PİRHA – 4 Mayıs Dersim Tertelesi’ne ilişkin yazılı açıklama yapan Alevi kadınlar, “Bu coğrafyada her inkar, bir toplu mezar. Hakikati, dili, kültürü toprağa gömmek isteyenlere karşı kaybettiklerimize ikrârımız olsun çerağlarımız hiç sönmeyecek” diyerek, 4 Mayıs’da hayatını kaybedenleri 19:38’de çıralarını yakmaya ve mesajlarıyla birlikte sosyal medyada paylaşmaya çağırdı.
Haberin videosu;
Alevi kadınlar, 4 Mayıs Dersim Tertelesi’nin 83. yılı vesilesiyle yazılı bir açıklama yaptı. Koronavirüs salgını nedeniyle anmaların kitlesel yapılamayacağına dikkat çekilen açıklamada, tüm kadınlara 4 Mayıs’ta saat 19:38’de çıralarını yakmaya ve #ÇerağlarımızHiçSönmeyecek, #HerİnkarBirTopluMezar, #AleviKadınlar hastagıyla mesajlarını sosyal medyada paylaşma çağrısında bulunuldu.
Açıklamada ayrıca, Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’nun kaybolmasının üzerinden 100 günü aşkın bir süredir bulunmamasına da değinildi. Kadınlar, “Gülistan Doku’nun da peşini bırakmayacağız. Gülistan Doku’yu bulana kadar nerede olduğunu sormaya devam edeceğiz” dedi.
“KALANLAR GİDENLERİ, TOPRAK HAVAYI, AĞAÇLAR KUŞLARI HİÇ TERK ETMEDİ”
“Kaybettiklerimize ikrârımız olsun çerağlarımız hiç sönmeyecek” başlığıyla yayımlanan Alevi kadınların açıklaması şöyle:
“4 Mayıs 1937’de toplanan bakanlar kurulu, Dersim hakkında yazılan sayısız gizli raporu değerlendirip Dersim’i Tehcir (Sürgün) ve Tenkil (örnek olacak ceza verme) etme kararı almışlardı.
Tehcir ve Tenkil adı altında Dersim Tertelesi resmi olarak kabul edilmiş, altına mühür vurulmuştu. Bir daha kimse kendi dili ve inancı ile yaşama cesareti göstermesin diye, eline silah, aklına ölüm düşürülen başka annelerin evlatları Dersim’e kanlı gömlek giydirecekti; dervişler mekanı, tüm topluma örnek olacak şekilde cezalandırılacaktı.
İçinden hiç çıkamadığımız bir tarih yarattı bakanlar kurulu. Kalanlar gidenleri, toprak havayı, ağaçlar kuşları hiç terk etmedi. Zaman aksa da mekan hiç bırakmadı sahiplerini. Tertele dediler o günleri yaşayanlar. Bir depremdi yıkıp geçen her şeyi. Belki de şiddeti hiç ölçülemeyen, ne zaman biteceği hiç bilinmeyen toprağın değil insanın şiddetiyle yıkıp geçen bir deprem.
“XIZIR DERSİM’İ HİÇ BIRAKMADI”
O günlerden sağ çıkanlar, o günleri “A ke ma diya kesî nêdiya” (biz ne görmedik ki ) diye anlatmaya başlıyordu. Ölüm, her çeşidi ile çalmıştı kapılarını. Talan, ihanet, zulüm, açlık, yoksulluk, hasretlik birbiri ile yarışmıştı. Dereler kan akmış, mağaralar insan bedenleriyle dolmuştu. Kara trenlerle sürülmüşlerdi daha önce hiç adım atmadıkları coğrafyalara. Bir coğrafya kadın, çocuk, yaşlı demeden makineli tüfeklerin kıyımından geçirilmişti. Bir kalıp sabunla yıkanamadan, bir parça kefene sarılamadan toprağa verilmişti en nazlı çocuklar. Dardaydı Dersim, çağıracağı Xızır’dı:”Ya Xızır to esta, çînîya?”
Xızır Dersim’i hiç bırakmadı. Bin kere yıkılsa da Xızır’ın gayretiyle yine kalkmıştı ayağa. Acının peşini bırakmayanlar, yaşamın peşini de hiç bırakmadılar. Yaşananları klamlarıyla aktardılar ve inandılar zalimi klamlarıyla yendiklerine.
“KATLİAMLARLA YÜZLEŞİN”
Biz Alevi Kadınlar da 83. yılında zalimi klamlarıyla yenenleri anıyoruz. 83. yılında da klamları söylemeye devam ediyoruz. Her inkârın bir toplu mezar olduğunu bilerek inkâr edilen tüm katliamlarla yüzleşmeye davet ediyoruz. Dersim Tertelesin’de kaybettiğimiz çocukları, kadınları ve cümle canı saygı ile anıyoruz. Bir kez daha, 83. yılında da her noktasında inancımızın yaşadığı Dersim doğasına sahip çıkıp niyaz edeceğimizin sözünü veriyoruz.
Tüm kayıp kızlarımızın peşini bırakmadığımız gibi kaybedilmek istenen Gülistan Doku’nun da peşini bırakmayacağız. Gülistan Doku’yu bulana kadar nerede olduğunu sormaya devam edeceğiz.
Kapitalizmin salgını COVID-19 nedeni ile maalesef bu yıl kaybettiklerimizi birlikte anamıyoruz. Bu nedenle tüm kadınları, 4 Mayıs’ta saat 19:38’de çıralarını yakmaya ve aşağıdaki mesajla birlikte sosyal medyada paylaşmaya çağırıyoruz. “Bu coğrafyada her inkar bir toplu mezar. Hakikatı, dili, kültürü toprağa gömmek isteyenlere karşı kaybettiklerimize ikrârımız olsun çerağlarımız hiç sönmeyecek…”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.