Alevi Haber Ajansi

DAD ve FEDA ‘Anayasa tartışmaları ve Aleviler’ başlıklı bildiri yayınladı!

PİRHA- FEDA ve DAD Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne dair “Anayasa Tartışmaları ve Aleviler” başlıklı bir bildiri yayınladı. Yayınlanan birdiride 9 başlıkta öneriler yer alırken, “Alevilikte bu minvalde bağımsız ve özgün bir inanç olarak tanınmalı ve mevcut anayasa da bulunan ayrımcı maddeler kaldırılarak Aleviler eşit ve özgür yurttaşlar olarak kabul edilmelidir” denildi.

FEDA ve DAD, yaşanan gelişemelere ve Barış ve Demokratik Toplum Süreci‘ne dair Anayasa Tartışmaları ve Aleviler” başlıklı bir bildiri yayınladı.

Türkiye’nin önemli bir eşikten geçildiğine dikkat çekilen açıklamada, şunlar ifade edildi:

“Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollardan çözümü adına geliştirilen sürecin yarattığı tartışma kültürünü önemli ve gerekli görüyoruz. Geride kalan yüzyılı tekçi ulus devlet anlayışının yarattığı inkar ve asimilasyon girdabıyla geçiren Cumhuriyet’i, yeni yüzyılda Demokratik bir Cumhuriyet’e evriltmek, kuşkusuz geniş bir konsensüsle hazırlanması gereken nitelikli bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç duymaktadır. Geçmiş yüzyılın mağduru olan halkları ve inançları bu tartışmaların öznesi kılmak, bu açıdan vazgeçilemez demokratik bir ilkedir. Siyasi iktidarın bu konu da gerekli zemini oluşturma yükümlülüğü vardır. Muhalefet partilerine de kuşkusuz bu zemini toplumsallaştırmak adına büyük iş düşmekte. Kadınların, gençlerin, ezilenlerin, emekçilerin ve bir bütün olarak toplumun önerileri alınmadan hazırlanacak bir anayasa, geçmiş anayasaların yeni döneme uyarlanmış biçiminden başka bir anlam ifade etmeyecektir. Özellikle muhalefet partileri bahsettiğimiz tüm toplumsal grupların örgütlülüklerinden oluşan temsiliyetleri, sürecin öznesi yapabilmenin yöntemlerini yaratacak arayışlarını güçlendirmelidir.

Toplumsal sözleşmeler önce dinleme kültürünün oluşması ile başlar. Hakkı yenilenin, iradesi kırılanın, yok sayılanın rızalığı alınmadan hazırlanan metinler, birer mühendislik belgeleri olmaktan öteye gidemez. Bu konuda inancımızda ki rızalık anlayışı, hazırlanması muhtemel olan anayasada da belirleyici özellik olarak öne çıkmaktadır. Toplumla rızalaşmayan bir sözleşme, ancak dayatmacı bir iktidar sözleşmesi olabilir. Rızalık olmazsa, ikrârda olmaz. Halklar ve inançlar şu siyasi parti veya diğerinin kulislerde hazırlayıp sunduğu bir anayasaya değil, birlikte yaşamayı güvenceye alacak, özgür ve eşit yurttaşlık ilke ve esaslarıyla oluşturulmuş bir Rıza Sözleşmesine özlem duymaktadır. Toplumun kabul edip, ikrar verebileceği tek gerçek budur. Dolayısıyla “72 millete bir bakan” demokratik hukuk zeminini oluşturmak kaçınılmazdır.

Aleviler yalnızca kendi inançlarının özgürlüğü için değil, aynı zamanda demokratik bir Türkiye için de mücadele etmektedir. Evrensel kazanılmış insan haklarına dair söylenen her sözü, dile getirilen her demokratik talebi desteklediğimizi peşinen belirtmeliyiz. Demokratik bir anayasanın yaşadığımız toprakların kozmopolitik çoğulcu sosyolojisine ve evrensel kazanılmış özgürlük normlarına uygun ve tüm toplumsal zümrelerin gerçeğini güvenceye alan bir temelde olması gerektiğini dile getiriyoruz.”

Meclis’te kurulması öngörülen komisyonlarda aktif olarak Alevi temsiliyetlerinin olması gerektiğini de ifade edilen açıklama “Rıza Sözleşmesi’ne dair de şu başlıklarda önerilerde bulundu:

“1-Özgür ve Eşit Yurttaşlık

*Mevcut anayasa da, “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir.” denilmesine rağmen, söz konusu sosyal gruplara mensup kişiler yalnızca birey olarak görülmüş ve topluluk olmalarından kaynaklı hakları göz ardı edilmiştir.  Yaşanan bu ayrımcılık hukuka da yansımış ve çok çeşitli mağduriyetler yaratmıştır. Dolayısıyla bu madde her toplumsal zümrenin özgürlük sorununu giderecek başka maddelerce desteklenmeli ve toplum olmaktan kaynaklı haklar güvenceye alınmalıdır.

