Alevi Haber Ajansi

Ezidi kadınlar Şengal soykırımının 11. yılında konuştu: Şengal’in acıları beynimizde ve bedenimizde!-VİDEO

PİRHA- IŞİD’in Şengal’e saldırması ardından gerçekleşen soykırımın üzerinden 11 yıl geçti. Siwena Ezidi Kadın Meclisi (SMJE) üyesi kadınlar, “Bu yara adalet, demokrasi ve insan hakları içerisinde bir mahkemenin kurulması ve vahşi düşmanların cezalandırılmaları ile ancak bir nebze iyileşir” diye belirtti.

Ortadoğu’nun kadim inançlarından biri olan Ezidi inancına mensup topluluk, tarih boyunca birçok katliama maruz kaldı.

IŞİD’in Ağustos 2014 başında, Musul’un batısındaki Şengal Dağları’na, Ezidxan’a (Ezidilerin topraklarına) düzenlediği saldırıların ardından binlerce Ezidi Ezdîxan’ı terk etmek zorunda kaldı. Arkalarında yalnızca evlerini, yurtlarını değil, IŞİD’in zorla alıkoyduğu yakınlarını da bırakmak zorunda kaldılar.

IŞİD’in Şengal ve çevresini işgalinden önce 550 bin civarında Ezidi’nin yaşadığı bölgede, IŞİD kadın, erkek ve çocukların da aralarında olduğu binlerce kişiyi kaçırdı, çok sayıda kişiyi öldürdü. Kaçırdığı Ezidileri, özellikle kız çocukları ve kadınları pazarlarda “savaş ganimeti” olarak sattı. Saldırı nedeniyle yüzbinlerce insan Irak Kürdistan Bölgesi (IKB), Suriye, Türkiye ve Avrupa ülkelerine göç etmek zorunda kaldı.

İlk olarak Avrupa Parlamentosu, Şubat 2016’da IŞİD’in Ezidilere saldırılarını soykırım olarak tanıdı. Parlamento kararında “Sözde İslam Devleti Hristiyanlara, Ezidilere, diğer dini ve etnik azınlıklara soykırım uygulamıştır” dedi.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi de Haziran 2016’da yayınladığı raporda IŞİD’in Ezidiler ve diğer azınlıklara karşı “soykırım suçu” işlediğini ifade etti ve 2014’te gerçekleştirilen IŞİD saldırısını soykırım olarak kabul ve ilan etti.

ABD, İrlanda, Kanada, Lüksemburg, Hollanda, Belçika, Almanya, İsviçre, Ermenistan, İngiltere, Portekiz’in de aralarında olduğu 20’ye yakın ülke Ezidi soykırımını tanımış durumdadır.

Yaşananların üzerinden 11 yıl geçmesine rağmen, Şengal ve çevresine 150 bin civarında insan dönmüş olsa da hala yüz binlerce Ezidi kendi toprağından uzakta, kamplarda zor şartlarda hayatını sürdürüyor.

Ezidileri Kurtarma Ofisi’nin paylaştığı son verilere göre, IŞİD Ağustos 2014’te Şengal ve çevresinde 6 bin 417 Ezidi Kürdü kaçırdı. Bunlarda 3 bin 548’si kadın, 2 bin 869’u erkekti. Aynı verilere göre, İŞİD’in yenilgiye uğradığı 2019 yılından şu ana kadar kaçırılanların 3 bin 562’si kurtarıldı. Yaklaşık 2 bin 600 kişi ise halen kayıp.

Şengal soykırımında, Bosna ve Ruanda’da olduğu gibi, planlı ve sistematik olarak tecavüz, cinsel köleliğe zorlama, zorla evlilik gibi suçlar işlendi. Ayrıca, Şengal ve çevresinde İŞİD tarafından öldürülen Ezidilere ait 85’ten fazla toplu mezarın tespit edildiği ve 15 kadar toplu mezarın açıldığı ve yüzlerce cesedin çıkarıldığı bilinmektedir.

