PİRHA- EGE- TUHAYDER’in tecride karşı Menemen T Tipi Kapalı Cezaevi önünde yaptığı oturma eyleminde konuşan HDP Milletvekili Murat Çepni, “Tecrit kalksın ve yaşam yeniden yeşersin istiyoruz. Ailelerimizin ve tüm demokrasi mücadelesini devam edeceğiz” dedi.
EGE- Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAYDER), Menemen T Tipi Kapalı Cezaevi önünde oturma eylemi yaptı. Açıklama öncesi çok sayıda Jandarma, sivil polis ve güvenlik şube polisleri cezaevi önünü abluka altına alırken, cezaevi önüne çıkan bütün yolları da ise Jandarma GBT kontrolü yaptı. Cezaevi önüne gelmeye çalışan tutuklu yakınlarının bulunduğu otobüs evrak eksikliği nedeniyle çekilirken tutuklu aileleri 4 kilo metre yol yürüyerek eylemin yapılacağı yere geldi.
HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, Halkların Demokratik Toplum Kongresi (HDK), HDP yöneticileri, Barış Anneleri Meclis üyesi ve çok sayıda tutuklu yakını oturma eylemine katıldı.
“GEÇ KALMADAN AÇLIK GREVİNE SON VERİLMELİDİR”
Oturma eylemi öncesi EGE- TUHAYDER eş başkanı Selma Altan açıklama yaptı. 1980, 1996, 2000, 2012 ve 2018 de açlık grevi sürecinde birçok insan ölümüne tanıklık ettiklerini belirten Altan, kalıcı sakatlıklara da tanıklık ettiğini söyledi. Açlık grevlerinde dünyanın en deneyimli ülkesi olduklarını ifade eden Altan, “Leyla Güven 8 Kasım 2018 tarihinde tecride karşı başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi sonrası 92 cezaevinde 7 bine yakın tutsak açlık grevi başlamıştır. Açlık grevinde 7’si cezaevinde olmak üzere 8 kişi yaşamını yitirmiştir. Bin 500 yakın tutuklu yaşamın kıyısına gelmiştir. Taleplerin hala kabul edilememesi cezaevlerinde yaşam hakkının korunması devletin sorumluluğudur. Açlık grevine neden olan İmralı’da Abdullah Öcalan uygulanan ağır tecrit uygulamasına son vermekte devletin sorumluluğudur. Devlet İmza attığı sözleşmelere uymaya sorumluluğu yerine getirmeye mecburdur. Tutsak aileleri ve yaşamdan yana tavır alan insanlar tecridin kaldırılmasın ve devletinde yaşamından yana tavır almasını bekliyorlar. Daha da geç kalmadan açlık grevlerine son vermelidir” dedi.
“TECRİT KALKSIN VE YAŞAM YENİDEN YEŞERSİN”
HDP Milletvekili Murat Çepni de, HDP’nin Diyarbakır’da tecrit ve YSK’nin KHK kararına karşı yapmak istediği kitlesel basın açıklamasına dönük polis müdahalesi kınadıklarını belirterek, bu ülkede insanların savaş dursun diye bedenlerini açlığa yatırdıklarını söyledi. Açlık grevinde bulunanların kritik aşamada olduğunu dile getiren Çepni, tutukluların taleplerinin net olduğunu söyledi. Ceza İnfaz Kanununda hiçbir tutukluya özel muamele yapılamayacağını hatırlatan Çepni, “İmralı cezaevinde mutlak tecrit altında tutulan Abdullah Öcalan’ın ailesiyle ve avukatlarıyla düzenli görüştürülmesi gerekir. Bu talep karşısında binlerce insan bu anayasal hakkın kullanılmasını talep ediyor. Aileler bu gün burada bir çığlığını seslendiriyor. Çünkü her ölüm düşmanlaştırır, he ölüm yaraları büyütür. Bu hükümete ve Adalet Bakanlığına sesleniyoruz. Bu talepleri karşılayın ve ölümleri durdurun bunları yapmazsanız yargılanacaksınız. Halka karşı suç işliyorsunuz. Demokratik bir talebe karşı suç işliyorsunuz. Biz parti olarak bunu söylemeye devam edeceğiz. Tecrit bir insanlık suçudur. Bu talep bütün Türkiye halkının talebidir. Çünkü bu talep karşılanmadıkça Türkiye demokrasisi geliştirilemez. Tecrit kalksın ve yaşam yeniden yeşersin istiyoruz. Ailelerimizin ve tüm demokrasi mücadelesini devam edeceğiz” diye ifade etti.
“ARTIK YETER / EDÎ BESE”
Bandırma 1 Nolu T Tipi Cezaevi’nde 1 Mart tarihi itibariyle süresiz- dönüşümsüz açlık grevinde olan Nezir Gümüş’ün annesi Hanife Gümüş de, cezaevlerinde tabutların çıkmasını istemediklerini dile getirdi. Hükümetin açlık grevindeki tutukluların mücadelesine gözünü kulağını kapattığını ifade eden anne Gümüş, şunları söyledi: “Artık yeter. Bu zulüm daha nereye kadar devam edecek. Neden kimse biz annelerin çığlığını duymuyor. Biz Kürdüz ve Kürt olduğumuz için neden bu kadar ötekileştiriliyoruz. Artık hükümet adım atsın. Susmak onların hoşuna mı gidiyor. Tecridi neden kaldırmıyorlar. Artık yeter.”
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.