PİRHA- Kadınlar Birlikte Güçlü İzmir, Maraş Merkezli 6 Şubat’ta gerçekleşen depremin 1. yılı nedeniyle yaşamını yitirenler için iskele önünde mumlar yaktı. Kadınlar yürüyüşleri sırasında, “Sadece hayatta kalmak değil, insanca bir yaşam istiyoruz. Unutmuyoruz, affetmiyoruz” dedi.
Kadınlar Birlikte Güçlü İzmir, “Kadınlar unutmadı, unutmayacak” sloganı ile İzmir Karşıyaka Vapur İskelesi’nin önünden Karşıyaka İzban Durağı önüne yürüyerek 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde hayatını kaybedenleri andı. Kadınlar ayrıca Konak Karşıyaka vapurunda eylemin duyurusunu yaptı, eylem alanında ise defne yaprakları bırakıldı, mumlar yakıldı.
‘6 Şubat Depreminin 1. yılında kadınlar unutmuyor, affetmiyor, hesap soruyor” yazılı pankartın taşındığı eylemde sık sık, “Unutmak yok affetmek yok helalleşmek yok”, “Katillerden hesabı kadınlar soracak”, “Yaşasın kadın dayanışması” , “Kızılay halka hesap verecek”, “Hükümet istifa”, “Deprem değil ihmal öldürdü”, “Depremzede kadınlar yalnız değildir” sloganları atıldı. Basın açıklamasını kadınlar adına Emine Akbaba ve Sibel Örkmez okudu.
“HALK DEVLET NEREDE DİYE SORDU”
Açıklama hayatını kaybedenler anısına ses çıkarma eylemi ile başladı. Sermayeye açılan kentlerde, güvenli diye satılan evlerin mezar olduğunu, yaşanan yıkımın sorumlularını bildiklerini dile getirilen Örkmez, “6 Şubat depreminde bir ses yükseldi enkazın altından ‘Devlet nerede?’ Bu ülkenin en büyük kamu kuruluşu Kızılay, halka çadır satarken, insanlar sosyal medya üzerinden hayatta kalmaya çalıştığı zamanda internete kısıtlama getirirken, acil kamusal seferberlik yerine televizyonlarda şov yapıp para toplarken, Erdoğan televizyondan halkı tehdit ederken, bugüne kadar toplanan deprem vergilerine ne olduğunu açıklayamazken, birkaç ay sonra çadırlara “kaçak elektrik kullanıyorsunuz” diyerek elektrik sayacı bağlarken karşımıza çıktı” dedi.
“HAYAT NORMALE DÖNMEDİ”
Deprem bölgelerinde özellikle Hatay’da hayatın normale döndüğü açıklamaları yapıldığını oysa depremin bir yıl sonrasında Cumhurbaşkanı’nın çadırda kalanlar görünmesin diye çadırların kaymakamlık talimatı ile söküldüğünü dile getirilen Örkmez, “Açılan hastanede yeterli ekipman olmadığı için hastalar tedavi edilemiyor, ulaşım olmadığı için hastaneye ulaşım sağlanamıyor, yeterli sayıda personel olmadığı için sağlığa erişim mümkün olmuyor. Her yağmur yağdığında hastaneyi su basıyor. En temel ihtiyaçlar halkın dayanışması ile karşılanmaya devam ediyor. Barınma, beslenme, eğitim, sağlık, ulaşım gibi en temel kamu hizmetlerine erişim sağlanamıyor” diye belirtti.
“KADINLARIN CAN GÜVENLİĞİ YOK”
Kadınların can güvenliği olmadan, taciz ve istismar riski altında; failleri ile çadırlarda yaşamak zorunda kaldığını dile getirilen Örkmez, “Şiddeti önleyen mekanizmalar işlemediği gibi konteynere kurulan ŞÖNİM’e rüzgarlı havada ağaç devriliyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve yoksulluğun derinleştiği deprem bölgelerinde bakım emeği kadınların üzerinde artarak devam ediyor. Depremin ardından kayıp çocuklar cemaat ve tarikatlara teslim edildi” diye kaydetti.
“KATLİAMIN SORUMLULARI AKP ADAYI”
Dönemin Şehircilik ve Çevre Bakanı Murat Kurum’un depremdeki can kayıplarından sorulu olanlardan bir olduğunu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne AKP’nin adayı olarak gösterildiğini anımsatan Örkmez, geçtiğimiz günlerde 130 bin yurttaşın hayatını kaybettiğini itiraf ettiğini aktardı. Örkmez, “Dönemin Hatay Belediye başkanı Lütfü Savaş’ın ise yeniden belediye başkanlığına adaylığı açıklandı. İmar affı çıkaranlar, binaları denetlemeyenler, izin verenler bu katliamın sorumlusudur. Aylardır halktan gerçekleri saklayanlardan bizi enkaz altında bırakanlardan hesap soracağız” diye vurguladı.
TALEPLER
Emine Akbaba ise deprem bölgesindeki kadınlara dair yapılması gerekenleri şöyle sıralandı:
“*Deprem bölgesinde, özellikle Hatay’da barınma sorunu hala çözülmedi, büyük bir krize dönüştü. Afet sonrasında sağlanması gereken geçici konutlar ortada yok; hala konteynır bulamamış, çadırda, barakada, serada; yazın sıcaktan, kışın soğuktan hafif-orta hasarlı evlerde kalan aileler var. Sağlıklı, güvenli barınma temel bir haktır; devlet depremzedelere derhal planlı, güvenli, geçici konutlar sağlamalıdır.
