PİRHA-Dersim Demokratik Kurumlar Platformu, umut hakkının uygulanması talebiyle Sanat Sokağı’nda basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada, “Bu tarihi dönemin hukuki güvencesi umut hakkının hayata geçmesi ile mümkündür. Barışın demokratik entegrasyonu da, umut hakkının yasal adımlarının atılmasına ve zaman kaybetmeden gerçeğe dönüşmesine yani özgürlüğe dönüştürülmesine bağlıdır” denildi.
Dersim Demokratik Kurumlar Platformu, umut hakkının uygulanması talebiyle Sanat Sokağı’nda basın açıklaması yaptı. ‘Umut hakkı derhal uygulansın’ pankartının açıldığı açıklamayı DEM Parti Dersim İl Eş Başkanı Hümeyra Tusun Yeğin okudu.
“TÜRKİYE TARAFINDAN İHLALLERİ ORTADAN KALDIRMAYA DÖNÜK HERHANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMAMIŞTIR”
Umut hakkının hükümlülerin bir gün yeniden özgürlüğüne kavuşabileceğini belirttiğine vurgu yapan Hümeyra Tusun Yeğin, “Aynı şekilde bu umudun bir temenninin ötesine geçmesini, öngörülebilir, belirli ve gerçekleşebilir olmasını ifade etmektedir. İşkence yasağına aykırı mevcut düzenlemeler, uzun süredir Sn. Öcalan’ı, Sn. Kaytan’ı, Sn. Gurban ve Sn. Boltan’ı etkilediği gibi, 14 Ağustos 2024 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) İşkenceye Karşı Komite’nin Türkiye’nin Beşinci Dönemsel Raporu’na İlişkin Sonuç Gözlemleri’nde 4 binden fazla sayıda olduğu belirtilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlülerinin de eziyet çekmesine yol açan yapısal-sistematik bir sorundur. Kesinleşen ilk karar olan Öcalan/Türkiye(No.2) kararının üzerinden on bir yıl geçmesine rağmen Türkiye tarafından söz konusu ihlalleri ortadan kaldırmaya dönük herhangi bir düzenleme yapılmamıştır” dedi.
“BU TARİHİ DÖNEMİN HUKUKİ GÜVENCESİ UMUT HAKKININ HAYATA GEÇMESİ İLE MÜMKÜNDÜR”
‘Abdullah Öcalan’ın mevcut koşulları ne AİHM kararları ve umut hakkı ile uyumludur ne de Kürt Meselesinin demokratik ve siyasal çözümüne odaklı yürüttüğü süreçle uyumludur’ diyen Yeğin, “Umut hakkının uygulanması, temel bir insan hakkı olarak zorunluluk taşıdığı gibi; bugün içerisinden geçtiğimiz Barış ve Demokratik Toplum sürecinin hayata geçirilebilmesi için en temel adımlardan biridir. Bu yönüyle de Sayın Öcalan’ın özgürlüğü, yalnızca bir bireyin hakkı olarak ele alınmamalı, aynı zamanda toplumsal barışın ve demokratik siyasetin önünün açılmasının zorunlu bir gereği olarak değerlendirilmelidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “umut hakkı” kararı da göstermektedir ki, adil ve hakikati gerçekleştirecek bir barışın ön koşulu ancak barışın hukukunun ve insan haklarının gerekleri yerine getirilerek sağlanabilir. Bu tarihi dönemin hukuki güvencesi umut hakkının hayata geçmesi ile mümkündür. Barışın demokratik entegrasyonu da, umut hakkının yasal adımlarının atılmasına ve zaman kaybetmeden gerçeğe dönüşmesine yani özgürlüğe dönüştürülmesine bağlıdır. Umut ilkesi, diğer tüm toplumsal değerlerin de hukuk kapısından içeri girmesini sağlayabilecek etkiye sahiptir.
Bizler yıllardır birçok alanda mücadele eden hak, hukuk örgütleri ve sivil toplum kurumları olarak, onurlu bir barışın inşası, demokratik toplumun yaşama geçmesi ve hukukun toplumsallaşması için, binlerce mahpus başta olmak üzere tüm toplumsal kesimleri etkileyecek olan umut hakkı bağlamında; Komite’yi umut hakkı kararının uygulanmasını etkin bir şekilde izlemeye, TBMM Meclis Komisyonunu, TBMM çatısı altındaki tüm siyasi partileri, yargı mekanizmalarını ve Adalet Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm makamları acilen AİHM kararlarına ve BM İşkenceye Karşı Komite’nin tavsiyelerine uymaya çağırıyoruz” diye konuştu.
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.