Alevi Haber Ajansi

Cumartesi Anneleri, Halil ve Kasım Aksoy’un akıbetini sordu-VİDEO

PİRHA-Eylemlerinin 841. haftasında, 12 ve 18 Mayıs 1994 tarihlerinde gözaltın alınıp kaybedilen iki kuzen Halil ve Kasım Aksoy için adalet istedi. Cumartesi Anneleri, kaç yıl geçerse geçsin aramaktan ve failler yargılanana kadar mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini söyledi.

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılmasını talep etmek amacıyla her hafta gerçekleştirdikleri eylemlerini salgın nedeniyle bu hafta yine online gerçekleştirdi. Cumartesi Anneleri, 841. hafta eylemlerinde, 12 ve 18 Mayıs 1994 tarihlerinde gözaltın alınıp kaybedilen iki kuzen Halil ve Kasım Aksoy için adalet istedi.

“ARAMADIĞIMIZ HİÇBİR YER KALMADI”

Aramadığımız hiçbir yer kalmadı çaldığım tüm kapılar yüzüme kapandı diyen Halil Alpsoy’un eşi Fikriye Alpsoy, “1994’de gece yarısı 01.30’da misafirlikten dönüyorduk, ben ve o birlikteydik. Arabasını bahçeye bıraktı ve baktım üç kişi geldi, polis kıyafetleri vardı üzerlerinde. Dediler ki “Halil Alpsoy seni karakola kadar götüreceğiz.” Halil Alpsoy’da arabanın anahtarını bana verdi ve karakola gitti saat gecenin ikisi oldu gelmedi. Kayınımın evine gittim, polisler geldiler kardeşini götürdüler dedim. Dedi eve git bir şey olmaz kardeşim ne yapmış ki. Sabah kalktım karakola gittim dedim gece polisler gelip eşimi aldılar ne yaptınız ona. Aramadığımız hiçbir yer kalmadı, hiçbir karakol kalmadı. Belki on dilekçe verdim, dilekçelerim kabul edilmedi. Ant olsun ki kesinlikle Halil Alpsoy’u görmedik dediler. Taksim’de o kaldırımlarda, o caddelerde şimdiye kadar onu aradım bir ipucu bulamadım. Yaşadığım sürece onun davasının izindeyim, katili bulunana kadar vazgeçmeyeceğim” diye konuştu.

“26 YILDIR EŞİM KAYIP”

Hayatımız boyunca aramaya devam edeceklerini söyleyen Kasım Alpsoy’un eşi Erdoğan Alpsoy, “26 yıldır eşim kayıp. Evden aldılar, karakola götürdüler ve o günden beri bir haber yok. Karakola gittik eşimi buraya getirmişler ne yaptınız ona? Biz görmedik dediler. Savcılığa dilekçe veriyorduk atıyorlardı, karakola dilekçe veriyorduk atıyorlardı. O günden beri ondan bir haber yok. Öldürülmüş olsa da ellerinde de olsa bir şey söylemelerini istiyoruz artık” dedi.

“TÜM GİRİŞİMLER NE YAZIK Kİ SONUÇSUZ KALDI”

Ailesi yaptığı tüm girişimlerden ne yazık ki sonuç alamadığını belirten Kasım Alpsoy davasını takip eden Avukat Tugay Bek, “2010 yılında Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na Kasım Alpsoy’un gözaltında kaybedilmesine ilişkin bir suç duyurusunda bulunduk ancak bu suç duyurusu takipsizlikle sonuçlandı. Takipsizlik gerekçesi de işkence ve kötü muamele suçlarında zaman aşımı. Zaman aşımının 10 yıl olduğu ve sürenin dolmasından dolayı takipsizlik kararı verildi. Takipsizlik kararına Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapmış olduğumuz ilk itiraz kabul edildi ve tekrar soruşturma başlatıldı. İkinci soruşturmada da yine takipsizlikle sonuçlandı. Bu karar sonrasında da AİHM’e başvurduk ancak resmi kayıtların ve görgü tanığının olmaması sebebiyle kabul edilemez kararı verildi” diye belirtti.

“KAYIPLARIMIZIN AKIBETİNİ SORACAĞIZ”

841. haftanın basın metnini Çiğdem Demirbilek okudu. Adaletin sağlanması, hukuk sisteminin temel görevi olduğunu vurgulayan Demirbilek, şunları aktardı:

“Kasım Alpsoy ve Halil Alpsoy dosyasında adaletin sağlanması için harekete geçin. 37 yaşındaki Halil Alpsoy 12 Mayıs 1994 gecesi eşi ve 40 günlük bebeğiyle birlikte akraba ziyaretinden dönüyordu. İstanbul Kanarya’daki evinin önünde bekleyen polisler tarafından gözaltına alındı. Eşi itiraz edip bağırınca kimliklerini gösteren polisler: “Merak etme. Karakola kadar götürüyoruz. Yarım saat sonra gelir.” dediler. Beyaz Toros araçla götürülen Halil Alpsoy bir daha evine dönemedi. 18 gün sonra, işkenceden tanınmaz hale gelmiş bedeni İstanbul’a 530 km uzaklıktaki Kırıkkale’de ormanlık bir alanda bulundu. Kardeşleri onu elindeki çocukluktan kalma izden teşhis edebildi. Halil Alpsoy’un gözaltına alınmasından bir hafta sonra, polisler amcasının oğlu Kasım Alpsoy’un Adana’daki evine de baskın yaptı. Uzun menzilli silah taşıyan çelik yelekli polisler 18 Mayıs 1994 günü sabaha karşı 30 yaşındaki Kasım Alpsoy’u gözaltına aldı. Seyhan İlçe Jandarma Komutanlığı’na götürülen Alpsoy burada içinde istihbaratçıların da bulunduğu bir ekip tarafından sorgulandı.”

“GALATASARAY MEYDANI’NDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Gözaltına alındığı günün akşamı Kasım Alpsoy’u serbest bırakıp kimliğine el koyduklarını söyleyen Demirbilek, “Yarın gel kimliğini al!” dediler. Eve döndüğünde işkenceden perişan haldeydi. Eşine daha önce İstanbul’da gözaltına alındığında kendisini sorgulayan timin Adana’ya gelerek oradaki işkencesine de katıldığını söyledi. Ertesi gün, kimliğini almak üzere bir akrabasıyla birlikte Seyhan İlçe Jandarma Komutanlığı’na gitti. Akrabası tüm gün kapıda bekledi ancak Kasım Alpsoy girdiği o binadan bir daha çıkamadı. Bugüne kadar, Kasım Alpsoy ve Halil Alpsoy’un gözaltına alındıkları inkâr edildi. Devletin ilgili kurumları onları gözaltına alanların, işkence ile sorgulayanların ve kaybedenlerin yargılanması için etkili araştırma, soruşturma yapma görevini yerine getirmedi. Çünkü gözaltında kaybetmeler bu topraklarda resmi bir siyasete dayanarak işlendi; bu insanlığa karşı suçu işleyenlere koruma sağlandı. Gözaltında kaybetmelerin üstü örtüldü. Kayıp yakınlarının hakikate ve adalete erişmesi engellendi. Kayıpların akıbetini sormaktan ve 142 haftadır yasaklanan Galatasaray meydanından vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

PİRHA/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak