PİRHA-Dersim coğrafyasında yaşanan acılar tarihin her döneminde ağıtlara dönüşür. Her taşın, her suyun başında bir ağıt yükselir. 1937-38 tanığı Hatice Taybara’da geçmişin yükünü ağıtlara döküyor. Birlik olamamanın acıları büyüttüğünü Seyit Rıza’nın 1934 yılında bir pusuda öldürülen oğlu Baba üzerinden anlatan Hatice Taybara, 90 yılını aşan ağıdı günümüze taşıyor.
Tarihe kara bir leke olarak geçen Dersim Katliamı’nın üzerinden 87 yıl geçti. 4 Mayıs 1937 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla çıkarılan “Tunceli Tenkil Harekatı” adlı kararnamenin ardından resmi rakamlara göre 1937’de bin 737, 1938’da ise 6 bin 868 kişi katledildi. Ancak, tarih araştırmacıları ve birçok kaynağa göre katliamda aralarında çocuk, yaşlı, kadın olmak üzere 70 bin kadar insan katledildi. On binlerce kişi sürgün edildi, ailelerinden alınan kız çocukları ise askerlere verildi.
Üzerinden 87 yıl geçen ve akıllarda “Roza şaye – Kara gün” olarak kalan Dersim Katliamı’nda on binlerce insan katledilirken, çoğu çocuk olmak üzere binlerce insan da yaşadıkları yerlerden sürgün edildi. 1938 Katliamı’nın üzerinden geçen yıllara rağmen devlet tarafından katliamın aydınlatılmasına ve yüzleşmenin gerçekleşmesine dair hiçbir adım atılmazken, katliamın üzerindeki perdeleri aralayacak hiçbir girişimde bulunulmadı.
“HER TAŞIN, HER SUYUN BAŞINDA BİR AĞIT YÜKSELİR”
Dersim coğrafyasında yaşanan acılar tarihin her döneminde ağıtlara dönüşür. Her taşın, her suyun başında bir ağıt yükselir. Yitirilenlerin hatırlanması, bir daha aynı acıların yaşanmaması, olaylardan ders çıkarılması, birlik olunması gibi vurgular ağıtçıların sesinden Dersim coğrafyasına yayılır.
1937-38 tanığı Hatice Taybara’da geçmişin yükünü ağıtlara döküyor. Birlik olamamanın acıları büyüttüğünü Seyit Rıza’nın 1934 yılında bir pusuda öldürülen oğlu Baba üzerinden anlatan Hatice Taybara, 90 yılını aşan ağıdı günümüze taşıyor.
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.