PİRHA – Beyaz TV’nin ‘Söylemezsem Olmaz’ adlı programının 28 Mart’taki bölümünde sanatçı Ferhat Tunç hakkında faşist söylemlerde bulunulmuş ve Tunç linç edilmişti. Konuya ilişkin yazı yazan Tunç, “Beyaz TV’nin ‘Söylemezsem Olmaz’ adlı programının 28 Mart’taki bölümünde, faşizmin karakteristik linç politikasını bu kez şahsıma yönelmişken seyrettim” ifadelerini kullandı.
Konuya ilişkin sanatçı Ferhat Tunç’un yazdığı yazı şöyle:
“FAŞİZMİN KARAKTERİSTİK LİNÇ POLİTİKASI”
“Beyaz TV’nin ‘Söylemezsem Olmaz’ adlı programının 28 Mart’taki bölümünde, faşizmin karakteristik linç politikasını bu kez şahsıma yönelmişken seyrettim. Bircan İpek, İlkay Buharalı, Ali Eyüboğlu ve Ece Erken tarafından sunulan programda, sosyal medya üzerinden düşüncelerimi açıklamamdan ötürü hakkımda istenen hapis cezası vesilesiyle gündem yapıldım.
Hedef gösterme, Ece Erken’in diğer isimlere “Bir Ferhat Tunç şarkısı biliyor musunuz” sorusuyla başlıyor. Planladığı gibi olumsuz yanıtı alıyor. Yani önce sanatçı kişiliğimi zedeleme gayreti içindeler. Sanırsınız ki dünya müzik otoritesinden dört kişiyi dinliyoruz. Neyse ki bir şeyin otoritesi değil; hayatları boyunca üretmemiş, doğru düzgün de tüketmemiş, en büyük ünleri de cehaletleri olan televizyon figürleri.”
ECE ERKEN: NİYE TÜRKİYE’DE YAŞIYORSUN, ALMANYA’YA GİT
“Dünyanın başına bela olan; tecavüzcü, küçük kızları köleleştiren IŞİD’i yenen Kürt gençlerini ziyaretten fotoğraflarımı ekrana yansıtıp hedef alırken ise bunu yapanın üç kadın olması ayrıca zavallılık. Faşizm, linç kültürü en çok kadın cinsine yakışmıyor olmalı; zaten onlar da ‘erkekleştikleri’ oranda varlar!
Ece Erken isimli şahıs sanki son 20 yıl hiç oksijen almamış gibi “Niye Türkiye’de yaşıyorsun, Almanya’ya git”, yani ‘ya sev ya terk et’ diyebiliyor. Ama kendisi bu topraklarda kimin derdine derman olmuş, hangi üretimiyle bu ülkede yaşamayı herkesten çok hak etmiş, asla bilemeyeceğiz!”
“CEHALET, IRKÇILIK VE TESLİMİYETİN RESMİ”
“Sunuculardan biri, “yazdığı tweetler ortada” diyerek, sanki birkaç kere daha yazsam vatanın bir kısmı ortadan kalkacakmış havası yaratıyor. Aynı kişi, Ali Eyüboğlu tarafından ne yazdığım sorulunca ise yanıt veremiyor; “iddianameyi bulamadım” diyor. Sanki her şey parodi!
Ali Eyüboğlu’na gelince… Kendisinin programdaki ırkçı performanstan çok memnun olmadığı anlaşılıyor; bir anısını paylaşarak, Yugoslavya’da tanındığıma şahit olduğunu anlatarak yanıt olmaya çalışıyor ama netice değişmiyor; teslim oluyor. Kendisi bile olamazken, nasıl olmamız gerektiğini öğütlüyor!
Aslında birkaç dakika içinde bize ‘yeni Türkiye’yi resmediyorlar. Cehaletin, egemen kompleksinin, onunla ilişkili ırkçılığın, teslimiyetin resmi. Gelgelelim bu resmi seyretmeye hiç gönüllü değiliz; belki kanal değiştirmek kadar kolay olmayacak ama bu zihniyeti değiştirmek için sanatımızı da fikrimizi de en özgür haliyle yaşatmaktan imtina etmeyeceğiz. Yaşatmayı sevenler olarak.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.