Alevi Haber Ajansi

‘Alevi hukukçular Alevi gündemine refleks göstermeli; gözlem merkezi oluşturulmalı’ (3)-VİDEO

PİRHA- Alevi hukukçuların Alevilere yönelik hak ihlalleri ve eşit yurttaşlık mücadelesinde refleks göstermede eksik kaldığı eleştirisini yönelten Avukat Aytekin Aktaş, “Alevi hukukçular olarak Alevi gündemine ilişkin refleks gösteremedik, ortak hareket edemedik. Bunun özeleştirisini vermek lazım” dedi. Aktaş, Alevilerin maruz kaldığı hak ihlallerine yönelik bir hukuk topluluğu oluşturulmasının elzem olduğunu kaydetti.

AKP yıllar önce sonuçsuz olarak rafa kaldırdığı sözde ‘Alevi açılımını’ yeniden masaya getirdi. İçişleri Bakanlığı yetkililerinin Türkiye genelindeki birçok cemevini ziyaret ederek, fiziki ve maddi eksikliklerin tespiti ve karşılanması noktasında başlayan çalışmaları daha sonra genişleyerek sürdü. Beraberinde birçok tartışmayı da getiren bu faaliyetler, cemevlerinin “kültür merkezi” olarak tanımlanması, dedelere maaş bağlanması, cemevinin su ve elektrik giderlerinin karşılanması ve Diyanet benzeri “Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı” kurulması gibi başlıklar etrafında kamuoyuna yansıdı.

Aleviler; AKP ve Cumhur İttifakı’nın içinde bulunduğu krizden kurtulmak amacıyla bu adımları attığını ifade ederken; sorunların çözümü noktasında iktidarı samimi bulmadıklarını bir kez daha dile getirdiler.

Aleviler, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kurulduğu duyurulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na ve torba yasaya karşı ülkenin birçok yerinde alanlara çıkarak, “Eşit yurttaşlık talebimizden vazgeçmiyoruz” mesajı verdi.

Avukat Aytekin Aktaş, AKP iktidarının İçişleri Bakanlığı aracılığıyla gerçekleştirdiği ‘ihtiyaç’ ziyaretlerini, 2009 yılından beri devam eden açılım süreçlerinin seyrini, Alevi kurumlarının ‘kayyım’ olarak değerlendirdiği Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı hamlesini, torba yasadaki maddelerin eşitlik ilkesi/laiklik ilkesi/ din ve vicdan hürriyeti bağlamındaki hukuksal çerçeveyi, Alevi dedelerine kadro ile birlikte ‘kararnameli’ Alevilik oluşturulması planını, devletleştirilmek istenen Aleviliği bekleyen tehlikeleri, iktidarın Alevi asimilasyonunda yerel yönetimler eliyle kurduğu tahakküm ilişkilerini ve Alevi kurumlarının iktidarın bu hamlesine karşı nasıl bir karşı koyuşu örgütlemesi konularına dair PİRHA’ya konuştu.

“ALEVİLİK DEVLETLEŞİRSE ÖZ DEĞERLERİNİ KAYBEDER”

Kendi yaşam alanlarında var olmuş Aleviliğin devlet dini haline getirilmesinin tüm toplumsal değerlerini yok edeceğini kaydeden Aktaş, “Diyanet İşleri Başkanlığı hükümet aracılığıyla bir inanç topluluğu adına konuşabiliyor. Devlet, Diyanet İşleri Başkanı’nı yanında gezdirerek her açılışta konuşturup kendisine dua ettiriyor. Hükümetin resmi sözcüsü olarak hareket ediyor. Hangi inanç bunu kabul edebilir? Hangi inanç kendisini bir devlete bağlı kılabilir? Şimdiler de ise hükümet kendi çıkarları için Alevilere Diyanet gibi aynı muameleyi uygulamaya çalışıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı nasıl çıkıp fetva veriyorsa sözde Alevi dairesi sözcüleri Aleviler adına siyasi demeçler verecek. Hükümetin planı bu yönde. Bizler bu konuda uyarıyoruz; sakın böyle bir şeye yeltenmeyin. Bu Alevilerin çözmek bir yana sorunlarını giderek derinleştirir. Dolayısıyla Alevilik devletleşirse veya güncel haliyle devlet dini haline gelirse kendi öz değerlerinden hiçbir şey bırakmayacak. Aleviler kaybedecek. Seçim malzemesi olarak bu inanç tahakküm altına alınmak isteniyor” diye konuştu.

