PİRHA – Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği’nde düzenlenen muhabbet ceminde Alevi inancının temel felsefesi, rızalık, eşitlik ve doğayla uyum ekseninde ele alındı. Muhabbet ceminde, Aleviliğin kendi içinde sorgulayan ve “72 millete bir nazarla bakan” bir inanç olduğu vurgulandı.
Antalya’da gerçekleştirilen muhabbet cemine Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği Eşit Başkanı ve yol yürütücüsü Zakir Süleyman Demir, Hüseyin Abdal Ocağı evlatlarından İlyas Şimşek, Kızıldeli Sultan Ocağı yol yürütücüsü Mustafa Sazcı ile Ersin Genç katıldı.
“ALEVİLER MÜŞKÜLÜNÜ KENDİ İÇLERİNDE ÇÖZER”
Muhabbet ceminde konuşan yol yürütücüsü Zakir Süleyman Demir, Hacı Bektaş Veli’nin “72 millete bir nazarla bakmayan bizden değildir” sözünü hatırlatarak Alevi-Bektaşi öğretisinde muhabbet erkânının önemine dikkat çekti. Demir, cem başlamadan önce rızalığın esas olduğunu belirterek şunları ifade etti:
“Alevi-Bektaşi öğretisinde muhabbet erkânı kurulduğunda, öncelikle varsa müşkülün giderilmesi gerekir. Küskünlük, dargınlık ya da bir alacak-verecek meselesi varsa, o kişiler meydana gelir, özünü ortaya koyar. Meydanda bulunan canlar da hep birlikte çözüm üretir. Rızalık alınmadan, müşküller giderilmeden cem hizmeti başlamaz. Bu yolun kuralı, meydanda görgü ve sorguların yapılmasıdır.”
“BİZİM İNANCIMIZDA BAŞKA BİR DÜNYA YOK”
Hüseyin Abdal Ocağı evlatlarından İlyas Şimşek ise Alevi inancında ahiret anlayışının farklı bir yerde durduğunu vurguladı. Şimşek, Yunus Emre’nin dizelerine atıf yaparak, insanın gönül kazanmasının esas olduğunu söyledi:
“Bizim için öteki dünya yoktur. Eğer bir dostun gönlüne girmişsek, bizim en büyük cennetimiz odur. Yunus Emre’nin dediği gibi, bir gönül kırdıysan kırk kez de hacca gitsen o hac, hac sayılmaz. Pirlerimiz, mürşitlerimiz makamı dört kapıda tanımlar: Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat.”
Dört kapının günümüzdeki anlamlarının doğru okunması gerektiğini belirten Şimşek, Şeriat makamının kurallar silsilesini ifade ettiğini, bu aşamada benlik duygusunun ağır bastığını dile getirdi. Tarikat makamında ise ikilik hâlinin sürdüğünü belirterek, “Yola girilmiş ama henüz gönül birliği sağlanamamıştır. Asıl amaç birliktir” dedi.
“ALEVİLİK RIZALIK VE EŞİT PAYLAŞIM ÜZERİNE KURULUDUR”
Marifet makamının ise eşit paylaşımı esas aldığını söyleyen Şimşek, bu anlayışın sosyalizmle örtüştüğüne dikkat çekti:
“Sosyalizm eşit paylaşımı savunur ama bizim atalarımız bunu yüzyıllar önce marifet kapısında tarif etmiştir. Alevi inancında her şey rızalık ve eşitlik üzerinedir. Lokma paylaşımında da böyledir. Herkes eşit pay alır ama herkes ürettiği kadar katkı sunar.”
Alevi inancı ile doğa arasındaki bağa da değinen Şimşek, arıları örnek göstererek üretimin önemini vurguladı:
“Arılar birlikte üretir, birlikte tüketir. Üretmeyen arı peteğin dışında bırakılır. Bizim inancımızda da temel felsefe üretimdir. Doğayla uyum içinde yaşamak esastır.”
Hakikat makamının ise “ne senin ne benim, her şey herkesindir” anlayışını ifade ettiğini belirten Şimşek, insanın doğanın bir parçası olduğunu söyledi. Asıl hedefin bu dünyayı yaşanılır kılmak olduğuna dikkat çekerek şunları dile getirdi:
“Bu dünya binlerce yıldır var. Biz onun sadece bir zerresiyiz. Önemli olan bu dünyayı güzellikle, barışla ve sevgiyle gelecek kuşaklara bırakabilmek. Cennet ya da cehennem beklentisiyle değil, bu dünyada dostlarımızla, ailemizle barış içinde yaşayabiliyorsak zaten cennetin içindeyiz. Kimsenin hakkını yemediğimizde, mazlumdan yana durduğumuzda özel bir cennet yaratmaya gerek kalmaz.”
Muhabbet ceminde gülbenglerin okunmasının ardından Türkçe ve Kürtçe deyişler ile nefesler söylendi, semahlar dönüldü. Çerağların sırlanmasının ardından lokmalar pay edilerek cem sona erdi.
Cebrail ARSLAN/ANTALYA.
Yoruma kapalı.