PİRHA-Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Alevi köylerine yapılmak istenen maden ve HES faaliyetleri sonucu yurttaşların yaşam alanlarını terk edecekleri uyarısında bulundu. Candan, hem demografik yapının, hem de ekolojik dengenin bozulacağı vurgusunda da bulundu.
Sivas, Maraş, Hacıbektaş ve daha birçok il ve ilçede faaliyet gösteren maden ocakları ile hidroelektrik santrallerinin (HES) yarattığı tahribat tepkiyle karşılanıyor. Benzer faaliyetlerin Alevi köylerinde yoğunlaşması ise “demografik yapının değiştirilmesi” olarak yorumlanıyor.
Alevi köylerine yapılmak istenen maden ve HES faaliyetlerine bir tepki de Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan’dan geldi.
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, HES ve maden ocakları sonucu köylülerin yaşam alanlarını terk edeceklerini ifade etti. Böylelikle hem demografik hem de ekolojik dengenin bozulacağına vurgu yapan Karakuş Candan, verimli tarım arazilerinin de yok olacağı uyarısını yaptı.
Candan şu bilgileri paylaştı:
“İktidarlar, özellikle bazı projeler ile demografik altyapıyı her zaman dönüştürmek isterler. Bunu kimi zaman HES projeleriyle, kimi zaman maden aramayla, kimi zaman da göçmenleri yerleştirerek asimilasyon politikasının bir parçası olarak bunu yaptı. Tüm bu maden arama, hidroelektrik santralleri gibi durumların siyasal ve demografik dengeyi bozan bir yaklaşımı da var. Aynı zamanda da ekolojik denge de bozulmakta. Bunlara bütüncül baktığımızda tamamen bir yok etme politikasıyla karşı karşıya kalınıyor.”
“DOĞA RANT VE SERMAYE İLİŞKİLEİRNE TERCİH EDİLİYOR”
Türkiye’nin ekolojik bir felakete doğru sürüklendiğini ifade eden Tezcan Karakuş Candan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunu Kaz Dağları’nda, Hacıbektaş’ta, Maraş’ta gördük. Dolayısıyla hem tarım arazilerinin hem de arkeolojik alanların olduğu yerler; yani toprağın üzerindeki bütün değerleri yok edecek, ekolojik çeşitliliği parçalayacak, oradaki canlıların bütün yaşamlarını sonlandıracak bir felaketle karşı karşıyayız.
Bugün Türkiye’nin her yanında verilen maden arama izinleri veya hidroelektrik santralleri gibi projelerin örneğin Giresun’daki sel felaketinde neye yol açtığını gördük. O hidroelektrik santralleri dere yataklarındaki bütün yapılaşmayı nasıl alıp götürdüğüne şahit olduk.
Bütün bu doğal varlıklarımız rant ve sermaye ilişkilerine terhine tercih ediliyor. Bunu yapan iktidarlar hem rant üzerinden getiri hem de siyasal dengeleri parçalamış oluyor. Demografik yapının dengesini bozarak insanların, doğdukları yerlerde doyma hakkını ellerinden almış oluyor.”
Candan, Mimarlar Odası olarak hukuka aykırı tüm projelere karşı duracaklarını belirterek “Bugün Dünya İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin yıldönümü. İnsanları doğdukları topraklardan, yerinden etmek de bir insan hakkı ihlalidir” diye konuştu.
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.