Alevi Haber Ajansi

AHRS’ten alarm: Suriye’de Aleviler hedefte, zorla kaybetmeler ve ibadethaneye saldırı!

PİRHA – Suriye İnsan Hakları Topluluğu (AHRS), Noel haftasında Suriye’de Alevilere yönelik şiddetin ciddi biçimde arttığını belirterek uluslararası kamuoyuna acil çağrıda bulundu. Açıklamada, zorla kaybetmeler, kaçırmalar ve Humus’ta bir Alevi ibadethanesine yönelik bombalı saldırının, ülkede devam eden etnik ve dini temizlik sürecinin parçası olduğu vurgulandı.

NOEL HAFTASINDA ZORLA KAYBETMELER ARTTI

AHRS’nin verilerine göre, 18–25 Aralık tarihleri arasında en az 12 Alevi zorla kaybedildi ya da kaçırıldı. Şam’dan Halep’e çalışmak için yola çıkan altı Alevi’nin Hums eyaletine ulaştıktan sonra kendilerinden haber alınamadığı belirtilirken, kayıplar arasında acil tıbbi bakıma ihtiyaç duyan iki kişinin de bulunduğu ifade edildi.

Ayrıca Lazkiye, Tartus ve Banyas kırsalında farklı tarihlerde toplam altı Alevi’nin silahlı gruplar ya da HTŞ rejim güçlerinin kontrol noktalarında alıkonularak bilinmeyen yerlere götürüldüğü aktarıldı. Yerel kaynaklar, bu vakaların keyfi tutuklama ve zorla kaybetmeler zincirinin parçası olduğunu, cezasızlığın Alevi toplumunda korku ve güvensizliği derinleştirdiğini bildirdi.

HUMUS’TA ALEVİ İBADETHANESİNE BOMBALI SALDIRI

26 Aralık’ta Humus’ta bulunan İmam Ali ibn Abu Talib Mescidi’ne yerleştirilen patlayıcı, Cuma ibadeti sırasında infilak etti. Saldırıda en az 8 Alevi yaşamını yitirirken, 27 kişi yaralandı. Saldırının sorumluluğunu, HTŞ’den ayrılarak Şubat 2025’te kurulan Sünni İslamcı Saraya Ansar el-Sunna adlı örgüt üstlendi.

Aynı örgütün, Haziran 2025’te Yunan Ortodoks Mar Elias Kilisesi’ne düzenlenen ve 25 kişinin öldüğü saldırının da faili olduğu hatırlatıldı. Örgüt, yayımladığı açıklamalarda Aleviler ve Şii Müslümanlar tamamen “yok edilene” ya da sürülene kadar saldırılarını sürdüreceğini ilan etmişti.

HTŞ REJİMİNE SUÇ ORTAKLIĞI ELEŞTİRİSİ

AHRS, her iki saldırının ardından HTŞ rejimi yetkililerinin fail grupları açıkça adlandırmaktan kaçındığını, saldırıları “eski rejim kalıntıları” ya da “IŞİD bağlantılı unsurlar” gibi muğlak ifadelerle geçiştirdiğini belirtti. Bu tutumun, mezhepçi şiddeti aklama ve sorumluluktan kaçma anlamına geldiği vurgulandı.

Açıklamada, HTŞ rejiminin mezhepçi nefret ideolojisini benimsediği ve azınlıklara yönelik dini temizlik politikalarının, rejim ile radikal gruplar arasında ortak hedef hâline geldiği ifade edildi. Ayrıca rejimin, radikal saldırıları Batı’dan siyasi destek sağlamak için araçsallaştırdığı kaydedildi.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER VE BATI’YA ÇAĞRI

AHRS, Avrupa hükümetleri ve ABD’yi, HTŞ rejimini fiili ortak olarak görerek sivilleri koruma yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırdı. Bu kapsamda Birleşmiş Milletler’den; Suweida, Hums ve Sahil Bölgesi’ne bağımsız bir bilgi toplama misyonu gönderilmesi, azınlıklara yönelik saldırılar hakkında kapsamlı bir rapor hazırlanması ve risk altındaki topluluklar için insani yardım koridoru açılması talep edildi.

Batılı ülkelerin dışişleri bakanlıklarına da çağrıda bulunan AHRS, saldırıları açık biçimde kınayan ve Alevilere yönelik şiddetin faillerinin yargılanmasını talep eden net tutumlar alınmasını istedi.

MEDYA VE ULUSLARARASI TOPLUMA UYARI

Açıklamada Batı medyasının, devam eden etnik ve dini temizliği “Esad rejiminin mirası” söylemiyle muğlaklaştırmaktan vazgeçmesi istendi. Medya kuruluşlarına, Aleviler ve diğer azınlıklara yönelik tehditleri yerinde belgelemek üzere Suriye’ye kalıcı muhabir göndermeleri çağrısı yapıldı.

AHRS ayrıca, Suriye ve Diaspora Yüksek Alevi İslam Konseyi’nin saldırıların “örgütlü aşırı terörizmin devamı” olduğu ve Suriye hükümetinin bu suçlardan doğrudan sorumlu tutulması gerektiği yönündeki tespitlerinin ciddiyetle araştırılmasını talep etti.

HABER MERKEZİ

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.