YEREL YÖNETİMLERİN ALEVİLERE YAKLAŞIMI 

Avukat Aytekin Aktaş, devlet aklının Alevilere bakış açısının yansıması olan kimi yerel yönetimlerin Aleviler ve taleplerine dair geliştirdiği tahakküm ilişkilerini eleştirdi.

Aktaş,  “Burada toplumsal muhalefetin iğneyi kendisine de batırması gerekiyor. Nasıl ki dini politikaya alet eden çevreler bunu Alevilere karşı kullanıyorsa, benzeri durumu muhalefetin bileşenleri içerisinde de görüyoruz. Bugüne kadar gelen bütün siyasi öbekler Alevileri seçimde hatırlayarak oy deposu olarak görüyor. Alevilerin meşru ve somut hiçbir talebi hala kabul görmüş değil. Bu durum Alevi kamuoyunun da belki öz eleştiri vermesi gereken hususlardan bir tanesi. Ana muhalefet bileşenleri cemevlerini arka bahçeleri olarak görerek Alevi örgütlerini siyasette basamak atlamak için bir zıplama tahtası olarak görüyor. Bu ülkede etnik temelli, cinsiyet temelli, cinsel temelli, ekonomik temelli, engellilik temelde ayrımcılık var. Sol sosyalist kamuoyu diğer ayrımcılık başlıklarında gösterdiği özveriyi inanç temelli ayrımcılıkta gösteremiyor. İşte nasıl ki merkezi iktidar Aleviler üzerinde tahakküm kurmaya çalışıyor ise benzeri süreçleri yerel iktidar olan belediyelerde de görüyoruz. Gerçekten kişisel iradesiyle, inisiyatifiyle Alevilerin taleplerine olabildiğince yerel yönetimler adına Alevilere kimi kıymetli hizmetler verildi. Ama dikkatli de olmak lazım. Aleviliğe bir siyasi partinin arka bahçesi gibi bakılması Alevilerin var olan problemlerini daha da büyütür. Bu dolayısıyla siyaset üstü bir talep olduğu için yadsınamaz, görmezden gelinemez. Bunu bütün siyasi organların, yerel ve merkezi yöneticilerin kabul etmesi ve bu anlayışla eşit yurttaşlık hakkını Alevilere teslim etmesi mecburidir, lütuf değildir” ifadelerini kullandı.

“ALEVİLER ASGARİ MÜŞTEREKTE BİR ARADA OLMALI”

Alevilerin kimi inançsal ve politik farklılıklarına rağmen hak ve taleplerine ilişkin asgari müşterekte bir araya gelerek mücadele etmesinin altını çizen Aktaş şöyle konuştu:

“Alevilerin eşit yurttaşlık mücadelesindeki sorunları gidermek istiyorsak yapılacak şeyler belli. Evvela bir defa Alevi kamuoyunun kendi içinde bir olması, iri olması, diri olması elzem. Alevi kamuoyu art niyetli siyasi odakların nifak tohumlarıyla, ajanlık faaliyetleriyle her türlü asimilasyon şiddet politikasıyla birlikte bir araya gelemiyor. Alevi kamuoyu etnik, siyasi, politik, inançsal her türlü farklılığı zenginlik olarak kabul edip asgari müşterekte anlaşmak zorunda. Alevi kamuoyu temel taleplerinde bir araya geldikten sonra bunun öncelikle toplumsal muhalefete, demokratik kamuoyuna ve kitle örgütlerine bunu doğru bir şekilde izahı yapılmalı. Uluslararası arenada Alevilerin eşit yurttaşlık taleplerinin kabul edilmesi lazım. Yerelden, hane içinden hane dışına, yerelden genele ve uluslararasına doğru giden bir mücadele hattı silsilesi örülmeli.”