3 Ağustos 2014 yılında Şengal’de yaşanan ve “73’üncü Ferman” olarak nitelenen soykırımda binlerce Ezidi Kürt öldürülürken, katliam insanlık tarihine kara bir leke olarak geçti.

Şengal trajedisinin üzerinden 11 yıl geçti. Halen Şengal’in yarası halen kanamaya devam ediyor ve sık sık toplu mezarlar ortaya çıkarılıyor. Şengal, 13 Ekim 2015’te IŞİD’den geri alındı.

KAÇIRILAN EZİDİ KADINLAR

Ezidi kadınlar, yaşananları CANTV mikrofonuna anlattı.

Siwena Ezidi Kadın Meclisi (SMJE) üyesi Hazni isimli kadın, IŞİD’in Ezidi kadınlara yönelik esir alma pratiğine vurgu yaparak,  “30 yıldır Almanya’dayım ve Ezidi Kadın Meclisi üyesiyim. Her 3 Ağustos yaklaştığında inanın bir Ezidi ve kadın olarak duygularımızı dile getirmekte zorlanıyoruz. O anları dakika dakika izledik ve o acıyı bedenimizde hissettik.  İster ülkede ister diasporada olsun Ezidilerin gözüne uyku girmedi. Ezidi toplumu Mezopotamya’da en eski inanca sahip bir toplum. Ezidi toplumunda kadının rolü çok kutsaldır. Ezidi toplumu Kürtlüğün kökü ve esasıdır. Sünni alemi ibadeti Arapça, Hristiyan kendi diliyle yapıyor ama Ezidi toplumu ibadetini Kürtçe yapıyor. Ezidi inancında kadın kutsaldır. Vahşi düşman ise Ezidi toplumunun içerisinde ananın bu kutsallığını ve rolünü iyi biliyordu. Ferman çıkardıklarında erkekleri katlettiler ve ne yazık kadınları kaçırıp kendileriyle götürdüler. Bugün hala o insanların akıbeti belli değil, belki köle olarak satıldılar belki de öldürüldüler. Hala düşmanın elindeler” dedi.

“EZİDİ KADINLAR KENDİ GÜÇLERİNİ OLUŞTURDU”

Fermandan önce Şengal’de kadınların durumunu, 73. fermanda yaşananları ve ferman sonrası Ezidi kadınlarının fermana cevap niteliğinde olan örgütlenmesine değinen Hazni, “Fermanın üzerinden 11 yıl geçti. Ezidiler üzerinde binlerce ferman vardı. Yalnız 3 Temmuz’daki fermanın bir farklılığı vardı. Sözde onları savunan güçler tarafından yalnız bırakıldılar. Fermandan bir sene sonra Şengal kendini örgütledi ve bu vahşi düşmana karşı büyük bir direnişin içine girdi. Elbette buda emeksiz olmadı. Buda kutsal bir direniş ile birlikte önderliğimizin ideolojisi, fikri ve felsefesi ile oldu. Ferman döneminde ne yapacaklarını, nasıl çıkıp özgürleşeceklerini bilmeyen kadınlar bir sene sonra Şengal’de kendi güçlerini oluşturdu” diye konuştu.

JENOSİTİN RESMİ OLARAK TANINMASI ÇAĞRISI

Hazni, katliamın resmi olarak tanınması çağrısında bulunarak şöyle devam etti:

“Şengal’in acıları beynimizde ve bedenimizde. Açık bir yara gibi iyileşmiyor. Bu yara Irak devleti tarafından adalet, demokrasi ve insan hakları içerisinde bir mahkemenin kurulması ve vahşi düşmanların cezalandırılmaları ile ancak bir nebze iyileşir. Ezidiler üzerindeki jenosit resmi olarak kabul edilmeli. Şu ana kadar 13 devlet bunu resmi olarak kabul etti. Irak ve Bölgesel Kürdistan bölgesinde gerçekleşen bu katliama rağmen ne Irak nede Federal Kürdistan Bölgesi Yönetimi bu katliamı resmi olarak tanımadılar. Şu ana kadar da hukuka, adaletin bulmasına dair hiçbir şey yapmadılar. Kendisini örgütleyen Şengalli kadınlarda durmadan adalet arayış arayışını devam ediyor ve diyorlar ki, ‘Biz savunmamızı artık kimsenin bizi ucuza satanların eline vermeyiz’ diyorlar. Ezidi kadınlar Musul pazarında domates satar gibi vahşice satıldılar. Bu yara iyileşmez.

