PİRHA – Cumartesi Anneleri, 1069. hafta eyleminde İbrahim ve Edip Çelik dosyasını birkez daha gündeme getirdi. Yapılan açıklamada, kayıpların bulunması için “Hakikat Komisyonlarının kurulması artık ertelenemez bir zorunluluktur” denildi.
Kayıp yakınlarının bulunması için 1995 yılından günümüze dek mücadele yürüten Cumartesi Anneleri, bu hafta da Galatasaray Meydanı’ndaydı.
- hafta buluşması için biraraya gelen Cumartesi Anneleri, birkez daha faili meçhul cinayetlere dikkat çekti.
Basın açıklamasını İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı Jiyan Tosun okudu.
31 yıl önce Batman’da gözaltında kaybedilen Baba İbrahim ile Oğlu Edip Çelik dosyasını paylaşan Tosun, doksanlı yıllarda yaşanan kontrgerilla faaliyetlerine değindi.
“HAKİKAT KOMİSYONU” VURGUSU!
Jiyan Tosun, polis bariyerleri önünde yapılan eylemdeki katılımcı sınırlamasını da kınayarak şu açıklamayı yaptı:
“Buradayız. Çünkü gözaltında kaybedilen yakınlarımızın akıbetini öğrenebileceğimiz etkili bir başvuru mekanizması hâlâ yok. Bu nedenle sesimizi duyurmak ve kamuoyu oluşturmak için her cumartesi bir araya geliyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında kaybedilen sevdiklerimizi gündemde tutmak, unutturmamak ve bu ısrarı kuşaktan kuşağa aktarmak için mücadelemizi sürdürüyoruz.
Bugün bir kez daha hatırlatıyoruz: Hakikat ortaya çıkmadan adalet sağlanamaz.
Yalnız kayıp yakınlarının değil, toplumun da gözaltında kaybedilenlere ne olduğunu ve geride kalan bizlerin neler yaşadıklarını bilmesi gerekir. Bunun için geniş yetkilerle donatılmış Hakikat Komisyonlarının kurulması artık ertelenemez bir zorunluluktur.
Bu haftaki buluşmamızda, Hizbullah’ın Batman’da evlerinden alarak kaybettiği İbrahim Çelik ve oğlu Edip Çelik’in akıbetlerini bilmek istiyoruz diyerek buluştuk.
90’lı yıllarda Batman, özel harp stratejisi doğrultusunda faaliyet gösteren Hizbullah’ın merkezi haline getirilmişti. Hizbullah, yüzlerce kişiyi gündüz vakti, herkesin gözleri önünde infaz etti. Evlerinden aldığı ya da sokak ortasında kaçırdığı insanları işkence merkezlerinde sorgulayıp katletti, kaybetti. Tüm bunlar yaşanırken güvenlik ve idari bürokrasinin desteği, göz yumması ve koruması nedeniyle hiçbir engelle karşılaşmadı.
Nitekim dönemin OHAL Bölge Valisi Ünal Erkan, 17 Şubat 1993 tarihli Milliyet gazetesine verdiği röportajda, ‘Hizbullah tipi örgütleri çözmeye niyetlerinin olmadığını’ açıkça söylemişti.
“FAİLLER KORUNDU”
50 yaşındaki, dokuz çocuk babası İbrahim Çelik, Batman’ın Soğuksu Mezrası’nda yaşıyor ve tarımla uğraşıyordu. 10 Temmuz 1994 gecesi, maskeli ve silahlı dört kişi evine gelerek onu ‘yer gösterme’ bahanesiyle zorla yanlarında götürdü.
Durumdan şüphelenen 19 yaşındaki oğlu Edip Çelik, babasını yalnız bırakmamak için peşlerinden gitti. Ancak baba ve oğul bir daha evlerine dönmedi. Endişelenen aile, Jandarma ve Emniyet’e başvurdu. Ardından olayla ilgili Hizbullahçılar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Fakat tüm başvurular sonuçsuz kaldı; İbrahim Çelik ve Edip Çelik’ten bir daha haber alınamadı.
Merese Çelik’in oğlunun ve eşinin bulunması için yaptığı başvurular sonuçsuz bırakıldı. O günden bu yana tam 31 yıl geçti; tüm başvurulara rağmen etkin bir soruşturma yürütülmedi, failler korunarak cezasızlık zinciri sürdürüldü.
Kaç yıl geçerse geçsin İbrahim Çelik ve Edip Çelik için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
“VAZGEÇMEYECEĞİZ!”
Eylemde Edip Çelik’in yeğeni Berfin Çelik de duygularını paylaşarak şunları söyledi:
“Ben bir cumartesi torunuyum. 1994 yılında Batman’da gözaltında kaybedilen İbrahim Çelik’in torunu, Edip Çelik’in yeğeniyim.
Anneannem Merese Çelik ile başlayan dayımı ve dedemi arayışımız annemle ve bizlerle devam ediyor. Dedeme ve dayıma ne olduğunu bilmek ve onların bir mezara sahip olması için buradayız.
Aileme bu acıları yaşatanların yargılanması için buradayız. Artık bu acıların kuşaklar boyu sürmesini istemiyoruz.
Gençlerin acıların izini sürmediği, hayatın güzelliklerini yaşadığı bir ülke özlemiyle buradayız. Dedem, dayım ve tüm kayıplarımız bulunana kadar burada olacağız. Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.