PİRHA- “İşimizi geri istiyoruz” talebiyle başlattıkları açlık grevinde 90 günü geride bırakan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın sağlık durumu, her geçen saat daha da kritikleşiyor. Gülmen ve Özakça’nın tutuklanmasını ve açlık grevi eylemlerini değerlendiren Akademisyen Esra Mungan, Akademisyen Mungan, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ın şuan hapishanede olmalarının çok riskli olduğunu belirterek, “Sivil itaatsizlik eylemleri yapılmalı” dedi.
Haberin Videosu
Açlık grevinde 90 günü geride bırakan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın sağlık durumları gün geçtikçe kötüleşiyor. Gülmen ve Özakça’nın tutukluluğu öncesi düzenli sağlık kontrollerini yapan Dr. Benan Koyuncu, “Kalp yetmezliğine doğru gidiş başladı” dedi.
Akademisyen Doç. Dr. Esra Mungan Gülmen ve Özakça’nın açlık grevi eylemini ve tutuklanmalarını PİRHA’ya değerlendirdi.
“Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın eyleminin talepleri son derece haklı taleplerdi” diyen Mungan, “Hiçbir insan pat diye ilk eylem olarak açlık grevine girmez. Onlar da nitekim yüzden fazla gündür nöbet tuttular, seslerini duyurmaya çalıştılar. Duyuramadılar ondan sonra açlık grevine başladılar” dedi.
“ÇOK FARKLI KESİMLERDE DUYARLILIK OLUŞTU”
Açlık grevinin başlar da görünür olmadığını ancak kritik duruma geldiğinde görünür olması için barış akademisyenleri olarak çaba sarfettiklerini belirten Mungan, “Biz de bir ucundan el vermeye çalıştık. Kadıköy’de Kalkedon’da yaptığımız dönüşümlü açlık grevleriyle. Ama zaten çok farklı kesimlerde duyarlılık oluştu ve tabi görünür olunca devletin klasik reaksiyonu bunu bir şekilde susturmak. Şimdi Yüksel Caddesi’nde İnsan Hakları Anıtı’nın önünü kapatmış durumdalar” diye konuştu.
“SİVİL İTAATSİZLİK EYLEMLERİ YAPILMALI”
Akademisyen Mungan, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ın şuan hapishanede olmalarının çok riskli olduğunu belirterek, şunları kaydetti.
“B1 vitamini verilmediğini öğreniyoruz. Şimdi bizim çok hızlı bir şekilde bir şey yapmamız lazım. Sivil itaatsizliklere de bakmak lazım. Demokratik bir haktır. Her yurttaşın hakkıdır. Çünkü bu devletin de bize karşı sorumlulukları var. Düşünün Nuriye Gülmen ve Semih Özakça gibi binlerce öğretmen, akademisyen, sağlık görevlisi, polisi, yargıdan kişiler listelere alınmış durumdalar. Şimdi siz bir şeyle suçlandığınız zaman sizin hemen bir yere bir savunmanızı verebiliyor olmanız lazım. Böyle bir mecra oluşturulmadı. Nihayet komisyon kuruldu. Yedi kişiden oluşan bir komisyonun yüz binlerce kişinin hak ihlaline bakması mümkün değil. Oysa bizim bir şekilde bir an önce masumiyet karinesi temel alınarak iş iadelerini sağlayacak demokratik bir yöntem bulmamız lazım. Rüyalarıma giriyor. Gece gündüz nasıl bir yol bulabiliriz onun üstüne hepimizin düşünmesi lazım.”
“HER HAK İHLALİ DENEMESİ, BİZİ MÜCADELE ETMEYE DEVAM ETTİRİYOR”
Mücadele etmeye devam edeceklerini söyleyen akademisyen Esra Mungan, “Her hak ihlali ve susturma denemesi bizi inadına daha da doğruyu söylemeye ve doğru için mücadele etmeye devam ettirecek” diye konuştu. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.