PİRHA- Mevcut örgütlenme düzeyinin Alevi toplumunun ihtiyaçlarına cevap verip vermediğini, veremiyorsa çözüm önerilerinin ne olduğunu tartışmaya açtığımız yazı dizisinin bu bölümünde Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) Eşbaşkanı Veli Kaya’nın görüşlerine yer verdik.
Ocaklar ve Dergahlar sistemi üzerinden yüzyıllarca kendi kendisine yeten ve bu anlamda demokratik, çoğulcu karakterini koruyup günümüze kadar getiren Alevi toplumu kent kültürüyle birlikte yeni sorunlar ve bu sorunların doğurduğu ihtiyaçlarla karşı karşıya kaldı.
Buna cevap üretmek için özellikle 1990’lardan itibaren günümüze kadar Türkiye ve Avrupa başta olmak üzere çok sayıda dernek, vakıf, cemevi, dergah, federasyon gibi yapılar kurarak inancıyla birlikte toplumsal varlığını sürdürmeye çalıştı. Ancak artan asimilasyon ve tekçi politikaların yoğunluğu da dikkate alındığında bu örgütlenme düzeyinin hem Alevi toplumunun ihtiyaçlarına hem de ülkemizin genel sorunlarına cevap olmada yetersiz kaldığı aşikar.
Bu bilgiler ışığında aynayı kendi yüzümüze yani Alevi örgütlenmesine tutarak mikrofonu Alevi pirlerine, kadınlarına, kurum temsilcilerine ve bilinen isimlerine sorduk.
Dizi yazımızın 17. bölümünde sorularımızı Avrupa’da örgütlü olan Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) Eşbaşkanı Veli Kaya’ya sorduk.
“DEVLETÇİ YAKLAŞIMLAR AŞILAMIYOR”
Sayın Kaya, Alevi Örgütlenmesine genel anlamda baktığımızda tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Alevi toplumunun ihtiyaçlarına cevap veriyor mu? Yeterli görüyor musunuz, görmüyorsanız neden?
Kaya: Öncelikle örgütlenme ne anlama geliyor onu irdelemek gerekiyor. “Ortak bir amacı veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kurumların veya kişilerin oluşturduğu birlik, teşekkül, teşkilat. Bu tanımlama çerçevesinde baktığımızda Alevilerin bir örgütlülüğünün olduğunu görüyoruz. Fakat örgütlenme düzeyi nasıldır?
Aleviler için bu durumu değerlendirdiğimizde sorunlu bir alan çıkıyor karşımıza.
Alevilerin demokratik talepleri istemek noktasında gösterdikleri tepkiler hala cılız. Belli yerlerde devletçi yaklaşımlar hala aşılamıyor.
Alevi örgütlenmelerinde çok yönlü müdahaleler olmuştur. Bir kısım devlete yakın dururken, bir kısmı da kendini daha bağımsız ifade ediyor. Tabii bu var olan kurumların bir şey yapmadıkları anlamına gelmiyor.
“SALDIRILARA KARŞI HAZIRLIKLI OLMAK GEREK”
Tarihsel süreçleri içerisinde soykırım, katliam ve asimilasyona uğrayan, inancın temel düsturları dumura uğrayan, hala baskılar yaşayan Alevilik, böyle zayıf bir duruşla, kültürel derneklerle, yılda bir kaç cemle, saz, semah kursları (elbette bunları yadsımıyoruz) ile yaşatılamaz. Daha yoğunluklu bir çaba gerekiyor. Örgütlerin kendilerini gözden geçirip, daha sağlam bir duruş sergilemesi, bütün Alevileri kapsayacak şekilde örgütlenmelerini genişletmeleri ve saldırılara karşı hazırlıklı olmaları gerekiyor.
“TEHLİKE BÜYÜK, OTURUP BİRLİĞİ KONUŞMALIYIZ”
Bugünkü tabloyu yeterli görmüyorsanız o halde neler yapılabilir? Önerileriniz var mı?
Kaya: Bu tabloyu yeterli görmek bir yana ufukta çok iç açıcı gelişmeleri göremiyoruz. Alevi kurumları süreci, Ortadoğu ve dünyadaki gelişmeleri okumada sıkıntı yaşıyor. Globalleşen dünyada değişen dengelerden her an etkilenmek mümkün. Bundan dolayı dost ve müttefik belirleme, öz gücünü yaratma, örgütlenmeyi esas alma, kurumlaşan faşizmin olası saldırılarına karşı net bir tutum alma bir gerekliliktir. Alevileri bekleyen büyük tehlikeler var. IŞİD barbarizmi ülkemize taşınıyor, binlercesi devlet desteği ile aramızda. Yine tehlikeli milliyetçi bir tırmanış var. Toplumda inançsal ve etnik ayrışmalar derinleşiyor. Bu kadar önemli bir süreçte Aleviler kendi içerisinde tartışıyor. Hala bir birlik anlayışı ortada yok. Diyoruz ki, Aleviler tehlike altında, nasıl birlik olacağımızı konuşmalıyız. Yolun ve inancın gereği budur.
“DEVLET KISMEN BAŞARI YAKALADI”
Alevi toplumunun eşit yurttaşlık, inanç ve ibadet özgürlüğü, zorunlu din derslerinin kaldırılması, ibadet merkezleri ve kutsal mekanlarının kabul görmesi ile demokratik toplum gibi temel talepleri konusunda yeterli bir mücadelenin verildiğini düşünüyor musunuz? Daha güçlü sonuç almak için bu konuda neler yapılabilir?
Kaya: Biz Alevi kurumları olarak kendimizi eleştiriyoruz. Zira yetersizliklerimiz malum. 1993 yılında Madımak Katliamı’ndan sonra Alevi örgütlenmesi bir ivme kazandı. Devlet müdahalesi de gecikmedi. Önceleri Avrupa’da, daha sonra Türkiye’de cemevleri açılmaya başlandı. Alevilerin eliyle Aleviliği asimile etmenin yolları arandı. Devlet kısmen başarı da sağladı. İlginçtir yüzlerce cemevi var. Fakat statüleri yok, kimisi kaçak ve istedikleri zaman yıkıyorlar.
Zorunlu din derslerine yönelik AHİM kararlarına rağmen, iktidarın herhangi bir uygulaması yok. Eşit yurttaşlık, inanç ve ibadet özgürlüğü, ana dilde eğitim gibi temel taleplerde Alevi kurumları parçalı bir duruş sergiliyor.
“TEK GÜVENCE DEMOKRATİK CUMHURİYET”
Aleviler yirmi milyon civarında bir nüfusa sahip olmalarına rağmen, bu taleplerine bir cevap bulamamalarının nedeni dışta olduğu gibi, içteki devletçi yaklaşımlarının da etkisidir.
Şunu belirtmekte fayda var; Alevilerin bu ülkede geçmişte yaşadıklarını tekrar yaşamamalarının tek garantisi, tekçi cumhuriyetin, demokratik bir cumhuriyete dönüşmesidir. Aleviler hakikat arayışlarında diğer ötekilenen, ezilen halklarla ittifak halinde olmalıdır.
“ALEVİLERE BİR MÜDAHALE GÖRÜYORUZ”
Alevi örgütlerinin diğer toplumsal muhalefet ile ilişkilerini ve Türkiye’nin temel sorunlarına karşı mücadelesini yeterli görüyor musunuz? Yeterli görmüyorsanız bu konuda neler yapılabilir?
Aslında Alevilerin temel sorunlarından biri de toplumsal muhalefetle buluşamaması. Yukarıda cemevleri ve diğer Alevi kurumlarının hangi şartlar ve kimler tarafından örgütlendirildiklerini belirtmiştik. Örneğin cumhuriyetçi eğitim merkezleri olarak yapılandırılan kurumlara devletin örtülü ödeneğinden para aktarıldığını, dönemin yetkili ağzı Süleyman Demirel söylüyor bizzat. Yine batı çalışma grubunun çalışmaları, Fetullah Gulen’in ilişkileri vs… Neresinden bakarsak Alevilere bir müdahale görüyoruz.
“YOLUN GEREKLERİNİ YAPARSAK BAŞ AŞAĞI GİDİŞİ DURDURURUZ”
Dolayısıyla Alevi pirleri, (yol önderleri) kurumları, siyasal önderleri ve aydınları, Alevilik inancında yolun gereklerini yerine getirmek yerine, kendi bireysel çıkarlarını esas almaları halinde bu süreç Alevilerin baş aşağı gidişini hızlandıracaktır.
YOLun gereklerini yerine getirirsek bu baş aşağı gidişi durdurmak mümkündür.
Sonuç olarak, Aleviler başta olmak üzere Kürtleri içine alarak, tüm toplumsal kesimler (etnik, inanç ve azınlıklar)le güçlü bir birliktelik sağlamalıdır.
Ancak bu mücadele ile geleceğimizi inşa edebiliriz.
Turabi KİŞİN/PİRHA
YARIN: DOSYA 18
Hubyar Sultan Ocağı Dedelerinden İnanç Kurulu Üyesi Erdoğan Sezer, Alevi örgütlenmesini değerlendiriyor.
İLGİLİ YAZILAR:
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-1
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-2
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-3
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-4
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-5
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-6
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-7
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-8
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-9
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-10
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-11
Aleviler Alevi örgütlenmesini tartışıyor-12
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-13
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-14
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-15
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-16
Yoruma kapalı.