PİRHA- FEDA ve DAKB, Cenevre’de Birleşmiş Milletler (BM) Ofisi önünde Türkiye’de yeniden gündeme gelen barış süreci ve anayasa tartışmalarına ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Aleviler yoksa, barış da eksik kalır. Barış yalnızca silahların susması değildir; hakikatin kabulü, halkların rızası ve vicdanların cemidir” denildi.
Avrupa Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) ve Demokratik Alevi Kadınlar Birliği (DAKB), Cenevre’de Birleşmiş Milletler (BM) Ofisi önünde gerçekleştirdikleri basın açıklamasıyla Türkiye’de yeniden gündeme gelen barış süreci ve anayasa tartışmalarına ilişkin tarihsel tutumlarını kamuoyuyla paylaştı.
“Barış, bir cemdir; halkların ve vicdanların rızasıyla kurulur” diyen Alevi kurumları, demokratik çözüm sürecinde yalnızca gözlemci değil, kurucu özne olduklarının altını çizdi.
Cenevre, Paris ve Hamburg’da eş zamanlı yapılan açıklamalarda Alevi kurumları, toplumsal barışın ve demokratik dönüşümün ancak halkların eşit katılımıyla ve tarihsel hakikatlerle yüzleşilerek sağlanabileceğini belirtti. İsviçre’nin Cenevre kentinde Birleşmiş Milletler (BM) Ofisi önünde gerçekleştirilen açıklamada konuşan FEDA Sözcüsü Songül Aslan, Abdullah Öcalan’ın çözüm sürecine dair yaptığı çağrının tarihsel önemine işaret etti.
“ALEVİLER OLMADAN BARIŞ EKSİK KALIR”
Aslan, yeni anayasa tartışmalarının yalnızca sermaye odaklı, teknik bir düzenleme değil; halkların rızasına dayanan tarihsel bir toplumsal sözleşme olması gerektiğini belirtti. TBMM çatısı altında oluşturulması planlanan komisyona dair değerlendirmelerde bulunan Aslan, “Barış süreci yalnızca siyasal taraflar arasında değil; kadınların, gençlerin, inanç topluluklarının ve ezilen halkların katılımıyla yürütülmelidir. Aleviler yoksa, barış da eksik kalır” dedi.
“BARIŞ YALNIZCA SİLAHLARIN SUSMASI DEĞİL, VİCDANLARIN CEMİDİR”
FEDA ve DAKB’nin ortak açıklamasında Alevilerin tarih boyunca sistematik bir şekilde inkâr, asimilasyon ve katliamlara uğradığı vurgulandı. Alevi halkının, bu coğrafyanın kadim ve kurucu halklarından biri olduğu hatırlatıldı. Açıklamada, “Barış yalnızca silahların susması değildir; hakikatin kabulü, halkların rızası ve vicdanların cemidir” denildi.
9 MADDELİK DEMOKRATİK DÖNÜŞÜM MANİFESTOSU
Açıklamada, Alevi halkının barış ve demokratik anayasa sürecine dair talepleri 9 başlıkta kamuoyuna duyuruldu:
- Eşit yurttaşlık ve kolektif haklar anayasal güvence altına alınmalı.
- Tekke ve Zaviyeler Kanunu yürürlükten kaldırılmalı; Cemevleri ibadethane statüsüne kavuşturulmalı.
- Diyanet İşleri Başkanlığı lağvedilmeli; halklar meclisi veya inançlar meclisi kurulmalı.
- Zorunlu din dersleri kaldırılmalı; eğitim laik, bilimsel ve anadil temelli olmalı.
- Kürt Alevilerin dili ve ritüelleri korunmalı; kamusal yaşamda özgürce yaşatılmalı.
- Dersim, Koçgiri, Maraş gibi katliamların arşivleri açılmalı; resmi özür dilenmeli, failler yargılanmalı.
- Doğa talanına son verilmeli; kutsal mekânlar korunmalı.
- Demokratik temsiliyet güvence altına alınmalı; eşbaşkanlık tanınmalı, kayyum uygulamalarına son verilmeli.
- Tutuklu Alevilerin inanç rehberleriyle görüşme hakkı anayasal teminat altına alınmalı.
“ÖCALAN’IN ÇAĞRISI TARİHSELDİR”
Abdullah Öcalan’ın “tüm kesimlerin sürece katılımı hayati önemdedir” yönündeki çağrısının tarihsel bir dönemeç olduğunun altı çizilen açıklamada, Alevi kurumları bu çağrıya güçlü bir yanıt verdiklerini ifade etti. “Barışa hizmet etmek, hak ve hakikat için mücadele etmektir” denilerek, Alevi halkının sürecin dışına itilmesini kabul etmeyecekleri belirtildi.
“TOPLUMSAL BARIŞIN KURUCU GÜCÜ OLACAĞIZ”
Açıklama, yeni anayasanın teknik bir metin değil; halkların rızalığı temelinde yükselen bir toplumsal rıza sözleşmesi olması gerektiği vurgusuyla sona erdi.
Alevi kurumları, “Taleplerimizi kimseye dayatmıyoruz; ancak bizatihi barışın ve demokratik dönüşümün kurucu öznesiyiz. Bu kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz” mesajını verdi.
Alevi kurumlarının açıklama takvimi kapsamında, yarın Almanya’nın Dortmund ve Frankfurt kentleri ile Avusturya’nın Viyana kentinde de benzer eylem ve açıklamalar yapılacağı bildirildi.
PİRHA/CENEVRE
Yoruma kapalı.