“JENOSİT KABUL EDİLECEKSE EZDİLERİN SORUNLARI ÇÖZÜLMELİ”

Yine Siwena Ezidi Kadın Meclisi (SMJE) üyesi Zübeyde isimli kadın ise Şengalli Ezidilerin hala dönebilecekleri ve barınabilecekleri bir evleri dahi olmamasını hatırlatarak, “73 fermana rağmen Ezidiler ayakta. Bazı annelerin gidip başında olacağını bir mezarı var. Ama hala kemikleri toprak altında olan ve mezarı olmayanlar var. Bizi acıtan şey ise hala binlerce Ezidi kadın çetelerin elinde ve akıbetleri belli değil. Suriye Demokratik Güçleri, katliamın döneminde 10 yaşında olan ve bugün 22 yaşında olan bir kadını kurtardı, onları kutluyoruz. 13 devlet katliamı kabul etmiş durumda lakin şu ana kadar hiçbir şey yapmış değiller. Bunu kabul etmiyoruz. Ezidilerin çabası olmasa jenosit olarak dahi tanınmayacak. Jenosit kabul edilecekse bu Şengal’e sahip çıkmakla olur, çıkılmıyorsa da bir şey yapmanın anlamı yok. Dönebilecekleri evleri dahi çok, halen çadırlarda kalıyorlar. Uluslarası devletlere çağrı yapıyoruz; jenosit kabul edilecekse Ezidilerin sorunları çözülmeli” diye belirtti.

“DEVLETLET KÖR, SAĞIR VE DİLSİZ”

IŞİD’in elinde esir olan Ezidi kadınlarının durumuna işaret eden Vekahad isimli Siwena Ezidi Kadın Meclisi üyesi de, “Başımıza her gün yeni fermanlar çıkarılıyor ve sürekli peşimizde. Kadınlarımız hala DAİŞ’in elinde ve pazarlarda satılıyor. Bunlar bizleri incitiyor. Bütün devletler buna karşı kör, sağır ve dilsiz. Annelerin, çocukların sesine kulak vermiyorlar.  Büyüklerimiz fermandan bahsediyordu ama bilmiyorduk. 74. Fermanı bizle gözlerimizle gördük. Ezidiler sağ olduğu sürece bu fermanı ve acıları unutmaz. Ferman, aslında bütün devletlerin fermanıdır. Çünkü seslerini çıkarmıyorlar” ifadelerini kullandı.

“KATLİAMIN BİZE DERSİ OLDU; ODA ÖRGÜTLENMEK”

Ve son olarak konuşan Siwena Ezidi Kadın Meclisi üyesi Binevş de, “Şengal’in yaraları iyileşmediği sürece bizler rahat etmeyiz. Bu katliam bizler için bir ders oldu; oda örgütlenmektir. Kendi kadın meclislerimiz oluştu. Şehirlere gittiğimizde bizler kendimizi saklıyorduk ve Ezidi olduğumuzu söylemiyorduk. Bu örgütlenmeyle birlikte eğitildik, dünyaca tanındık. Kültürünü, inancını savunan herkes devlet gözünde kabul görmüyor. Bu hareket sayesinde bir seviyeye ulaştık. Dünya bu jenosidi kabul etmese de biliyoruz ki Ezidiler ve onların örgütleri var. Katledilenleri saygıyla anıyorum” şeklinde konuştu.

Programın tamamı 3 Ağustos Pazar günü CANTV ekranlarında.

PİRHA/ALMANYA

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.