PİRHA- Ankara’da bulunan hukuk örgütleri, 278 gündür ölüm orucunda olan Sibel Balaç’ın sağlık durumunun kötüleştiğine dikkat çekerek bir an önce tahliye edilmesi gerektiğini dile getirdiler.
‘Adil yargılanma’ talebiyle ölüm orucuna devam eden Sibel Balaç, eyleminin 278. gününde. Balaç’ın avukatları, Sincan Kadın Cezaevi’nde iken 6 Eylül’de İnfaz Kanunu’nun 16’ncı maddesi kapsamında infaz erteleme başvurusunda bulundu. Balaç, 7 Eylül’de ölüm orucunun 265’inci günündeyken Ankara Yıldırım Beyazıt Dışkapı Hastanesi’ne sevk edildi. Tetkikleri için Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Hastanesi’ne sevk edilen Balaç, hastanenin ek binasındaki mahkum koğuşunda tutuluyor.
Ankara’da bulunan Adalet için Hukukçular, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Demokrasi için Hukukçular, Hukukçu Dayanışması, İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi ve Toplumsal Hukuk örgütleri, 278 gündür ölüm orucunda bulunan Sibel Balaç’ın son durumuna dikkat çekerek bir an önce tahliye edilmesi gerektiğini dile getirdiler.
Kurumlar adına hazırlanan ortak metni ÇHD Ankara Şubesi Başkanı Murat Yılmaz okudu.
“MAHKUM KOĞUŞUNUN KOŞULLARI ÇOK KÖTÜ”
Balaç’ın tutulduğu mahkûm koğuşunun zeminin altında ve havalandırma sistemi olmayan havasız bir alan olduğunu belirterek sözlerine başlayan Yılmaz, şunları dile getirdi:
“Yoğun şekilde tuvalet ve yemek kokmaktadır. Mahkûm koğuşu statüsünde bulunduğu için temizlik malzemeleri içeriye verilmediğinden pislik içerisindedir. Öyle ki avukat görüşüne giden meslektaşlarımız ziyarette bulundukları süre zarfında bu koşullara tahammül etmekte zorluk çektiklerini belirtmektedirler. Ankara’da kullanılabilir durumda bulunan tek mahkûm koğuşu olduğu söylenen Mevki ek binasındaki mahkûm koğuşuna her gün onlarca hasta tutuklu/hükümlü gelmekte, maskesiz biçimde burada bulunan nezarethanede tutulmaktadırlar. Bu koşullar sağlıklı bir insanı dahi hasta edebilecek koşullarken ölüm orucunda dokuz ayı geride bırakmış Sibel BALAÇ’ın sağlık durumunu ciddi bir tehlikeye atmaktadır. Ankara’nın tek mahkûm koğuşu olduğu söylenen Mevki Hastanesi mahkûm koğuşunun bu durumu hasta tutuklu/ hükümlülerin hapishanelerde tedavi olmasının mümkün olmadığını bizler açısından bir kez daha gözler önüne sermektedir.”
“ATK HALA RAPORUNU HAZIRLAMADI”
Sibel Balaç hakkında 16 Eylül günü Sağlık Kurulu tarafından bir karar verildiğini ve bu kararın avukatlarına gösterilmediğini aktaran Yılmaz, “19 Eylül günü Sibel Balaç’ın sağlık dosyasının İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği bilgisi verilmiştir. Ancak günler geçmesine rağmen Adlî Tıp Kurumu raporunu hazırlamamıştır” dedi.
“DURUMU ÇOK KRİTİK, BİR AN ÖNCE TAHLİYE EDİLMELİ”
Yılmaz son olarak, “Sibel Balaç’ın sağlık durumunun geldiği aşama, tutulduğu koşulların yarattığı etkiler ile birleştiğinde her günün kritik önemde olduğu açıktır. Bu sebeple Adli Tıp Kurumu tarafından Sibel Balaç hakkında bir an önce infazının ertelenmesi gerektiği yönünde rapor hazırlanmalı ve savcılık tarafından infaz erteleme kararı verilmelidir” ifadelerini kullandı.
“SİBEL DEV BİR TUVALETİN İÇİNDE, ORADA KİMSE YAŞAYAMAZ”
Ardından Balaç’ın avukatı Betül Vangölü Kozağaçlı söz alarak, “Bulunduğu koşullar çok kötü. Bir an önce infaz erteleme raporu verilmelidir. Artık haftalar değil, günler, hatta saatler bile çok önemli. Bir gün daha kaybedecek zamanı yok. Hatta rapor bile beklenmemeli ve savcılık derhal tahliye kararı vermelidir. Biz Sibel’i kaybetmek istemiyoruz. Biz avukatları olarak Sibel’le her gün görüşme yapıyoruz. Sibel’deki olumsuz durumu her gün görüyoruz. ATK 15 gün önceki tetkiklere, değerlendirmelere bakarak bir rapor hazırlayacak. Oysa Sibel’in sağlık durumu 15 günde daha da kötüleşti. Sibel dev bir tuvaletin içinde tutuluyor adeta. Sibel’in tutulduğu yerde kimse yaşayamaz” diye konuştu.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.