*Alevilikte bu minvalde bağımsız ve özgün bir inanç olarak tanınmalı ve mevcut anayasa da bulunan ayrımcı maddeler kaldırılarak Aleviler eşit ve özgür yurttaşlar olarak kabul edilmelidir.

2-Alevilerin Kutsal Mekanları ve Yerleşkeleri

*1925 yılında yürürlüğe konulan Tekke ve Zaviyeler Kanunu ile birlikte birçok inanca olduğu gibi, Alevi süreklerinin kutsal mekan ve ibadethanelerine yönelikte dışlayıcı ve yasaklayıcı politikalar hayata geçirilmiştir. Bu yasa içerisinde bulunan Alevi toplumunun tarihsel varlığına, kurumlarına ve inanç önderlerine yönelik ayrımcı dil ortadan kaldırılmalıdır. Yasa aracılığıyla el konulan kutsal mekanlar Alevi toplumuna geri iade edilmelidir.

*Cemevleri, inanç ve ibadet mekanları olarak yasal düzenlemeyle resmi olarak kabul edilmelidir. İnanç mekanlarımıza devlet müdahalesi söz konusu olmamalıdır.

*Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde asimilasyon amaçları eksenin de kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı bir an önce kapatılmalıdır.

*Raa/Rêya Heq süreğinin kutsal mekanları ve ziyaretlerine ait kadim kültürel isimlerin resmi düzeyde kullanılmalarının önünde ki engeller kaldırılmalı ve bu mekanlar yasal güvenceye alınmalıdır.

*Zorla Türkçeleştirilen bölge, şehir, ilçe, kasaba, köy vb. yerleşim yerlerinin Kürtçe isimleri geri iade edilmelidir.

*Tarihsel yaşanmışlıklardan kaynaklı Alevi toplumunun hafızasında olumsuz izler bırakan şahısların isimleri, Alevi yerleşkelerinden kaldırılmalıdır.

*Türkmen Alevilerinin el konulan türbe, tekke, dergah ve ziyaretleri  kendilerine iade edilmeli ve yaşam tarzları olan yörüklüğü engelleyecek her türlü engel ortadan kaldırılmalıdır.

*442 sayılı Köy Kanunun da bulunan köy tanımlamasın da yalnızca Camii’yi esas alan vurgular değiştirilerek, köy ve imar planında farklı inançlara ait ibadet yerlerini de kapsayacak geniş bir tanım getirilmelidir.

*Alevilerin tarihsel yaşam alanlarında, asimilasyon politikaları ekseninde kurulan farklı ibadethaneler geri çekilmelidir.

3-Özgürlükçü Laiklik

*Mevcut anayasa da Türkiye Cumhuriyeti laik bir ülke olarak tanımlansa da, uygulama da özellikle Diyanet İşleri Bakanlığının kurulmasıyla beraber, Türk-İslam sentezi anlayışı hakim yönetim anlayışı olmuştur. Diyanet İşleri Bakanlığınca yürütülen politikalar, sürekli olarak başta Alevilik olmak üzere diğer bütün inançlara karşı asimilasyon üretmiştir.

Diyanet İşleri Bakanlığı lağvedilmeli ve devlet tüm inançlara eşit uzaklıkta olacak bir konumda durmalıdır.

*Özgürlükçü laikliğin tesis edilmesiyle beraber, tüm inançlara   eşit yaklaşımı esas alan ve onların iç işleyişlerine müdahale etmeyen, her inançtan temsilcilerin olduğu kapsayıcı bir İnanç İşleri Meclisi’nin kurulması bu açıdan demokratik bir adım olacaktır

4-Eğitim (Zorunlu Din Dersleri)

*Eğitim alanında asimilasyonun en büyük aracı olarak tasarlanan zorunlu din dersleri bir an önce kaldırılmalıdır.

*Cemaatlerle yapılan anlaşmalar ile devreye konulan ÇEDES ve benzeri projeler aracılığıyla, eğitimin tamamen dinselleştirilmesini hedefleyen politikalara son verilmelidir.

*Laik, bilimsel, demokratik ve anadilinde eğitimin önünü açacak pedagojik müfredatlar, alanında yetkin olan Eğitim Sen gibi kurumlarla ortaklaşılarak  hazırlanmalıdır.

*Alevi yerleşkelerinde kurulan  cemaat okulları, dershane ve kurslar kaptılmalıdır.

