Alevi Haber Ajansi

Can: Zorunlu din dersleri ile çocuklarımız zihinsel olarak teslim alınmak isteniyor!-VİDEO

PİRHA-Diyanet’in Cuma hutbesinde eğitimin “manevi değerlere göre şekillenmesi” gerektiğini savunmasına tepki gösteren Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Antalya Şube Sekreteri Zeynel Can “Ali Erbaş’ın eğitime yönelik hutbesinin çocuklara yol yordam ahlakı değerleri öğretme adı altında her şeyi yaradandan bekleyen onun için dua eden zihinsel olarak çocuklarımız teslim almaya yönelik yapılan girişimlerdir” dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı, 5 Eylül 2025 tarihli Cuma hutbesini yeni eğitim öğretim yılına ayırdı. “İlim Hakkı Bilmektir” başlığıyla yayımlanan hutbede, eğitimin yalnızca bilgi edinme süreci olmadığı, aynı zamanda çocukların “ahlaki ve manevi değerlerle” yetiştirilmesi gerektiği belirtildi. Diyanet, okul ve ailenin bu konuda birlikte hareket etmesi gerektiğini savunurken, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin bu “değer aktarımı” için önemli bir fırsat olduğunu ifade etti.

Diyanet’in eğitimi dinsel temellere dayandıran söylemlerine ilişkin Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Antalya Şube Sekreteri Zeynel Can, PİRHA ’ya değerlendirmede bulundu.

“ALİ ERBAŞ MEVCUT SİSTEMİ DEĞİŞTİRMEK İSTEYEN ZİHNİYETİN ÖNEMLİ BİR YAPI TAŞIDIR”

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın hutbelerini You Tube’den takip ettiğini ve dinlediğini belirten Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Antalya Şube Sekreteri Zeynel Can, “Ali Erbaş son birkaç yıldır devam eden ve sistemi dönüştürmenin önemli bir aktörü haline gelmiş durumda. Bu bize göre bir skandal, olmaz böyle bir şey diyoruz ama aslolan mevcut siyasal iktidarın sistemi değiştirmek dönüştürmek istemesidir” dedi.

Türkiye’de mevcut olan düzenin kapitalist neo-liberal piyasa ekonomisine dayalı bir sistem olduğunu aktaran Can, “Mevcut burjuva demokrasisini yürütmeye çalışılan bir Türkiye’den giderek radikal totaliter bir rejimle yönetilmesi daha vahşi bir kapitalizmin aslında önünü açan bir yol seçilmiş durumda” diye belirtti.

“TÜRKİYEDE KURUMLAR YA DEĞİŞTRİLİYOR YA DA İĞDİŞ EDİYOR”

Ülkede totaliter rejimin inşası için kurumların ortadan kaldırılması dönüştürülmesi ya da iğdiş edilmesi gibi bir sürecin yaşandığını söyleyen Can, “MHP ve AKP ittifakı ile beraber birkaç yıldır süren süreçte sistemi aslında belli konuda tamamen ele geçirmiş durumdalar. Ancak bugüne kadar toplumun gelmiş olduğu gelişmişlik düzeyi yaşam tarzı ve kazanımlar bakımından bakıldığında istedikleri gibi dönüştüremediklerinin de farkındalar. Dolayısıyla da Ali Erbaş burada çok önemli bir rol oynuyor” şeklinde ifade etti.

Mevcut siyasal anlayışın iktidara geldiği günden beri Diyanet’in şeyhülislam fetvaları verdiğini vurgulayan Can, Türkiye’nin AKP’nin 23 yıllık iktidarı sürecinde halkların kazanımlarını bir bir hedef aldığını dile getirdi.

“ALEVİLER VE BÜTÜN AZINLIKLAR İNKAR EDİLEREK YOK SAYILIYORLAR”

Aleviler ve diğer azınlıkların bu ülkede yok sayıldığını belirten Can, “Bugün gelinen nokta Şiiliği Hanefiliği de aşan, onların kendi tabiriyle Ehli Sünnet Sünniliğin katı şeriatçı anlayışını bütün topluma dayatan, bütün toplumu o anlamda hizaya koymak gibi bir çizgi güdüyorlar ve Ali Erbaş da bunun dini anlamdaki önderliğini yapıyor” diye konuştu.

