Alevi Haber Ajansi

HBVAKV Başkanı Ercan Geçmez: Olmazsa olmazımız barıştır-VİDEO

PİRHA- Barışın olmazsa olmaz olduğunu söyleyen HBVAKV Genel Başkanı Ercan Geçmez, ” Sadece Kürtlerin bir barışı olmamalı. Çünkü sadece Kürtlerin barışı olursa Numan Kurtulmuş’un söylediği söz o zaman yerini bulmuş olur” dedi. Geçmez, “Amasız, fakatsız Türkiye’yi barışa götürmek lazım. Türkiye’yi yoksulluktan, Türkiye’nin insanlarının bu eğitim sisteminden, insanların bu köhnemiş siyasi sistemden bir an önce kurtarmak lazım” diye ekledi.

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla PKK’nin kongresini toplayarak silah bırakma ve kendini feshetme kararı alması büyük bir yankı uyandırdı. Sürece ilişkin konuşan Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Genel Başkanı Ercan Geçmez, PİRHA’ya değerlendirmelerde bulundu.

Aleviliğin Kalu Bela’dan beri inkarcılığa karşı olan bir inanç olduğunu belirten Ercan Geçmez, “Alevilerin temel felsefesi 72 millete aynı nazarla bakmak ve ikinci temel felsefesi kimseyi kimseden ayırmadan çeşitliliği koruyabilmek. Bu dünyanın sadece birilerine ait değildir, bütününe ait olduğunu söylemektir” dedi.

“BARIŞ SADECE KÜRTLERİN BARIŞI OLMAMALI”

“Barış sadece Kürtlerin barışı olmamalı” diyen Ercan Geçmez, şunları kaydetti:

“Biz sadece Kürtlerin hakları değil, Türkiye’de ötekileştirilen bütün etnik toplulukları, kültürel toplulukları, diğer kimliklerdeki kültürel toplulukların tamamının kendilerini temsil etmesiyle ilgili defalarca eylemler yaptık, mitingler yaptık, söylemler söyledik. Bunların tamamını bizim tarihimizde, sayfalarımızda var. Danışma Kurulumuzun sonuç bildirisinde çıkan karara amasız fakat barışı destekleyeceğimizi kamuoyuna bildirdik. Ondan önce Büyük Alevi Kurultay’ını gerçekleştirmiştik ‘barışa giderken Aleviler’ diye. Büyük Alevi Kurultay’ın sonuç bildirgesinde çok net ifadelerimiz var; ‘Barışı istemeyen bizden değildir” diye.

“TOPLUMSAL BARIŞA DÖNÜŞMESİ LAZIM”

Çünkü sadece Kürtlerin barışı olursa Numan Kurtulmuş’un söylediği söz o zaman yerini bulmuş olur. Bu ötekileştirmelerin tamamının demokratik bir anayasada kendilerini bulabilecekleri bir demokratik metine dönüştürebilmeli.

Tabii ki bu metnin önceliği Kürtler olmalı, Aleviler olmalı, kadınlar olmalı, gençler olmalı, yaşlılar olmalı, ötekileştirelen olmalı, hayvanlar olmalı, doğa hakkı olmalı. Böyle bir metin Türkiye’nin önündeki en önemli sorundur. Elbette ki parlamentoda çözülmeli. Peki parlamento bu sorunu çözer mi? Parlamentonun başkanını dinlediğimizde çözeceği yok.
Tarihteki bir hikayeyi, bir meseleyi, Yavuz Sultan Selim’i örnek alarak, İdris-i Bitlisi’yi örnek alarak Alevlere ya burada olacaksınız ya da size katliamı gösteririz gibi bir sözden bunun parlamentoda çıkması zor gibi görünüyor. Bunun bir toplumsal barışa dönüşmesi lazım. Bunun için de bir toplumsal yüzleşmenin gerçekleşmesi lazım.”

“BARIŞ İÇİN KAPI KAPI GEZMEK LAZIM”

Barışın ancak birlikte mücadele etmek ile mümkün olacağını belirten Geçmez, “Sadece kendimiz için barış istersek bu tehlikeli olur. Onun için birlikte mücadele ederek bu ülkeye barışı biz getireceğiz. Barışı bu siyasi partilerin getirmeyeceği belli. Gerekirse barış için kapı kapı gezmek lazım. Barışın neden lazım olduğunu, bugün ülkemiz yoksulsa, bunun sebebinin savaş olduğunu, bu kadar insanlarımız birbirlerine düşmansa, bunun sebebinin savaş olduğunu, bu kadar insanlarımız özgür yaşayamıyorsa, bunun sebebinin bu savaş olduğunu ve bu kadar yolsuzluk ve bu kadar hırsızlığın ve bu kadar arsızlığın yüz tuttuğu bir yerde insanlarımız halen bunlara cevap veremiyorsa, bu kadar hırsızlar halen parlamentoda kendisini temsil edebiliyorsa bunu halkımıza doğru anlatmamız lazım” diye konuştu.

“BARIŞ OLMAZSA OLMAZIMIZDIR AMA ONURLU BİR BARIŞ”

Ercan Geçmez, barışın olmazsa olmaz olduğunu belirterek şunları belirtti:

“İki siyasi partinin dudağı arasında kalırsa bu barış, zor bir barış olur. Yani Devlet Bahçeli’nin barış isteği kıymetli ama Devlet Bahçeli’nin geçmişi barış istiyor mu ona bakmak lazım. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanının barış istemesi kıymetli bir şey. Peki bu cumhurbaşkanı gerçekten barış istiyor mu? Bir maziye bakmak lazım. Bu maziden bir şey çıkmaz anlamında demiyorum, bu maziye rağmen barış çıkabilir diyorum. Ama toplumu ikna ettiğinizde bu çıkar. Bir kez daha söylüyorum; amasız fakatsız Türkiye’yi barışa götürmek lazım. Türkiye’yi yoksulluktan, Türkiye’nin insanlarının bu eğitim sisteminden, insanların bu köhnemiş siyasi sistemden bir an önce kurtarmak lazım. Barış gelince bunların tamamı peş peşe gelir. Barış gelince emin olun insanlarımızın tavırları, hareketleri de değişir. Olmazsa olmazımız barıştır ama onurlu bir barış.”

Buse Nehir DEMİR/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.