PİRHA- Dersim’de Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Müftülükle imzaladığı protokol gereği liselerde öğrencilere Kudüs’le ilgili seminer verilmek istendiği ortaya çıktı. Buna karşı durduklarını belirten Eğitim-Sen Dersim Şube Başkanı Mehmet Aşkın, “Veliler bir dilekçeyle okul müdürlüklerine başvurdukları zaman bu çalışmanın da önüne geçmiş olabilirler. Bu şekilde sorunun Dersim özelinde büyük bir oranda çözüleceğini düşünüyoruz” dedi.
AKP iktidarında eğitim politikaları, büyük oranda dini eğitim ve ‘tek din-tek mezhep’ öncelenerek oluşturuldu. Öğrencilerin, velilerin, öğretmenlerin tercihlerini görmezden gelen hükümetin politikaları nedeniyle dini eğitimin ağırlığı hemen her yıl katlanarak arttı.
Kamuoyunda büyük tepki çeken “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) adı altında okullara imam atanması projesi, eğitimin daha da dinselleştirilmesi tartışmaları devam ediyor.
Dersim’de Milli Eğitim Müdürlüğü’nün müftülükle beraber, Kudüs’le ilgili bir çalışma yapıp, bunu liselerde öğrencilere seminer halinde sunmak istedikleri ortaya çıktı.
Eğitim-Sen Dersim Şube Başkanı Mehmet Aşkın, buna karşı durduklarını belirterek, Dersim’deki dincileştirme çalışmalarını ve buna karşı velilerin yapabileceklerini PİRHA’ya değerlendirdi.
“MÜFTÜLÜĞÜN OKULLARA GİRMESİNİ İSTEMİYORUZ”
Milli Eğitim Müdürlüğü ile il Müftülüğü arasında bir protokol yapıldığını ve buna göre müftülüğün okullarda öğrencilere ilgili alanlarda seminer verebildiğini belirten Eğitim-Sen Dersim Şube Başkanı Mehmet Aşkın, “Bu protokoller tamamen zora dayalı, hiçbir şekilde rızaya dayalı olmayan öğrencinin, velinin, idarenin, öğretmenin, hiç kimsenin fikri, onayı ve izni alınmadan tepeden inen direktiflerle yapılan bir çalışmaydı. Bu yüzden biz de Eğitim-Sen olarak bunun karşısında durduk. Çünkü müftülüğün okullara girmesini istemiyoruz” dedi.
“ÖĞRENCİLERİMİZİ CAMİLERE GÖTÜRMEK İSTİYORLAR”
İktidarın amacının eğitimi tamamen dinselleştirmek olduğunu, bu dinselleştirmeye karşı Eğitim-Sen olarak mücadele edeceklerini ifade eden Aşkın, Dersim’deki ÇEDES faaliyetlerini şöyle anlattı:
“Gördüğümüz en büyük faaliyetleri, her lise için bir Kudüs programı, semineri hazırlamışlardı ve bunu çok hızlı bir şekilde kimseye duyurmadan mümkün olan en kısa şekilde yapmaya çalıştılar. Tabii bunun tarafımızdan duyulması da zaman aldı. Farkına vardığımız zaman zaten okulların birkaçına uğramışlardı. Ondan sonra ancak bundan haberimiz oldu ve buna karşı bir çalışma yürütebildik. Liselerde özellikle Kudüs’le ilgili iktidarın kendi propagandasını, öğrenciye ulaşma propagandasını yaptıklarını gördük. Biz de buna karşı Eğitim-Sen olarak bir karşı duruş sergiledik. Velilerimizi, öğrencilerini bu tür çalışmalara katmamaları konusunda uyardık.
Bize ulaşan bilgilere göre, şu an basit bir şekilde başlıyorlar. Öncelikle din öğretmenleri sayesinde öğrencileri kütüphaneye götürme planları var. Bundan sonraki amaçları da okul dışı geziler ve biz bu okul dışı gezilerin en başında öğrencilerin camilere götürülmek istendiğini zaten duyuyoruz ve biliyoruz.”
“DERSİM’DE VELİLERİN DİLEKÇEYLE BAŞVURMALARI YETERLİDİR”
Öğrenci velileriyle şu an henüz tam anlamıyla bir koordinasyon sağlayamadıklarını ama okul idarelerine verilmek üzere velilere yönelik bir dilekçe hazırladıklarını söyleyen Mehmet Aşkın, velilerin ÇEDES’e karşı yapabileceklerini şöyle dile getirdi:
“’Öğrencimin bu tür çalışmalara, ÇEDES faaliyetlerine katılmasını istemiyorum’ şeklinde bir dilekçe var. Bu dilekçeyle okul müdürlüklerine başvurdukları zaman bu çalışmanın da önüne geçmiş olabilirler. Bu şekilde sorunun Dersim özelinde büyük bir oranda çözüleceğini düşünüyoruz. Bizim çalışmamız bu yönde. Çalışmayı veli üzerinden yürütmek zorundayız. Öğretmen ya da idare üzerinden bu çalışmayı yürütemiyoruz. Sonuçta resmi bir protokol var ellerinde. İktidar gücünü bu şekilde kullanarak öğretmeni, idareyi mecbur kılıyor. Ancak veli üzerinden hareket edersek bu sorunun çözülebileceğini düşünüyoruz.
“VELİ İZİN VERMEDİĞİ SÜRECE ÖĞRENCİYİ DERS DIŞI FAALİYETLERE KATAMAZLAR”
Normal koşullarda öğrencinin ders dışı faaliyetlere katılmasının velinin iznine bağlı olduğunun altını çizen Eğitim-Sen Dersim Şube Başkanı Mehmet Aşkın, şunları kaydetti:
“Veli bu izni vermediği sürece öğrenciyi bu tür faaliyetlere katamazlar. ÇEDES, iktidarın Milli Eğitim alanındaki dinselleşmede büyük bir adımıdır. Bunu velilerin bilmesi gerekiyor. Protokolün amacı veliyle, öğrenciyle Diyaneti bir araya getirmek, buluşturmaktır. Dersim’de bunu okul dışında yapamazlar. Yapabilmenin tek yolu Diyanet’in müftülüğün okula gitmesidir. Bu protokolle de bunun yolu açılmıştır.
“BU PROTOKOLLE DİYANET VE ÖĞRENCİ ARASINDA ARTIK BİR ENGEL KALMADI”
Bu vesileyle Diyanet okullara gidip istediği çalışmayı yürütebilir, seminerler verebilir, manevi danışmanlık yapabilir. Velilerimizin şunun farkında olması gerekiyor. Bu protokolle Diyanet ve öğrenci arasında artık bir engel kalmadı. Artık Diyanet öğrenciye istediği gibi ulaşabilir. Dolayısıyla veliye de görev düşüyor. Veli bunu bilmeli ve buna göre de öğrencisinin bu tür faaliyetlere katılmasını istemiyorsa dilekçeyle müdürlüklere başvurup tavrını net bir şekilde ortaya koymalıdır.”
Dilekçe Örneğini indirmek için tıklayınız…
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.