Okullarda din derslerinin 9-10 yıl okutulduğunu söyleyen Can, şunları ifade etti:

“Ali Erbaş çocukların aileleri tarafından yönlendirmesi gerektiğini anlatırken sanki bu dünyada bugüne kadar evrensel ve etik değerler hümanizma ve hak temelinde hiçbir hak elde edilmemiş ama Sünni İslam anlayışına gidilirse ahlak, toplumsal düzen, bir arada mutlu ve refah yaşama, sorunlarının hepsi tamamen çözülecekmiş gibi bir illüzyon yaratmaya çalışıyor. Çocuklara yol yordam ahlakı temelden öğretme girişimini sayın Ali Erbaş hutbesinde açıklıyor. Çocukken çabuk ve iyi öğreniyor diyor. Eğitimin tamamen dinselleştirilmesi demek toplumun üretimden kopuk, tamamen duaya, tamamen yaradan dan talep etmeye yönelik bir tevekkül, bir kabullenme dünyası yaratmadır. Bu da insanımızı bu anlamda zihinsel olarak teslim almaya yarar. Başka bir şeye yarayacağını düşünmüyorum.”

“ÜLKEDE TOPLUMSAL HUZUR BİR ARADA YAŞAMA ARZUSU VE EĞİTİM DÜZEYİ GİTTİKÇE DÜŞÜYOR”

Türkiye’de demokratikleşmenin toplumsal huzurun, eğitim kalitesinin sürekli düşüşü ve bir arada yaşama arzusunun gittikçe kaybedildiğini belirten Can, “Motivasyonu bakımından sürekli geriye giden bir ülke durumundayız. Yakın tarihlerde çok ilginç bir araştırmadır İslami kriterler ele alalım diye bir araştırma yapılıyor ve yapılan araştırmada ilk 30’a hiçbir İslami ülke girememiş” dedi.

“HER ŞEYE ŞÜKREDEN TOPLUM YARATILMAK İSTENİYOR”

Sadece Alevi çocuklarına zorunlu din dersleri dayatılmadığının altını çizen Can, “Bu noktada bütün toplumun bu dini cendereye tabi tutulması aslında herkes açısından bir sıkıntı. Çünkü Türkiye toplumu aslında genel gelişmişlik düzeyi itibarıyla Sünni’siyle, Alevi’siyle, diğer azınlıklarıyla, inanan, inanmayan kesimleriyle birlikte belediyelere el konulması, siyasal tutuklamalarla bir bütün olarak bu cendereye sığmayacak bir boyuta geldi” dedi.

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Antalya Şube Sekreteri Zeynel Can, iktidarın tüm toplumsal kesimlerle cebelleşme meselesinin toplumsal taleplerin yükselmesi ile ilgili olduğunu belirterek, şunları dile getirdi:

“Siyasal iktidar bir taraftan muhalefeti köreltmeye, parçalamaya, topalaştırmaya yönelik bir tavır içine girerken diğer taraftan AHİM kararlarını Anayasa Mahkeme kararlarını uygulamıyor. Aslında bizim yerden yere vurduğumuz o 12 Eylül faşist cunta döneminde yaşananla bile en azından bugüne kıyaslandığında iyi kötü işleyen bir kanun devleti bir düzen vardı. Hani sol sosyalistlerin deyimiyle en azından bir burjuva demokrasisi vardı.

Gelinen noktada kadınların, gençlerin, ezilenlerin, Türklerin, Kürtlerin, Alevilerin, seküler Sünnilerin, demokratların, aydınların demokratik bir muhalefet blokunu oluşturmalıdır.

Zorunlu din derslerini gündem yapılarak buradan bir sonuç elde edilemeyeceğini düşünmüyorum. Ancak bütün toplumsal muhalefetin yeniden bir demokrasiye geçiş mücadelesini hep birlikte yükseltmesi gerekiyor. Bu muhalefetin görevidir. Bunun için bir birliğin olması gerekir.”

Cebrail ARSLAN/ANTALYA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.