Alevi Haber Ajansi

Öztürk: Türkiye’de dine dayalı ırkçı ve gerici bir eğitim politikası yürütülüyor! -VİDEO

PİRHA- Eğitimin demokratik, laik bilimsel kamusal ve ana dilinde olması gerektiğini vurgulayan Eğitim -Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, “Tek din tek mezhep üzerinden ırkçı ve gerici bir eğitim politikası yürütüldüğünü “ belirtti.

Eğitim -Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, Eğitim alanında yaşanan sorunlar ve  müfredatın içeriğinin dinselleştirilmesine ilişkin PİRHA’ya konuştu.

2025-2026 yeni eğitim öğretim yılına girdiklerini yeni dönemin diğer dönemlerden farklı olmadığını belirten Eğitim -Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, “Daha çok derslerin dinselleştirilmiş bir müfredatın dinselleştirilmiş bir gerçeği ile karşı karşıya kalıyoruz” dedi.

“2025-2026 EĞİTİM ÖĞRETİM DÖNEMİ DİĞER DÖNEMLERDEN FARKLI OLMAYACAK”

Geçen eğitim öğretim döneminde olduğu gibi bu dönemde de iktidar tarafından dinsel eğitimin sürdürüleceğini aktaran Öztürk, “Millî Eğitim Bakanlığı sadece tek din, tek mezhep üzerinden bir politika sürdürmeye çalışıyor”dedi.

Antalya’da 3 milyona yakın insanın yaşadığını hatırlatan Öztürk, “Türkiye kozmopolittik bir ülkedir.Her ülkeden, her ırktan insan var. Rus’undan tutun Alman’ına, Alman’ından tutun İngiliz’ine, Kürt’üne hepsi burada Antalya’da yaşıyor. Kendi dinleri, kendi anadilleri üzerinden eğitim yapılması gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı objektif yaklaşması gerekiyor” diye konuştu.

“TEK DİN TEK İNANÇ TEK MEZHEP ÜZERİNDEN DİNE DAYALI EĞİTİM YAPILYOR”

Eğitimin tek din, tek mezhep üzerinden yapıldığını dile getiren Öztürk, şunları ifade etti:

“Ülkemizde de 20 milyonun üzerinde bir Alevi kesimi var ve Alevilerin inancına göre birtakım talepleri var. Bunları hayata geçirmemek için elinden geleni yapıyor. Görmezden geliyor ve hiçbir adım atmış da değil. Ne ana dilinde eğitime dair adım atıyor ne de inanç üzerinden.

Türkiye’yi demokratik bir yapıya dönüşmesi gerekirken tam tersinin yaşanıyor. Millî Eğitim Bakanlığı ne sendikaların ne de velinin görüşünü alıyor.. Sadece görüşünü aldıkları kim? Tarikatlar, cemaatler ve kendine yandaş olan sendikaların görüşünü alarak bir eğitim sistemi oluşturmaya çalışıyor.”

“MİLLİ EĞİTİM BAKANI BÜTÜN İNANÇLARA EŞİT VE OBJEKTİF YAKLAŞMALIDIR”

Eğitimde zorunlu din derslerinin yanı sıra bir sürü seçmeli dini derslerin olduğunu vurgulayan Öztürk, “Hepsi Müslümanlıkla, İslamlıkla ilgili. Yani başka hiçbir şey ele alınmıyor. Yani ülkede sadece tek din, tek mezhep varmış gibi hareket ediyorlar” diye belirtti.

Milli Eğitim Bakanlığının tarafsız ve objektif olmak zorunda olduğunu hatırlatan Öztürk, “Her dine, her inanca eşit yaklaşmalı. Her dinin her inancını görüşünü derslere objektif yansıtmalı ama böyle bir şey yok maalesef. Bunun da en büyük suçlusu bugün hem hükümet hem de Millî Eğitim Bakanlığı’nın kendisidir” dedi.

“EĞİTİM POLİTİKALARININ KÖKLÜ OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ GEREKİYOR”

Eğitim politikalarının değiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Öztürk, “Eğitim politikasına baktığımızda dini bir eğitim politikası ve sınava endeksli bir eğitim politikası sürdürülüyor. Çocuklarımız yarış atı gibi koşturuluyor. Üniversite sınavları açıklanıyor. 4 milyon öğrenci açıkta kalıyor. Bunun sebebi nedir? Hükümetin uyguladığı eğitim politikalarıdır. Eğitimin demokratik, bilimsel, laik kamusal, ana dilinde olması gerekiyor” dedi.

“DİYANET İŞLERİ BAŞKANI LÜKS İÇİNDE YAŞARKEN ÇOCUKLAR OKULA HER GÜN AÇ GİDİYOR”

Diyanet İşleri Başkanının lüks içinde yaşarken birçok öğrencinin çantasını dolduramadığına dikkat çeken Kadir Öztürk, şunları söyledi:

“Bu yetmezmiş gibi birde bize ahlak dersi verilmeye çalışılıyor. İlk önce kendisi bu konuda daha mütevazi davransa. O kadar lüksün içinde yaşamasa ve diyanetin bütçesine aktarılan parayı bize vermeyin bu bütçeyi eğitime aktarın dese. Hiç olmazsa okula aç giden çocuklar aç gitmeyecekler.

Kahvaltı yapamadan okula giden binlerce çocuk var. Onlara destek çıkalım diyeceklerine bize ahlaktan bahsediliyor. Bu toplum kendi ahlakını, etik kurallarını ve nasıl yaşayacağını bilir. Böyle hani yukarıdan üst perdeden konuşarak bu işler çözülmez. Oraya ayrılan bütçeyi, fakire, garibana neden aktarılmıyor?

Yasalarsa ülkenin sosyal devlet olduğundan bahsediliyor olmasına rağmen sosyal devlet değil. Sosyal devlet dediğin öğrencinin bütün masraflarını karşılamalı. Okula aç gitmemeli. Okulda bir öğün ücretsiz, temiz bir yemek çıkmalı ve temiz bir suya erişim sağlanmalı. Ama baktığınızda hiçbir okulda ne bir öğün yemek veriliyor ne de temiz su var. Veliler okullar açılırken bir sürü masraf ediyor. Bu ülke sosyal devlet olsa aile bu kadar masrafa girmez. Yok kıyafetiydi, kitabıydı, defteriydi birçok ihtiyaç.”

“ANTALYADA ŞİMDİYE KADAR MİLLİ EĞİTİM İL MÜDÜRLÜĞÜ BİR TANE OKUL YAPMIŞ DEĞİL”

Antalya İl Milli Eğitim Müdürü’ne çağrıda bulunan Eğitim -Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, konuşmasının devamında şunları kaydetti:

“Sormak istiyorum kendi paramızla yani Milli Eğitim’in bütçesiyle kaç tane Antalya’da okul yapılmıştır? Kaç yılından beri okul yapılmıyor. Yapılan okullar da hayırseverler vatandaşlar tarafından yaptırılıyor. Bu ne demektir? Bütçeyi başka yere aktarıyorsun. Nereye aktarıyorsun? Tarikatlara, cemaatlere yandaşlarına aktarıyorsun. Bunu öğrencilere aktarsan, öğrenciler üzerinden kullansan bambaşka bir şey olur. Hem eğitim gelişir hem bilimsel bir eğitim yapılır hem de çocuklar okula sağlıklı bir şekilde gider. Ama bunu yapmak gibi bir dert yok ki. Sadece biat eden ve cemaatçi bir kesim yaratılmak isteniyor.”

Cebrail ARSLAN/ANTALYA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.