*Deprem bölgesinde, özellikle Hatay’da, kesintisiz temiz suya erişim hala büyük bir sorun. Derme çatma barınaklarda çamaşır yıkamak, yemek pişirmek, çocuklara düzenli banyo yaptırmak, genel temizlik büyük bir yük olarak kadınların sırtında. Şebeke suyu güvenli biçimde kullanılamıyor. Kesintisiz temiz su temel bir haktır; devlet deprem bölgelerine derhal kesintisiz temiz su sağlamalıdır.
*Deprem bölgesinde, özellikle Hatay’da genel sağlık ve kadın sağlığı koşullarında büyük bir kriz yaşanıyor. Menstrual hijyen ürünlerine erişememek kadınların sağlığını tehdit ediyor; hastaneler yetersiz, uzman hekim yok. Toplu ulaşım olmadığı için hastanelere ulaşmak mümkün değil. Depremden bu yana büyük bir travma yaşanan kentlerde ne çocuklara ne yetişkinlere yaygın psiko-terapi desteği sağlanıyor. Sağlık temel bir haktır, devlet deprem bölgelerinde derhal genel sağlık ve kadın sağlığı hakkına ilişkin sorumluluklarını yerine getirmelidir.
*Deprem bölgesinde, özellikle Hatay’da elektrik-internet şebekeleri hala sağlıklı, düzenli çalışmıyor. Elektrik sürekli ve günlerce kesiliyor; elektrik sobasıyla ısınan konteynırlar buz kesiyor; yağmur yağdığında elektrik çarpıyor, yangın çıkıyor. Kesintisiz internete ulaşmak büyük bir sorun. Eğitim hayatına yetersiz-eşitsiz koşullarda devam ederek sınavlara hazırlanan çocuklar internetten yararlanamıyor; yollar hala delik deşik. Devlet deprem bölgelerine derhal güvenli temel altyapı sağlamalıdır.
*Deprem bölgesinde, nitelikli eğitim sağlanamıyor. Çocukların okula giderken kullandığı yollarda enkaz kaldırma çalışmaları sürerken çocuklar molozların olduğu yerlerden okula gitmek zorunda kalıyor, trafik ışıklarının ya da kurallarının olmadığı yerlerden okula ulaşmaya çalışıyor. Çocukların güvenli olarak okula gitmesi sağlanmalı, depremden etkilenen çocuklara takviye dersler yapılmalı, nitelikli-güvenli şartlarda eğitim sağlanmalıdır.
*Deprem bölgesinde, özellikle Hatay’a kadınların şiddete uğradığında başvuru yapabileceği yerler hala yok. Hatay’da konteynıra kurulan ŞÖNİM’in üzerine ağaç devrildi. Şiddete karşı kadınları önleyici hiçbir yasa uygulanamıyor. Kadınlar failleri ile çadırlarda, konteynırlar da yaşamaya mecbur bırakılıyor. Deprem bölgesinden 6824 sayılı yasa etkin biçimde uygulanmalıdır.
*Deprem bölgesinde kayıp çocuklara ne oldu sorusu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından cevapsız bırakılıyor. Çocukların istismara açık olduğu bölgede çocukları şiddete karşı önleyici yasalar etkin olarak uygulamalı, refakatsiz 1912 çocuğa ne olduğu açıklanmalıdır.
*Deprem bölgesinde, özellikle Hatay’da çıkarılan rezerv alanlar ile tarım alanları imara açılmakta, acil kamulaştırma ile imar planları oluşturulmakta ve talanın önü açılmaktadır. Yıkılan kentler, devletin ve sermayenin iştahını kabartırken kamusal alanlar yok edilmektedir. Bölgede acil kamusal alanlar oluşturulmalıdır.
*Deprem bölgelerinde zeytinliklere, arazilere, tarlalara istimlak adı altında el konulmasına son verilmelidir. Yıkımın yoğun olduğu bölgede asbeste karşı önlem alınmadan yapılan yıkımlar ciddi solunum yolu enfeksiyonlarına neden olmakta, ilerleyen zamanlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Asbeste karşı önlem almadan yıkımlar gerçekleştirilmemelidir. Molozlar yaşam alanlarına yakın bölgelere dökülmemelidir.
*Deprem bölgelerinde özellikle Hatay’da halkın kendi imkanları ile kurduğu yaşam alanları zorla kaldırılarak “konteynır kentlerde” yaşamaya mecbur bırakılıyor. Şartları iyileştirilmeden bölge halkı zorla konteyner kentlere götürülmemeli, ortak yaşam alanları kaldırılmamalıdır.
*Deprem bölgesinde, kadınların üzerindeki bakım emeği katlanarak arttı. Deprem bölgesinde kreş, yaşlı bakım evleri ve çamaşırhaneler kurulmalıdır.
*Deprem bölgesinde özellikle Hatay’da işyerleri yıkılan kadınlara destek sağlanmalı, borçları ertelenmeli, işsiz kadınlara istihdam sağlanmalıdır.”
Sibel, son olarak depremzede kadınlarla hesap soracaklarını ve yeni bir yaşamı inşa edeceklerini belirtilerek şunu söyledi:
“Sadece hayatta kalmak değil, insanca bir yaşam istiyoruz. İzmir’den deprem bölgesine kız kardeşliğimiz ile ellerimizi birleştiriyor, unutmuyor, affetmiyoruz.”
Anma, Hatay’da depremzede kadınların oluşturduğu koronun müzik dinletisinin ardından sona erdi.
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.