PİRHA – TMMOB tarafından sürdürülen Adalet Nöbetinin 52. gününde konuşan Sanatçı Suavi, “Diğerlerinin yaşam haklarını yok sayan bir zihniyeti faşizmle nitelendirmek bile tatmin etmiyor. Çünkü bu anlayış, faşizmi aşan bir anlayış. Belki de 100 yıl sonrasında bile restore edilemeyecek bir tahribatla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
TMMOB ve bağlı odalarının Gezi Davasında çıkan tutuklama kararları ardından başlattığı Adalet Nöbeti 52. gününü geride bıraktı.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi önünde sürdürülen nöbet eylemine çok sayıda yurttaş destek verdi.
“ADALET, BÜTÜN TOPLUMUN ARAYIŞI HALİNE GELDİ”
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Gezi davasından çıkan tutuklama kararlarını eleştirerek “Hepimiz Gezi’deydik” dedi. Candan, Gezi eylemlerinin, otoriter yaklaşımlara karşı Anayasal bir hak olduğunu belirterek “Bugün Türkiye’de hukuksuzluk her yerde. Adalet arayışı aslında bütün toplumun arayışı haline geldi. Çok sayıda insan, kurum, Adalet Nöbetimizi destekliyor. Yüzü aşkın örgüt burada nöbet tuttu. 3500’e yakın insan ise burayı ziyaret etti. Herkesin aslında söyleyecek bir sözü var” ifadelerini kullandı.
“GEZİ, BİRİKMİŞ ÖFKENİN ADETA TAKSİM’DE DIŞA VURUMUYDU”
Adalet Nöbetine destek amacıyla Sanatçı Suavi de katıldı. “Söylemden çok eylemin daha değerli olduğu bir sürece geldik” diyen Sanatçı Suavi şu konuşmayı yaptı:
“Yaratılan korkunun birçok insanın vazgeçemeyeceği hayat biçimine evriliyor olması rahatsızlık verici. Çünkü günümüzde kazanmanın koşulu vazgeçmek kültüründen geçmekte. Birçok şeyden vazgeçebildiğimiz oranda hedeflerimize biraz daha yaklaşabileceğimizi düşünüyorum.
Gezi, herkesin kendi öfkesini cebine koyarak geldiği ‘ben de varım ve bıktırdınız’ diyen demokratik bir kültürdü. Gezi tam kartopu gibi birçok insanın dil, cinsiyet, ideoloji, vesaire içermeksizin yan yana gelindiği bir yapılanmaya dönüşmüştü. Birçok bileşenin yan yana geldiği müthiş bir duruştu. Gezi hepimizin cebinde birikmiş olan öfkenin adeta Taksim’de dışa vurumuydu. Tabii bunun yaratmış olduğu ürküntü halen sürüyor. O nedenle olası bir Gezi benzeri hamlenin yeniden yapılabilmesini engellemek için Gezi somutu üzerinden cami raconları üzerinden, ‘camide içki içildi’den, ‘işte benim tesettürlü bacım’ cümlelerine kadar gelen bir demogojik söylem üzerinden yeni bir yapılanmanın önüne geçmek için ellerinden gelen her şeyi ardlarına koymaz durumdalar.
Doğada dahil herkes isyanını yükseltmek durumunda. Yeniden bir Gezi söz konusu olursa bu kez iddia edebilirim ki zeytin ağacı da eylem içerisine katılacaktır. Kars’tan ‘Ucube’ olarak kabul edilen Hürriyet Heykeli de bu tarafa doğru gelecektir. Büyük bir talan ve tahriple karşı karşıyayız.
Bizler estetikten yana tarafız. Estetik dışı bu yaşam dayatmasını doğal olarak estetik bir isyanla ifade ederek reddediyoruz. Tamamen kendi çıkarları üzerinden ve diğerlerinin yaşam haklarını yok sayan bir zihniyeti faşizmle nitelendirmek bile tatmin etmiyor. Çünkü bu anlayış, faşizmi aşan bir anlayış. Belki de 100 yıl sonrasında bile restore edilemeyecek bir tahribatla karşı karşıyayız.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.