PİRHA- FEDA Eş Genel Başkanı Demir Çelik, yoksulluğun, açlığın, sefaletin, yasakların, inkarın, hukuksuzluğun ve anayasasızlığın nedeninin Kürt ve Alevi sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklandığının altını çizerek, “Barışın herkese lazım olduğundan hareketle Kürtlerin ve Alevilerin bu dönemde yan yana gelmeli, barışın etrafında kenetlenmeleri gerekiyor” dedi.
Devlet yetkilileri ile PKK Lideri Abdullah Öcalan arasında süren görüşmelerin yanı sıra DEM Parti heyeti de İmralı ile temaslarını sürdürüyor.
Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) Eş Genel Başkanı Demir Çelik, İmralı görüşmeleri eksenli yürüyen müzakerelere ilişkin PİRHA’ya değerlendirmelerde bulundu.
“MÜZAKERE SÜRECİNİ ÖNEMLİ VE DEĞERLİ BULUYORUZ”
Demir Çelik, başlayan bu görüşmeleri değerli ve önemli bulduklarını ifade ederek, AKP-MHP iktidarının Suriye merkezli Ortadoğu’daki gelişmelerden kaynaklı görüşmelerin olduğunu söyledi.
“TÜRKİYE EKONOMİK VE SİYASAL ALANDA ÇOK DERİN BİR KRİZİN İÇERİSİNDE”
Türkiye’nin aynı zamanda ekonomik ve siyasal alanda da çok derin bir krizin içerisinde olduğunu belirten Çelik, “Bu krizin üstesinden gelememenin toplumu yönetememenin yönetenlerin de yönetilenlerin de mutlu olmadıkları bir ülke gerçeği ile karşı karşıyadırlar. Sonuçta savaş 85 milyonluk Türkiye halklarına açlık sefalet ve yoksulluğa neden olmuştur. Bunlarla da kalmayıp yoksulluk yasaklarıyla iktidar vaat eden AKP bugün 390 bin olduğu söylenen cezaevlerinde başta siyasi tutsaklar olmak üzere insanlarımıza tutsaklığı reva görmüştür” ” dedi.
Gelinen süreçte tarihin ve dünyanın değiştiğine dikkat çeken Çelik, “Yeni bir hikâye, yeni bir paradigma yeni bir perspektif Ortadoğu halklarına giydirilmek isteniyor” diye konuştu.
“KÜRTLERİN VE ALEVİLERİN SORUNLARI ÇÖZÜLMEZSE BU ÜLKE DEMOKTARİKLEŞEMEZ”
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yıllardır ısrarla Türkiye’nin iki temel sorunu olduğuna dikkat çekmeye çalıştığını belirten Çelik, “Kürt sorunu, Alevi sorunu. Bu her iki kadim sorun çözülemediği için Türkiye demokratik hukuk sisteminden yoksun kalmıştır. Türkiye demokratik ve hukuk sisteminden yoksun kalmakla kalmamış içeride ve dışarıda savaş politikalarıyla halkların geleceği karartılmış, umudu hiçleştirilmiştir” diye ifade etti.
“SORUNLAR ÇÖZÜMSÜZLÜKTE ISRARDAN KAYNAKLIDIR”
Ülkede yaşanan işkence, adaletsizlik, hukuksuzluk ve hak ihlallerinin sınır tanımaz boyuta ulaştığını vurgulayan Çelik, “Dünyada geri ve aynı zamanda sınır tanımaz boyutta özellikle de kadınlara çocuklara dönük uygulamalarını devam ediyor. Yoksulluğun, açlığın, sefaletin, yasakların, inkarın, hukuksuzluğun ve anayasasızlığın nedeni Türkiye’nin bu iki kadim halkın sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklanıyor” dedi.
“SAVAŞSIZ, BASKISIZ, ÖZGÜR VE ORTAK YAŞAM ELBETTE Kİ MÜMKÜN”
Bugüne dek iki kadim halk olan Alevi ve Kürt sorunu demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü ve sivil bir anayasa çerçevesinde çözümüne dönük cevap verilmediğini belirten Çelik, “Bunun çözülmesine dönük fırsat verilmiş olmaydı Türkiye’de etnik durumuna, inancına, diline, kültürüne, siyasal düşüncesine bakmaksızın herkesin eşit vatandaş olma haklarının tanındığı demokratik hukuk sistemi içinde gerçekleşmiş, kansız, savaşsız, baskısız, özgür ve ortak yaşam elbette ki mümkündü” diye belirtti.
“KÜRTLERİN VE ALEVİLERİN BU DÖNEMDE YAN YANA GELMELİ”
FEDA Eş Başkanı Demir Çelik, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Bu müzakerelerin başlıyor olması ya da başlayacağı umudunu taşıyor olmasını her şeyden önce tazelemek istiyoruz. Biz bu manada Kürt sorununun çözümü konusunda tarafların eşit koşullarda müzakere masasına oturmalarını bu oturacakları müzakere masalarında şeffaf hesap verilebilinir, başta meclis olmak üzere meşru zeminlerde sürdürülmesinin beklentisi içerisindeyiz.
Örgütlü Alevi hareketlerinin de dahil olabileceği siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve demokratik kitle örgütlerinin de bu sürecin parçası olacak şekilde yürütmek gerektiğine inanıyoruz. Avrupa’daki Alevi hareketleri olarak da biz elbette ki savaş yerine barışı, inkâr ve imha yerine ortak yaşamı savunmakta ısrarcıyız. Dün olduğu gibi bugün de, yarın da bu ısrarımızdan vazgeçmeyeceğiz.
Ama yetmiyor bizim de yapacaklarımız vardır, yapmamız gerekenler vardır. Barış kutsaldır ama barış her isteyenin erişebileceği sıradan bir vaka da değildir. Her şeyden önce vatandaşıyla savaşan devletin barışa ikna olması zor. Onlar nasıl ki çeşitli ideolojik aygıtlarıyla algı oluşturarak sipekülatif ve manipülatif söylemleriyle toplumu şekillendirip yönetmek istiyorlarsa biz de inadına ısrarla Hakk ve hakikati dile getirmek ısrarcı bir şekilde barışı savunmak zorundayız.
Barışın herkese lazım olduğunu herkes için kutsal olduğundan hareketle Kürtlerin ve Alevilerin bu dönemde yan yana gelmesi birlikte olmaları barışın etrafında kenetlenmeleri olması gerekendir.
HAKK VE HAKKİKAT YOLDAŞLIĞINDA BİRLİKTE OLMAK ZORUNDAYIZ
O nedenle bugüne kadar biz Alevilerin Kürtlerle olan ve Kürt siyasal hareketine, demokratik kitle örgütlerine koyduğumuz mesafeleri angajmanları kaldırmakla birlikte faşizme karşı demokrasi mücadelesinde, savaşa karşı barış isteminde, yan yana gelme Hakk ve Hakkikat yoldaşlığında birlikte olmak zorundayız. Hakk yardımcımız Hızır yoldaşımız olsun.”
PİRHA/ALMANYA
Yoruma kapalı.