PİRHA – Ermeni Soykırımı’nın 102. yıl dönümü vesilesiyle birçok toplumsal kesim tarafından yapılan anma etkinlikleri ve kınamalara Alevi kurum başkanları da sosyal medya hesaplarından ve ajansımıza yaptıkları açıklamalarla kınayarak tepki gösterdiler.
24 Nisan 1915’de, 250’ye yakın Ermeni aydın, gazeteci, yazar, milletvekili, sanatçı, öğretmen, doktor, avukat ve eczacının götürülüp katledilmesiyle başlayan, devamında 1 milyondan fazla insanın katledildiği, kalanlarının ise topraklarından koparılarak sürgün edildiği ve etkilerinin günümüze kadar sürdüğü Ermeni Soykırımı 102. yılında. Ermeni Soykırımının yıl dönümü vesilesiyle Alevi Kurum başkanları sosyal medya hesaplarından ve PİRHA’ya konuşarak kınama mesajı yayınladılar.
“ERMENİ HALKINI EN İYİ BİZ ALEVİLER ANLARIZ”
Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Muhittin Yıldız PİRHA’ya konuşarak tepkisini dile getirdi, “Anadolu ve Mezopotamya’nın kadim halklarından, Ermeni ve Süryani halkına yapılan tek din, tek dil, tek kimlik yaratmak için uygulanan bir yok etme projesidir. Aynı zihniyetin tarifsiz zulüm ve katliamlarına maruz kalan Alevi toplumu olarak, Ermeni ve Süryani halkını en iyi biz anlarız. Ne yazık ki aynı tekçi, ırkçı, inkarcı zihniyet aynı politikayı sürdürmeye devam ediyor. Asimilasyona, ırkçılığa, inkarcılığa karşı, halklarla dayanışma erdemine devam edeceğiz. Mazlumların dini, dili rengi sorulmaz şiarıyla, her daim mazlumun yanında, zalimin karşısında olmuşuzdur. Ermenilere yapılan bu soykırımı lanetliyorum” diye belirtti.
“ERMENİ CANLARIMIZIN ACISINI PAYLAŞIYORUZ”
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Mat Facebook hesabından yayınladığı mesajda, “Tarihi, katliamlar tarihi olan bir inanç toplumu olarak, Ermeni canlarımızın acısını paylaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Gani Kaplan ve AABK Onursal Başkanı Turgut Öker’de sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımda, Hrant Dink’ten bir paragraf paylaşarak soykırımı kınadılar.
“Bugün hala unutmayı savunanlar, aslında geçmişten değil, gelecekten korkanlardır. Unutulmamış geçmiş, geleceğin de teminatıdır. 24 Nisan’da bu topraklarda hep birlikte tüm bu insanları hatırlamak, ruhlarını şad etmek, acıda ortaklaşarak sevinçler üretebilmek, yalnızca Ermeni Halkının duyduğu ıstırabı dindirmekle kalmayacak, Türkiye’nin de demokratikleşmesinin ta kendisi olacaktır” Hrant Dink
“DERSİM KATLİAMININ ÇIĞLIKLARLA GELEN HABERCİSİDİR”
Demokratik Alevi Derneği İstanbul Eş Başkanı Bülent Felekoğlu, Ermeni Soykırımını lanetlediğini dile getirerek şunları belirtti, “Anadolu halklar mozaiğinde Ermeni canların uğradığı kırım tekçi nehak zihniyetin, Dersim’de yaptığı soykırımın çığlıklarla gelen habercisidir. Türkiye devleti Ermeni soykırımı, Dersim, Zilan, Koçgiri soykırımları ile yüzleşmelidir. Bu yüzleşme gerçekleşmeden bir huzur ortamı mümkün değildir. Ekonomik, sosyolojik bir refah ve güven ortamı oluşmayacaktır. Türkiye devleti bu vebali halkların omuzundan almak ve tarihe insanlığa hesabını vermelidir. Bu nehak soykırımı lanetliyor, Aleviler olarak karşısında olacağımızı belirtiyoruz” ifadelerini kullandı.
Ne Olmuştu?
Osmanlı hükûmetinin Ermeni tebaaya karşı gerçekleştirdiği etnik temizlik. Tehcir ve katliamlar sonucunda ölen Ermenilerin sayısının 800 bin ile 1,5 milyon arasında olduğu birçok tarihçi tarafından kabul edildi. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirildi. Çeşitli kaynaklara göre Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü şartları altında Suriye Çölü’ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Askerlerin koruması eşliğinde yurtlarından sürülen Ermeniler, sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli zamanlarda soygun, tecavüz ve katliamlara maruz kaldı. Dünya genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermeni soykırımı’nın doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı. Günümüz itibarıyla 29 ülke toplu katliamları resmen soykırım şeklinde tanımlıyor.(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.