5-Alevi Süreklerinin Özgün Kültürel Varlığı

*Binbir sürek ile Yolumuza revan olan canların, özgün etnisite ve kültürel varlığı güvenceye alınmalı ve özgür yaşayış ve inanışları önünde ki engeller kaldırılmalıdır.

*Raa/Rêya Heq süreğine mensup Kürt Alevilerinin anadilleri (Kurmanci-Kirmançkî) üzerinde uygulanan inkar ve asimilasyon politikaları bir an önce son bulmalıdır.

*Anadilde yaşama ve inanmaya dair her özgünlük, kültürel bir zenginlik olarak kabul edilmelidir.

*Kürtçe cem yapmanın önünde ki engeller kaldırılmalıdır.

*Türkmen süreklerine resmi anlatıların hakim olduğu tarih dayatmasından vazgeçilmelidir. Tarihte ki Türkmen Alevi öncülerinin itibarları iade edilmelidir.

6-Alevilere Yönelik Baskıcı Politikaların Son Bulması

*Alevilere yönelik tarihsel baskılar, nefret söylemi ve ayrımcılıkla mücadele edilmelidir. Kamusal alanın herhangi bir yerinde Alevilere yönelik ötekileştirici dil kullananlara yönelik yaptırımların uygulanması.

*Geçmişte ki katliamların (Dersim, Koçgiri, Maraş, Sivas, Çorum vb) arşivleri açılarak özür dilenmeli ve mağdurları hukuki olarak tanınmalı.

* Katliamlarda katledilen Alevi önderlerinin (Pir Seyid Rıza vb) mezar yerleri açıklanmalıdır.

*Katliamlarda toplu halde defnedilen kefensiz yatanlarımızın mezar yerleri açıklanmalıdır.

*Katliamlar da eli Alevi kanına bulaşan veya azmettirici olarak rol oynayan tüm kişi ve gruplar yargı önüne çıkarılmalıdır.

*Katliam yaşanan mekanlar Alevi toplumunun rızası alınarak müze veya farklı hafıza mekanlarına dönüştürülmelidir.

*Resmi ideolojiyi sağlamlaştırmak adına uzun yıllardır üretilen tüm aşağılayıcı, tarihi gerçekleri çarpıtan ve hakaret ve nefret söylemi içeren materyal ve yayınların kaldırılmalıdır.

Anayasal olarak garanti altına alınacak hakların pozitif entegrasyon ve kapsayıcı hukuk esasları üzerine bina edilip tatbikinde gerekli tüm yasalar ivedilikle yasama erkince yürürlüğe konulmalıdır.

7-Aleviler ve Doğa

*Alevilerin çaranasır bilinciyle kutsaliyet atfettiği doğaya karşı geliştirilen talan projeleri son bulmalıdır.

*Bilimsel olarak belirlenecek kapsama göre, kutsal mekan ve ziyaretlerin yakınlarında herhangi bir zarar verici çalışma (maden, baraj vb) olmaması yönünde güvence oluşturulmalıdır.

*Şark Islahat Planı dahilinde Kürt Alevilerden arındırılmak istenen Fırat’ın batısında, göç eden insanların geri dönüşünü kolaylaştıracak yöntemler hayata geçirilmelidir. Yaşanan büyük depremde uğradıkları ayrımcılıklardan kaynaklı mağdur edilen canlarımızın bir an önce mağduriyetleri giderilmelidir.

8-Aleviler ve Demokratik Siyaset

*Alevilerin yerel ve merkezi yönetimlerde yer alması güvence altına alınmalıdır.

*Alevi kurumlarında gelişmeye başlayan Eş Başkanlık/Eşit Başkanlık sistemi resmi olarak tanınmalıdır.

*Kayyum politikalarına son verilmeli ve Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki çekinceler kaldırılmalı,  Demokratik Yerel Yönetimler ilkesi tanınarak, toplumun iradeleşmesini ifade eden katılımcı demokrasi anlayışı hayata geçirilmelidir.

*Alevi toplumunun yaşadığı bölgelerde hayata geçirilecek her hangi bir hizmet veya politikada Alevilerle rızalaşılmalıdır.

9-Ve Diğer Talepler

*Tutsaklık ve diğer benzeri durumlarda Alevi Yol taliplerinin Ana ve Pirleri ile görüşmelerinin önünde ki engeller kaldırılmalı

*TMK gibi ayrımcı yasalar yürürlükten kaldırılmalı, AİHM Umut Hakkı kararı uygulanarak İnfaz Yasası’nda düzenlemeler yapılmalı, İdare ve Gözlem Kurulları kaldırılmalıdır.”

(HABER MERKEZİ)

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.