PİRHA-ÖHD Adıyaman Temsilciliği ile Adıyaman TUAYDER, cezaevlerinde tutulan hasta tutukluların serbest bırakılması çağrısında bulunarak, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın toplumsal barışa katkı sunabileceği koşullarının yaratılması çağrısında bulundu.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Adıyaman Temsilciliği ile Adıyaman Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Dayanışma Derneği (TUAYDER) cezaevlerinde tutulan hasta tutuklulara dair basın açıklaması yaptı.
Adıyaman Adliyesi önünden yapılan açıklamaya derneklerin temsilci ve üyelerinin yanı sıra Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Adıyaman İl Örgütü yöneticileri ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Adıyaman Şube temsilcileri katıldı.
“Yaşamı savunmak barışı inşa etmektir” pankartının açıldığı açıklamada konuşan Adıyaman TUAYDER Yöneticisi Naci Korkmaz, “Hapishanelerde binlerce hasta mahpusun tedavisini bizzat yürüten doktor ve hastanelerin raporları, Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastane olsa bile Adli Tıp Kurumu tarafından onaylanmadıkça geçerli olmamakta ve Adli Tıp Kurumu’nu (ATK) bir tekel haline getirmiş durumdadır” dedi.
“ATK TEK OTORİTE OLMAMALI”
ATK’lerin tarafsız ve bağımsız karar vermeye elverişli bir yapı olmadığının altını çizen Korkmaz, “Hasta mahpuslara ilişkin mevzuatta hiçbir değişiklik yapılmaması, hasta mahpusların cezasının tehirine ilişkin süreçte ayrımcılık yapılması, hasta mahpusların uygun ve yeterli tedavi olanaklarına sahip olmaması, tedavi süreçlerinin ayrı bir cezaya dönüşmesi idarenin ve bakanlıkların sorumluluklarını yok sayamayacağı bir gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır” diye konuştu.
Akçadağ T Tipi, Türkoğlu 1-2 No’lu L Tipi ve Adıyaman L Tipi cezaevlerinde 4’ü ağır 7 hasta tutuklunun bulunduğu bilgisini paylaşan Korkmaz, “Türkiye hapishanelerinde bulunan hasta mahpusların tedaviye erişimlerinin önündeki engeller kaldırılmalı, infaz erteleme talepleri kabul edilerek derhal tahliye edilmelidir. Ağır hasta mahpuslar derhal serbest bırakılmalı ve infaz erteleme kararları bağımsız sağlık kurulları tarafından verilmelidir. Adli Tıp Kurumu’nun tek otorite olması uygulamasına son verilmeli, bilimsel ve tarafsız kurulların görüşleri esas alınmalıdır” ifadelerini kullandı.
Akçadağ T Tipi ve Türkoğlu 2 No’lu L Tipi cezaevlerinde 3 tutuklunun şartlı tahliyesinin engellendiğini belirten Korkmaz, İdare ve Gözlem Kurulları’na (İGK) keyfi uygulamalara son verme çağrısında bulundu.
‘BARIŞA KATKI ABDULLAH ÖCALAN’NI KOŞULARININ YARATILMASIYLA MÜMKÜNDÜR’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihinde yaptığı tarihi çağrıda belirttiği “Demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınması” konusundaki ifadeye dikkat çeken Korkmaz, devamında şunları ifade etti:
“Sayın Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit uygulaması, yalnızca bireysel bir hak ihlali değil; Türkiye’nin demokratik geleceği ve barış süreci açısından da ciddi bir engel oluşturmaktadır. Bu çağrının karşılık bulabilmesi, İmralı tecrit sisteminin kaldırılması ve Sayın Öcalan’ın toplumsal barışa katkı sunabileceği koşulların yaratılmasıyla mümkündür.”
“KEYFİ UYGULAMALARA SON VERİLMELİ”
Toplumsal barışın inşası için cezaevleri başta olmak üzere tüm devlet kurumlarında insana saygılı bir reform süreci başlatılması gerektiğinin altını çizen Korkmaz, “Hapishanelerde uygulanan ayrımcı ve keyfi uygulamalara derhal son verilmelidir. Bizler, tüm toplumu ve kamuoyunu bu hak ihlallerine karşı duyarlılık göstermeye, demokratik hukuk devleti mücadelesine destek olmaya ve sorumluluk almaya çağırıyoruz” şeklinde konuştu.
PİRHA/ADIYAMAN
Yoruma kapalı.