Alevi Haber Ajansi

‘Alevilerin mahkemesi olan cemler dini ritüelle sınırlandırılmamalı’-VİDEO

PİRHA-Yazar Ali Galip’in ‘Tartışılan Alevilik’ isimli kitabı yeni baskısıyla okuyucuya ulaştı. Günümüz cemlerinin siyaset olgusundan uzak kaldığını belirten Galip, “Daha öncesinde cemlerde okunan Şah Hatayi’nin şiirleri siyasi değil mi? Bugün de bunların tartışılması, Alevi sorunlarına cemlerde çözüm bulunması gerekiyor. Ama sadece dini ritüellerle sınırlamaya çalışılıyor” dedi.

Şair-Yazar Ali Galip’in ‘Tartışılan Alevilik’ isimli kitabı raflardaki yerini aldı. Klaros Yayınları’ndan çıkan deneme türündeki kitap, Alevi inancına dönük baskılarla birlikte ‘Türk ve İslam boyutuyla Alevilik konusunu’ ele alıyor.

İnanç olarak Aleviliğe karşı uzun bir süredir düşmanlık sergilendiğini ifade eden Yazar Ali Galip, Cumhuriyetle birlikte Aleviliğin Türk-Hanefi kalıplarına sıkıştırılmak istendiğine de dikkat çekiyor.

Aleviliğin geniş bir coğrafyada, büyük kitleler tarafından benimsendiğini anlatan Yazar Galip, inancın bu nedenlerden ötürü farklılık gösterebildiğine de kitapta yer veriyor.

Aleviliğin bir de paylaşılmayan boyutuna işaret eden Ali Galip şu açıklamayı yapıyor:

“Aleviliğin Orta Asya’ya dayanan bir boyutu var. ‘Orta Asya’dan; Şaman, Pagan geleneğindendir. Bu nedenle Türk dinidir’ diyenler mevcut. Kürtler de ‘hayır bu bizim geleneğimiz Zerdüştlük, Manilik’e dayanır’ demekte.”

“TARTIŞMALARA RAĞMEN ALEVİLİK YAŞANIYOR”

Yazar Ali Galip, bölgeler arası ritüellerin değişim gösterebileceğine de işaret ederek şöyle devam ediyor:

“Bir bölgenin Alevisi, öbür bölgenin Alevisine ‘bizimle alakanız yok, esas Alevi biziz’ diyebiliyor. Coğrafya işin içerisine girince daha da karmaşık bir hale geliyor ama şu var ki Alevilik yaşanıyor. İnancını, dinini hatta ‘din’ sözcüğüne bile itiraz edenler var. Çünkü biri ‘inançtır’ derken bir diğeri ‘bu bir kültürdür, yaşama biçimidir’ diyebiliyor. Burada da haklı kaygılar var. Din denilince, tek tanrılı olup kutsal kitabı, peygamberi olan dinler anlaşılıyor.

Kafamızı karıştıran son 15-20 yılda oldu. Göbeklitepe ile birlikte başka bir durum ortaya çıktı ki kutsal kitaplar dini 7000- 8000 yıl öncesine götürürken, Göbeklitepe M.Ö. önce 12 bin yıla dayanan bir yaşantı, bir inanç, bir mabet diyebileceğimiz arkeolojik buluntuyla karşılaşıldı. Bu bambaşka bir ufuk açtı. O kutsal tek tanrılı dinler ve onun mensupları için de bambaşka sorularla karşılaşıldı. Atık bu yüz yüze gelme nasıl çözümlenir bakıp göreceğiz. Ya görmezlikten gelinecek ya da bir biçimde yine o kutsallara o dogmalara dayanarak izah edilecek.”

“DEDELİK KURUMU KENTLEŞME SORUNU YAŞIYOR”

Kitabında ‘Dedelik kurumu ve cem hakkında bazı sorunlar’ başlığını da irdeleyen yazar, artık cemlerde hiçbir güncel ve politik sorunlara değinilmediğine de dikkat çekiyor. Ali Galip ayrıca, Şiilik ile Alevi inancı arasındaki çizgiye de değinerek şunları söylüyor:

“Şiiliğin bugünkü yaşandığı hali İran ile Anadolu’daki Alevileri ve Şiilerin Ehlibeyt’e olan ortak tutkusu, iç içe geçmişliği söz konusu. Bu bir metodoloji sorunu. Bunu nasıl ayırt edeceğiz? Alevi tarih yazımının metodolojik sorunları var. Özellikle bunun üstesinden gelinmesi gerekiyor. Çünkü Şiiliğin merkezine yakın coğrafyada yaşanan Alevilikten uzaklaştıkça o iki kesim arasındaki fark da ortada. ‘Siz mi yozlaştınız, biz mi yozlaştık? Esas Alevi biziz’ tartışması bir yere vardırmıyor. O yüzden tarih yazımının sorunu, bir akademik sorun. Ama aynı zamanda da yaşanan bir sorun. Dolayısıyla bekleyelim tarihçiler bunu çözsün diyecek halimiz yok.

Bir de kentleşme olgusu var. Alevilik baskıdan, zulümden kaçtığı için hep merkezden uzak kalmış. Kentleşmesi ile birlikte başka sorunlar da gündeme geldi. Dedelik kurumu da bugün o sorunları yaşıyor. Kentte dedelik nasıl sürecek, ya da ne gibi bir işlevi olacak? Örneğin cemevleri hala yasak. Aslında Alevilik siyasetle iç içe olan bir din, bir inanç. Çünkü doğuda din zaten bir siyaset demek. Aleviliğin de ayakta kalması için bir siyaset belirlemesi gerekiyor. Cumhuriyetin kuruluşunda esas gövde Türkmenler ve Kürtler… İnanç gruplarının ortaklaşa kurduğu bir devlet oluşturuluyor. Daha sonra devlet kurumlaştıkça bir dini, bir mezhebi tercih ederek diğerlerini dışlıyor. Aleviliğin tarihi bu bakımdan ilginçtir. Şiilik gibi hiçbir zaman iktidara gelmemiş bir inançtır. Hep desteklediği siyasi yapılar, devlet ve imparatorluklar tarafından bir süre sonra dışlanmış, reddedilmiş, asimile edilmiş bir inanç grubudur.”

“CEMLERDE SİYASET TARTIŞILMALI”

Yazar Ali Galip’in kitabında değindiği bir diğer konu başlığı da cem ritüelleri oldu. Alevilerin cemleri bir tür ‘mahkeme’ olarak görmesi gerektiğini söyleyen Galip, şunları aktardı:

“Cemler Alevilerin kendi sorunlarını çözdükleri bir mahkeme. Bir araya geldikleri, helallik, rızalık aldıkları, birbirleriyle olan sorunlarını çözdükleri mahkeme. Sadece birbirleriyle değil, bütün karşı karşıya olduğu sorunlara karşı Aleviler olarak ne gibi tavırlar takınmaları gerektiğinin de ortaklaşa tartışıldığı bir zemin. Dolayısıyla daha öncesine baktığımızda söylenenler, cemde okunan Şah Hatayi’nin şiirleri siyasi değil mi? O günün sorunları, Alevi kesiminin yüz yüze geldiği sorunlar. Daha önce onlar tartışırken bugün de bunların tartışması gerekiyor, kendi sorunlarının orada çözülmesi gerekiyor. Ama ısrarla bunlardan uzak durup sadece bir dini ritüelle sınırlamaya çalışan bir anlayış var.”

Cebrail Arslan/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak