Alevi Haber Ajansi

Celal Fırat: Aleviler, eşit yurttaşlık hakkından neden mahrum bırakılıyor?-VİDEO

PİRHA-DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat, Alevilerin eşit yurttaş olarak görülmemesine ilişkin Meclis’te konuşarak, “Özel düzenlemelerle yönettiğiniz Alevi toplumu, bu ülkenin vatandaşı değil mi? Ya da vatandaş sayılan Aleviler, eşit vatandaşlık hakkından neden mahrum bırakılıyor?” diye sordu.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Celal Fırat, Alevilerin eşit yurttaş olarak görülmemesine ilişkin Meclis’te konuştu.

“ALEVİ TOPLUMU, BU ÜLKENİN VATANDAŞI DEĞİL Mİ?

Kişiyi devlete bağlayan hukuki ve siyasi bağın yurttaş anayasasını oluşturduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Celal Fırat, “Bu sürecin hukuki, fiili ve sosyolojik sonuçlarından vatandaşı yoksun bırakmak ise vatansızlığı oluşturur. Özel düzenlemelerle yönettiğiniz Alevi toplumu, bu ülkenin vatandaşı değil mi? Ya da vatandaş sayılan Aleviler, eşit vatandaşlık hakkından neden mahrum bırakılıyor? Anayasanın uygulanmayan ilkeleri; keyiflilik, ayrımcılık, yok sayılma ve yargı yollarının kapatılması sonucu; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Birliği Adalet Divanı vb. uluslararası insan hakları ve sosyal kurumları Alevilerin sorunlarını çözmeye ve yapılan haksızlıkları sorgulamak zorunda kalıyor. Bizim anayasamızda; “herkesin bir vatandaşlık hakkına sahip olduğu” ve buna bağlı olarak “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının hukuk temel ilkeleri doğrultusunda keyfi olarak vatandaşlıktan yoksun bırakılmayacağı’’ yazar. İşte bu tanım doğrultusunda Alevi toplumunun vatandaşlık haklarını kullanmasında, devlet yükümlülüklerini kasten yerine getirmemektedir” diye belirtti.

“ALEVİLER, HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ YABANCI ÜLKELERDE ARAMAK ZORUNDA KALDI”

Kendi içinde bir koruma alanı oluşturan Alevi toplumunun başka devletlerden hakları konusunda taleplerde bulunduğunu belirten Celal Fırat, şunları dile getirdi:

“Kısacası bizler bu topraklarda bizlerden esirgenmiş ve bizlere kapatılmış adalet sistemi içinde hak ve özgürlüklerimizi yabancı ülkelerde aramak zorunda kalmışız. Yani devlet; Uluslararası insan hakları metinlerinin emredici hükümlerini de reddetmiştir. Alevi toplumu ile devlet arasında kurulan hukuki ve siyasi ilişkiler başka devletleri ve uluslararası devletleri ilgilendirecek konuma gelmiştir. Alevilere haksızlık yapılmıştır. İşte bu haksızlıklardan dolayı, Alevi toplumu dünyanın birçok ülkesinde kendi öz yurtlarından ayrı yaşamaya devam etmektedir. Bugün bu kürsüde “Aleviler devletten ne istiyor” dediğimde, bunun cevabı “Devlet Alevilerden ne istiyor“ ile cevaplanabiliyor. Devlet Alevileri tercihli muamele ve ayrımcılıkla yönetmek istiyor. Aleviler ise hak ve özgürlüklerin “İnsan Hakları’’  kapsamına alınmasını, vaat edilen özgürlüklerin kendi açılarından da pratiğe dönüşmesini istiyor.

Devletin tarafsızlık konumu ve laiklik gereği; inanç pratikleri, ritüelleri ve bunların icra edilme biçimleri ile meşruiyeti konularında söz söyleme ve takdir hakkı yoktur diyor. Devlet, geleneksel fetihçi zihniyetle Alevilere hak kaybını reva görüyor ve Alevi toplumunun vatandaş olmakla elde ettiği kazanımlardan yoksun bırakmayı tarihsel görev olarak kabul ediyor. Alevileri iç güvenlik sınırsallığın da tutmaya çalışıyor. Aleviler ise; ötekileştirilmeme, eşit muamele görme ve ekonomik, sosyal ve inançsal haklardan yararlanmanın güvencesini istiyor.”

“ALEVİLER, EŞİT YURTTAŞLIK İÇİN MÜCADELE EDİYOR”

Devletin Alevilerle ilgili asimilasyon projeleri ürettiğini vurgulayan Fırat, “Aleviler ise eşit vatandaşlık sorunlarını görünür kılmaya çalışıyor, çabalıyor mücadele ediyor. Bulunduğu yerde kabul görmeyen, ayrıldığı yere geri dönemeyen ve bu ülkenin zimmetli vatandaşı konumuna koyulan Alevilere yazık değil midir? Evrensellik, bireysellik, dokunulmazlık, devredilmezlik, vazgeçilmezlik ve insan haklarının üstünlüğü gibi başlıkları kendi açısından yorumlayan devlet; Alevilere haksızlık yapıyor. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmeler ve ulusal anayasal düzenlemeler; yasa önünde eşitlik, ayrımcılık yasağını içeren bir yaklaşımla “eşit vatandaşlığı” evrensel ve üstün bir ilke olarak ele alınmıştır. Bu ilkenin temel yükümlüsü devlettir, her düzey ve nitelikte tüm organ ve görevlileriyle yasa önünde eşitlik ilkesine uygun davranması gerekir. Devleti yönetenlerin ise kendi siyasi – politik dayatmalarıyla ceza ve adalet politikalarının uygulama biçimine müdahale edip, yol gösterici ya da affedici görünme ikiyüzlülüğünden vazgeçmesi gerekir” diye konuştu.

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.