerektiğini vurgulayarak, “Hukuk, tahakküm aracı olarak kullanılıyor. Bizi tutuklayarak, bitiremezsiniz. Biz bir geleneğiz. Bir yerden kesersiniz diğer yerden filizleniriz” dedi.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve beraberinde yargılanan 21 kişinin “örgüt yöneticiliği” ve “örgüt üyeliği” suçlamalarıyla yargılandığı davanın karar duruşmasının birinci oturumu izleyici ve avukat sayısı gözetilerek Silivri Cezaevi Kampüsü’nde bulunan duruşma salonunda görüldü.
Görülen duruşmaya Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, dünyanın pek çok yerinden avukatlar, sivil toplum örgütü temsilcileri, HDP Grup Başkan Vekili Meral Danış Beştaş, milletvekili Rüştü Tiryakioğlu, Ömer Faruk Gergerlioğlu, CHP milletvekili Ali Şeker ile TİP Milletvekili Sera Kadıgil de katıldı.
Duruşmanın görüleceği salona pek çok avukat, gazeteci ve izleyici yer olmadığı gerekçesi ile alınmazken, duruşmaya Silivri 9 No’lu Kapalı Cezaevi’nde tutuklu olarak bulunan Kozağaçlı, avukatlar Barkın Timtik ve Oya Aslan ile tutuksuz yargılanan birkaç kişi katıldı.
“BU DAVA NEDEN 10 YILDIR BİTİRİLMİYOR?”
Duruşmada ilk olarak avukat Kozağaçlı savunma yaptı.
Kozağaçlı savunmasında, “Benim davam 10 yıldır bitmiyor. Bir dava 10 yıl boyunca neden sürer? Mesela şu yukarıda görülen çok sanıklı dosya. Dosyaya bakın, 200 sanık, 3 gün dahi ara veremiyorlar. 35 gündür üst üste duruşma yapıyorlar. Ne kadar sürdü biliyor musunuz yukarıda sürdürülen dava? Bozmadan sonra 6 ay içinde bitecek. Bir dava neden 10 yıl sürer? Çünkü tuttuğunuz dal çürük, elinizi attığınızda elinizde kalacak. Kimse bu dosyayı bitirecek kişi olmak istememiş. Çok iş yaptık deseniz, tanıklarımızı dinlemediniz. Savcı kendi tanıklarını bile dinletmek istemiyor. Çünkü gerçek insan değiller” dedi.
“ADALETİN SAĞLANMASI İÇİN DEVLETİN TARAFSIZ OLMASI GEREKİYOR”
Dosyanın savcısının 37, hakiminin ise 42 kere değiştiğini belirten Kozağaçlı, “Şu anda burada iki taraf bulunuyor. Bir taraf egemenlerin, diğer taraf ise halkları ifade ediyor. Bizi haksız hapiste tutunuz, ailemiz ve çocuklarımızdan ettiniz. Bunu öyle yanınıza bırakmayacağız, helalleşeceğiz. Adaletin sağlanması için devletin tarafsız olması gerekiyor. Hukuksal adalet başka türlü olmaz. Hukuk, tahakküm aracı olarak kullanılıyor. Bunu hukuk diye yutturamayacaksınız. Bize karşı düşmanlık algısı içindesiniz. 9 yılın sonunda iddia edilen Belçika ve Hollanda evraklarını bulup ATK’ya gönderdiniz. 9 yılda bir evrak bulmak nedir? 10 yıldır mütalaa tekrarlanıyor. Bunu çok defa tekrar ettiğinizde doğruya dönüşeceğini mi düşünüyorsunuz? Hapishane ile korkutamazsınız, teslim olmayız. Tek başımıza da kalsak haysiyetimizi koruyacağız” ifadelerini kullandı.
“ATK HAZIRLADIĞI RAPORDA, HARDDİSK VE DVD’LERDE BİR ŞEY OLMADIĞINI SÖYLEDİ”
Dosya kapsamında yer alan “Belçika/Hollanda belgelerine” işaret eden Kozağaçlı, “Bu belgelerin Belçika ve Hollanda’da bulunduğu iddia edildi ve Türkiye’nin istinabe yoluyla bu belgeleri istedi ama her iki ülke de bu belgeleri vermedi. Hollanda’da dava açılmadı, söz konusu belgeler nedeniyle gözaltına alınanlar serbest bırakıldı. 2005’ten beri bu belgeler Türkiye tarafından isteniyor ve en son istendiğinde ‘polise verdik’ diye yanıt veriyorlar. Savcı, 10 Ocak 2007’de polis Ramazan Akyürek’e yazı yazıp belgeleri istiyor. Ramazan, biraz bekleyip emniyet mensubu Fikret’e 6 hardisk, 3 tane DVD teslim edip savcıya gönderiyor. Ramazan, Fikret’e verirken, 1 CD’i, 2 CD oluyor. Bu belgeler Adli Tıp Kurumu’na gitti. ATK hazırladığı raporda, hardisk ve DVD’lerde bir şey olmadığını söylüyor. CD’nin Türk malı olduğunu ve Türkiye’de üretildiği tarihi açıklıyor” diye belirtti.
“EVRAKLARDA YER ALAN ADRESLERİN SAHTE OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI”
Bu belgeleri Belçika polisinden alan Türk polislerinin tümünün sahte evrak üretmekten tutuklu bulunduğu bilgisini paylaşan Kozağaçlı, “Bunların delil değeri yok, polisin üzerinde oynadığı ve değiştirdiği belgelerdir. Bunlar bir yerde bulunmamış, üretilmiştir. Dün akşam avukatlar 300 sayfa olan evraklarda yer alan adresleri inceledi ve tüm adreslerin sahte adresler olduğu ortaya çıktı. Polis bu evrakları hazırlayıp, kopyasını çekip içine de sahte adresler de koyup delil olarak gösteriyor. Bu belgeler pek çok dava kapsamında hakimler tarafından istendi ve daha önce hiçbir hakime yanıt dahi verilmedi. Belgeler sahte olsa dahi ‘biz yine de ceza vermek istiyoruz’ diyorsanız verebilirsiniz. Ancak herkes bu belgelerin sahte olduğunu bilsin” dedi.
Kozağaçlı’nın savunmasının ardından duruşmanın ilk günü sona erdi. Duruşma yarın saat 10.00’da savunmaların alınmasıyla devam edecek.
HABER MERKEZİ
Yoruma kapalı.