Alevi Haber Ajansi

‘Alevilikte: Sahi eşit miyiz? Gerçek anlamda eşitlik, sorgulayarak mümkün olur’-VİDEO

PİRHA- ‘Aleviler: Din, Beden, Cinsiyet; Neşeden Kedere’ sempozyumunun ikinci oturumunda “Dinde, Alevilikte Kadın, Erkeklik, Heteronormativite” konularına dair sunum yapıldı. 

Alevi Bektaşi Kültürünü Tanıtma Derneği (ABKTD), Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin (PSAKD) düzenlediği “Aleviler: Din, Beden, Cinsiyet; Neşeden Kedere” Sempozyumu’nun ikinci oturumunda “Dinde, Alevilikte Kadın, Erkeklik, Heteronormativite” konuşuldu.

İzmir Kültürpark Fuar Alanı’ndaki İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde yapılan oturumu Dr. İlkay Kara kolaylaştırdı. Oturumda Prof. Dr. Fatmagül Berktay, Dr. Nimet Altıntaş ve Kaos GL’den Aylime Aslı Demir konuştu.

“EN DİRENGEN İDEOLOJİ ATAERKİLLİKTİR”

Berktay, kadın bedeninin toplumsal denetiminin dinsel temellerini anlattı. Kadının ikincilliğinin doğal kabul edilmesinin üç tek tanrılı dinin ortak özelliği olduğunu vurgulayan Berktay, “Bu ortak özellik, tarihsel ve coğrafi olarak üç geleneğin de aşağı yukarı aynı ya da birbirine yakın topraklarda ve benzer maddi koşullarda benzer gereksinimlere yanıt olarak doğup gelişmeleriyle açıklanabilir. Günümüzde Protestan ve İslamcı köktendinciliğin de kadının konumu ve denetimi üzerinde yoğunlaştığını ve kendilerini toplumsal cinsiyet ve kadının “doğru” toplumsal rolü aracılığıyla meşrulaştırdıklarını görüyoruz” dedi.

Dinin, toplumsal cinsiyet bölünmesinin iki tarafı için farklı anlamlar taşıdığını vurgulayan Berktay şöyle devam etti:

“Tarih içinde en direngen ideolojik süreklilik, kendisini, kadınlara ilişkin ataerkil anlayış ve tutumlarda ortaya koymaktadır. Bedenin denetimi ve terbiyesi, aslında cinselliğin denetimidir; kadının ezilmesi üzerine kurulu ataerkil sistemde, cinselliğin denetimi, pratikte, kadın bedeninin ve yaşamı yaratma yetisinin denetlenmesi şeklini alır.”

“EŞİTLİK SORGULAYARAK MÜMKÜN OLUR”

Ardından Dr. Nimet Altıntaş, “Alevilikte: Sahi eşit miyiz?” diye sordu. Alevi teolojisinde kadın-erkek eşitliğini anlatan Altıntaş, “Teolojide hepimiz canız şeklinde formülize edilse de pratikte gerçek anlamda bir eşitlikten bahsetmek mümkün değil. Ehl-i Beyt içerisindeki tek kadın olan Hz. Fatıma’nın rolü anne, kız ve eşten ibaret. Kadını, erkeğin yanında ona göre tanımlamanın burada da sürdüğünü görüyoruz. Yine dedeliğin erkek soyundan gelmesi, analığa cemde atfedilen roller cinsiyetçi iş bölümünün bir yansıması” dedi.

Altıntaş, eşitliğin sağlandığı iddiasının aynadaki aksimize bakmamızı engellediğini de vurgulayarak, “Gerçek anlamda eşitlik, sorgulayarak mümkün olur” şeklinde konuştu.

“OLUMLAYAN YANLARI ÇALACAĞIZ”

Son konuşmacı Aylime Aslı Demir, “Kutsalın tezahürü olan tabuları örgütlenmemiş biçimde halkın bilgilerinde, ama sıklıkla örgütlenmiş biçimde din olarak karşımıza çıktığını görüyoruz” diyerek konuşmasına başladı.

Demir, din ve LGBTİ+’lar arasındaki ilişkiye dair yaklaşımları ise şöyle özetledi:

“Başka coğrafyalarda bu ilişki üzerine 1980’ler sonrasında artarak devam eden bir literatürle karşılaştık. Tamamıyla kişisel karşılamalar üzerinden “Din ve Eşcinsellik” üzerine yaklaşımları iki gruba ayırabileceğimizi düşünmekteyim. Bunlardan biri daha çok Avrupa ve Amerika menşeli, İnsan Hakları söylemi üzerinden şekillenen kavrayış. Dindar ve eşcinsel kimliğinin aynı kimlikte buluşabileceğini dile getiren ve eşcinsel hareketlerin içerisinde bu kimliği nedeniyle “dindar olmayan” eşcinseller veya tam tersi dini cemaatler içerisinde eşcinsel kimliğiyle var olmayı talep eden ve eşcinsel olması nedeniyle dindarlar tarafından ayrımcılığa maruz kalmamayı talep eden görüşlerden oluştuğunu söyleyebiliriz.

“Diğer grubun yaklaşımı ise dini kadın-eşcinsel haklarıyla barıştırmak yerine kaynağını doğrudan doğruya dinin kendinden alan “kadın” “eşcinsel” kavramlarını tahlil etmekte. Bu kavrayışın öne sürdüğü en önemli konulardan biri kutsal kitapların yorumları üzerine. Yorumun hiçbir zaman öznel olmaktan çıkamayacağını dile getiren bu kavrayış her yorumun bazı öznel seçimler yaptığını dile getirir. Dolayısıyla bu yorumlarda dile getirilen “kadın” “eşcinsellik” kavrayışları da çoğu zaman metnin maksadından çok yorumlayanın öznel tercihlerini dile getirmektedir. Bütüncül yorumlar ise kutsal kitapların bütününün ve onların ana ilkelerinin ışığında, metnin yazıldığı şartlara, coğrafyaya, gramer yapısına odaklanmak ve kadın ve eşcinsel deneyimi içinden bu yorumların yeniden bir okumasını yapmak üzerine kurulmuştur.”

Demir son olarak, “Tanrılardan, tanrılara rağmen yaşamı olumlayan yanları çalacağız” dedi.

PİRHA/İZMİR

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak