PİRHA- PSAKD Kartal Şube Eğitim Sekreteri Ali Haydar Arıkuşu, yerel seçimler sonrası Alevi toplumunun yapması gerekenlere dikkat çekerek “Aleviler Türkiye’de ya faşizmin ‘nefret nesnesi’ ya da restorasyonun ‘dolgu malzemesi’ olarak görülmüştür. Bu nedenle Aleviler kendi kaderini belirleyecek güçlü duruşu gösterebilmelidir. Kendini politik bir inanç öznesi olarak ortaya koymalıdır.” dedi.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Kartal Şube Eğitim Sekreteri Ali Haydar Arıkuşu, yerel seçimler sonrası bir umut iklimine ulaşıldığını ifade etti.
“İKTİDARI DEĞİŞTİRME İMKÂNI YARATILDI”
‘Şimdi Aleviler ne yapmalı?’ sorusuna “AKP-MHP iktidarı sert bir tokat yedi. Halk, moral ve motivasyonunu arttırdı” yanıtını veren Arıkuşu şöyle devam etti:
“Seçim sonuçlarına en çok sevinen toplumsal dinamiklerden birisi de Alevilerdi. Bunu sadece İstanbul’da Gazi Mahallesi’nde yaşanan sevinç gösterilerinde bile görmek mümkün. Kuşkusuz seçim sonuçları halk güçlerinde değişim umudu, iktidarı değiştirme imkânı yaratmıştır. Oluşan umut ikliminde Alevilerin payı büyüktür. Tarihsel komün geleneklerini inançlarında yoğrulup “Direnişi ibadetleştiren” bir toplumdur, Aleviler. Haksızlığa, yoksulluğa, asimilasyon politikalarına karşı duruşunu bu seçimdeki tavırlarıyla da göstermişlerdir.”
“ALEVİLERE SİRİN GÖRÜNÜP BASKI YAPTILAR”
Seçim çalışmaları sürecinde Cumhur İttifakı cephesinin, Alevi toplumuna şirin görünüp aynı zamanda tehdit politikası yürüttüğünü de söyleyen Arıkuşu, şunları söyledi:
“AKP-MHP iktidarı, Alevi oylarına talip olurken bir yandan Cemevi ziyaretleri (Binali Yıldırım’dan Sedat Peker’e) kahvaltı ve ortak basın açıklaması gibi şirin kandırmacalara başvururken bir yandan da sopayı, baskıyı, tehdidi işaret ettiler. Bunun açık örneklerini İzmir’de, Ankara’da Alevilerin işaretlenen evlerinde, İstanbul Kartal’da arabasına “Kızılbaş” yazılı tehdit sözlerinde gördük. Aleviler, bir kere daha egemen güçlerin “şirin” asimilasyonlarına, baskı, tehdit ve nefret söylemlerinin ‘ötekileştirmeleriyle’ karşılaşmışlardır.”
“AKP’NİN ALEVİ POLİTİKALARI TUTMADI”
Ali Haydar Arıkuşu, sandıktan çıkan sonuç ile AKP iktidarının güç kaybettiğini ifade ederek, “AKP ekonomik kriz ve yoksulluğa tepki duyan halk güçlerince sarsıldı. Aleviler yoksulluğa karşı direnişin en büyük bileşenlerindendir. Tarihten günümüze direniş ve dayanışma ruhuyla, ‘Demir leblebi’ Aleviler, iktidarların, sultanların korkusu olagelmişlerdir. Bugünün AKP’sinin de Alevi politikaları tutmamaktadır. Tarih boyunca iktidar güçlerinin geleneği Alevilerin inançlarının inkârına ve zaman zaman da kimliklerinin şiddet yoluyla baskı altında tutulmasına dayalı olmuştur. AKP iktidarı ve onun düzen içi muhalefeti bu geleneğin güncel temsilcileridir. Bu inkâr ve şiddet politikalarına karşı Alevilerin tek çıkar yolu demokratik taleplerinde ısrarcı olmaktır” dedi.
Alevilerin temel yedi talebine de işaret eden Arıkuşu “Aleviler, talepleri karşılanmadıkça inançlarının özgürleşmeyeceğinin bilincindedir. AKP iktidarının önce ‘Açılım’ politikası kandırmacası; şimdilerde ise baskı ve tutuklama boyutuna varmıştır. İşte Aleviler bunun için AKP’nin karşısında büyük bir muhalif güç olduğunu bu seçimde de göstermiştir. Taleplerini dikkate almayan hiçbir iktidarı benimsemeyeceklerini göstermişlerdir” diye konuştu.
“ALEVİLER DEMOKRASİNİN ÖZNESİ OLMALI”
Arıkuşu, seçimler sonrasında bir değişim imkânı yakalandığını ifade ederek Alevi toplumunun atak olması gerektiğini de söyledi. “Aleviler demokratik anayasa mücadelesinde ısrar etmelidir” diyen Ali Haydar Arıkuşu sözlerini şu cümlelerle noktaladı:
“Egemen güçlerin önümüzdeki günlerde faşizmi kurumsallaştırma çabası içinde olacağı bir gerçekliktir. Aleviler Türkiye’de ya faşizmin ‘nefret nesnesi’ ya da restorasyonun ‘dolgu malzemesi’ olarak görülmüştür. Bu nedenle Aleviler kendi kaderini belirleyecek güçlü duruşu gösterebilmelidir. Kendini politik bir inanç öznesi olarak ortaya koymalıdır. Zulmün zorbalığın ‘nesnesi’ değil; özgürlüğün, demokrasinin ‘öznesi’ olmalıdır. Gezi isyanı, 7 Haziran, 16 Nisan, 24 Haziran ve en son 31 Mart seçimleri ‘Demokratik Cumhuriyet’ dinamiklerinin varlığını göstermektedir. Ve Aleviler taleplerinin gerçekleşeceği düzeni ancak ve ancak demokratik bir anayasa ile güvence altına alınmış ‘Demokratik Cumhuriyette’ bulacaklardır.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.