“ALEVİ HUKUKÇULAR OLARAK REFLEKS GÖSTEREMEDİK”

Alevilerin eşit yurttaşlık mücadelesinin ülkedeki çoklu ayrımcılığa karşı verilen mücadelelere destek olacağını sözlerine ekleyen Av. Aktaş şöyle devam etti:

“Alevilik dediğimiz bir şey var ve bunun ortak değerleri var. Yani önce hayatta kalma mücadelesi verip ondan sonra Aleviliği icra etmek bir amacı olacak tabii ki. Bunu kapalı kapılar ardında siyasi, ekonomik çıkarlarla değil şeffaf bir şekilde ve dürüstçe yapmak gerekiyor. Bu çok hayati. Alevilerin eşit yurttaşlık mücadelesi tüm diğer eşit yurttaşlık mücadelelerinin ayrımcılığına karşı verdiği mücadelelere destek olacak. Alevi kurumlarının Alevilere yönelik hak ihlallerine dahil girişimi oldu. Bir hukuk komisyonu kuruldu. Genel bahsettiğimiz gözaltı, tutuklama, asayiş süreci, çarpılama, Alevi köylerinde zorla cami yaptırılması gibi bir sürü hak ihlalleri devam ediyor. Çok iyi bir niyetle ortaya konulan Alevi kurumlarının bir araya geldiği bir ölçekte bir Alevi hukukçular grubu oluşturuldu. Nasıl ki Alevi kurumları beraber tam olarak verimli çalışamıyorlarsa, biz Alevi hukukçular da sahiden Alevi gündemine ilişkin refleks gösteremedik, ortak hareket edemedik. Bunun özeleştirisini vermek lazım.”

“ALEVİ HAKLARI GÖZLEM MERKEZİ OLABİLİR”

Avukat Aytekin Aktaş, Alevi hukukçuların Alevilere yönelik hak ihlallerine refleks göstermede eksik kaldığı eleştirisini yöneltti. Bütün Alevi kurumlarını kapsayan ve Alevilere yönelik hak ihlallerini takip eden geniş bir hukuk birimi kurulmasını önerisini yineleyen Aktaş, “Alevi yurttaşlarının evlerinin kapısına çarpı atılıyor. Alevi çocuklar okuldan zulme maruz kalıyorlar, Alevi olduğu için iş bulamıyor. Devlet de mobbinge maruz kalıyor. Bu ülkede Alevilere  ikinci, üçüncü sınıf insan muamelesi yapılıyor. Çok daha fazla yan yana gelmeliyiz. Alevi hukukçular toplumsal muhalefetlerin çok farklı yerlerinde çok güzel işler yapıp çok önemli görevler üstleniyorlar. Ama Alevilerin maruz kaldığı ayrımcılıklar ve hukuksuzluklara karşı organize bir şekilde refleks gösteremiyoruz. Bu alanda çok ciddi bir eksiklik var. Alevi hakları takip merkezi veya Alevi hakları gözlem merkezi gibi hangi formatta olursa olsun bu bir hukuk derneği olabilir. Bu sivil bir organizasyon olabilir. Bütün Alevi kurumlarıyla ortak çalışabilecek bir mekanizma oluşturup Aleviliğin halihazırdaki problemlerini, ihtiyaçlarını karşılayacak bir hukuk topluluğu oluşturmaya çalışıyoruz. Evet hukukçuların yapacağı çok iş var. Ama bu toplumun bütün bileşenlerine görev yüklenmeden bunun oluşması zor” diye konuştu.

Ersin ÖZGÜL/İZMİR

İLGİLİ HABERLER

Av. Aytekin Aktaş: Hükümet Aleviliği tehlike olarak görüyor, bu kabul edilemez (1)-VİDEO
‘Alevilik Diyanetleştiriliyor; kararnameler ile Aleviliğe yol yürütülmek isteniyor’ (2)-VİDEO

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak