Alevi Haber Ajansi

Barınma krizinden şiddete: Hataylı kadınlar 25 Kasım’da alanlara çıkıyor- VİDEO

PİRHA- Hatay’da deprem sonrası derinleşen barınma, güvencesizlik ve görünmez emek yükü kadınları hedef alan şiddeti büyütürken; kadınlar 25 Kasım’da “Biz buradayız, yaşıyoruz ve mücadeleyi sürdürüyoruz” diyerek alana çağrı yaptı.

Depremin üzerinden uzun zaman geçse de Hatay’da kadınların yaşamı “olağanüstü hal” koşullarında sürüyor. Barınma krizinin hala çözülememesi, konteynerlerin daracık alanlarında üst üste biriken yükler, güvencesiz yaşam, özel alan yoksunluğu ve kamu kurumlarına erişilemeyen uzun dönem… Tüm bu koşullar, kadınların hem görünür hem görünmez şiddet biçimlerine daha fazla maruz kalmasına yol açıyor.

Kadınlar, afet sonrası artan bakım ve ev içi yüküyle, güvencesizleşmeyle ve cezasızlıkla iç içe geçmiş bir şiddet sarmalının içinde yaşamaya zorlanıyor. Bu koşullarda 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken Hataylı kadınlar, dayanışmanın ve kolektif mücadelenin zorunluluğuna dikkat çekiyor. PİRHA’ya konuşan kadınlar, yaşadıkları sorunları ve 25 Kasım çağrılarını anlattı.

“KONTEYNER KENTLERDE ŞİDDET ARTARAK DEVAM ETTİ”

Deprem Dayanışması Derneği’nden Yaren Sakar, hem çadır kentlerde hem de bugün konteynerlerde süren şiddeti şöyle anlattı:

“Depremden sonraki akut süreçte çadır kentlerde yardımları dağıtırken sürekli şunu duyuyorduk: ‘Kadına şiddet var ama başvurulacak bir kurum yok.’ Çadırlar kapandı ama sorun bitmedi. Konteyner kentlerde de şiddet artarak devam etti. Çünkü kadınların güvenli alanı yoktu, hala da yok. Kadınlar 21 metrekarelik küçücük alanlarda yaşıyor; iş yükleri deprem öncesine göre beş on kat arttı. Bu yüzden daha da sindirilmiş bir halde bırakılıyorlar. Ulaşabilecekleri kamu kurumları yok, ulaşsalar da hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünüyorlar. Ama başka bir dünya mümkün. Birlikte olunca daha güçlü ses çıkarıyoruz. Biz buradayız, yaşıyoruz ve bu şekilde yaşamaya mecbur bırakılıyoruz. Tüm kadınları yan yana gelmeye çağırıyoruz.”

“YOKSULLUK VE GÜVENCESİZLİK KADINLARI BAĞIMLI KILDI”

Tıp Fakültesi öğrencisi Tuğçe Kılıç, deprem sonrası yoksulluğun kadınların şiddete daha açık hale gelmesindeki rolünü vurguladı. Kılıç, “Antakya’da sadece binalar yıkılmadı, kadınların yaşam güvencesi de yıkıldı. Yoksulluğun artması kadınları daha bağımlı hale getirdi, bu da ev içi şiddeti büyüttü. Çadır ya da konteynerde yaşamak zaten başlı başına bir kısıtlılık. Sokak ışıklarının olmaması bile kadınları eve mahkûm etti ve bu bile şiddeti pekiştirdi” diye konuştu.
Olağanüstü koşullar bahanesiyle erkek şiddetinin cezasızlaştırıldığına dikkat çeken Tuğçe Kılıç, tüm bu olumsuz tabloya rağmen 25 Kasım’da kadınların bir arada olmasının önemine değinerek, “25 Kasım’da kadınların bir araya gelmesi, dayanışmanın gücünü hissetmesi, ‘yalnız değiliz’ demesi en önemli şey. Ses çıkarmak cesaret verir, değişim yaratır” dedi.

“ÖZEL ALAN YOKLUĞU ŞİDDETİ BÜYÜTÜYOR”

Eğitim Sen Hatay Şubesi Kadın Sekreteri Sevilay Elmas, deprem sonrası yaşamın hem sağlık hem güvenlik hem de psikolojik açıdan kadınları kuşatan yönlerini anlattı:

“Merkez tam bir enkaz hâlinde; kadınlar ve çocuklar toz içinde bir hayat yaşıyor. Sağlık sorunları artıyor. Kadınlar deprem kaygısı nedeniyle zaten ev içindeydi, şimdi çok daha mahkum bir durumdalar. Konteynerda kalanlar özel alandan mahrum. Bu yüzden ev içi gerilimler en yüksek seviyeye çıktı. Sorunları konuşabilecekleri alan yok, dinlenebilecekleri alan yok, geçimlerini rahatça sağlayabilecekleri alan yok. Kaygı ve stres artınca şiddetin tüm türleri de artıyor. Fiziksel, psikolojik, ekonomik, istihdamdan dışlama… Hepsi burada çok daha görünür durumda. Bu yüzden mücadelenin ve dayanışma ruhunun da yükseltilmesi gerekiyor. Biz biliyoruz ki tüm bunlar bütün kadınların ortak problemi. Ortak problemin de görünürlüğünü sağlamak için, bunu sadece ben yaşıyorum dememek için, dayanışmak ve oradan da bir güç yaratmak, olan gücü de daha çok açığa çıkarmak için 25 Kasım’da alanlarda olmamız çok kıymetli.”

“KADIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN 25 KASIM’DA ALANLARA”

DEM Parti İskenderun Eş Başkanı Fidan Durmuş, deprem sonrası artan şiddetin toplumsal boyutuna dikkat çekerek, “Fiziksel şiddetin yanında psikolojik, ekonomik, istihdamdan geri tutulma, karar mekanizmalarında yer vermeme gibi birçok şiddet biçimi var. Bütünüyle erkek egemen zihniyetin kadını üçüncü plana itmesiyle karşı karşıyayız. Hayata dair en büyük yük kadınların üzerinde olmasına rağmen kadın emeği de mücadelesi de görünmüyor. Ama biliyoruz ki kadın özgürleşmezse toplum özgürleşmez. Bu yüzden çalışmalarımızı hızlandırıyoruz, daha çok örgütleneceğiz. Buna çok ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
25 Kasım’da 17.30’da basın açıklaması ve ardından yürüyüşün olacağını duyuran Durmuş, Tüm kadınları kimliklerine, bedenlerine, çocuklarının ve toplumun haklarına sahip çıkmak için bu yürüyüşe destek vermeye çağırıyoruz” dedi.

Fatoş SARIKAYA- Cem EKİNCİ/ HATAY

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.